BU BÖLÜM BİRAZ DA ALPARSLAN CEPHESİNDEN OLAYLARA BAKARKEN AYNI ZAMANDA ALIŞMA SÜRECİNİ BİTİRMİŞ OLACAĞIZ CANLARIM. ALIŞMA SÜRECİ DEDİĞİM DE ALPARSLAN VE GÖKÇEN'İN BİRBİRİNE ALIŞMASI. UMARIM BEĞENİRSİNİZ BÖLÜMÜ.
KEYİFLİ OKUMALAR CANLARIM :)
ℂ⋆ ℂ⋆ℂ⋆ℂ⋆ℂ⋆ℂ⋆ℂ⋆ℂ⋆ℂ⋆ℂ⋆
Alparslan dünden beri ne halt yediğini kendine sorup durmaktan uyku da uyumamıştı ve dolayısıyla sinir harbinde dönüp duruyordu. Onu sakinleştiren çay bile görevini yerine getirmiyormuş gibiydi.
Gökçen karakola adımını attığı ilk anda henüz bir hafta öncesinde yedikleri saldırı aklına gelmiş ve çılgına dönmüştü. O saldırıda bir askeri omzundan vurulmuştu ve bu Alparslan'ın delirmesi için yeterli olmuştu. Savaş alanına dönen karakolun ortasına bomba gibi düşen bu kız tüm dünyasını sorgulamasına neden olmuştu.
Hain demişti Alparslan. Şüphelenmişti. Dağdan elini kolunu sallaya sallaya gelen ve belinde silah taşıyan kız gözüne fazla masum ve kendinden emin görünmüştü ve bu da onu deli etmişti. Alparslan genel olarak delirdiği için kimse takmıyordu onun bu hallerini. Ancak bu kız fazlasıyla takmış olacaktı ki fazla masum ve meraklı çıkan sesiyle karakolun ortasında fırtına estirmişti.
"Bana niye öyle bakıyorsun ?" diye sormuştu. Alparslan o zamana kadar nasıl baktığının farkında bile değildi. Tek dileği bu kızın hain çıkmasıydı. Bu yüzden onu güzelliği için bile suçlayabilirdi. Örülü saçlarından kopan teller rüzgarın etkisiyle beyaz tenine vuruyor ve o saçlar Gökçen'in yanağına değdikçe Alparslan soğuk havada tir tir titriyordu.
Ancak kız ondan korksa da geri adım atmıyor üstüne üstlük diklenerek cevap veriyordu. Alparslan bunun için de delirmişti. Gökçen karakola girdiğinde dışarıda ki karmaşayı duymuş ve içtiği çayı masaya fırlatarak kalkmıştı. Savaş köye inmiş teröristlerle çatışıyorken o arkada kalmış olmanın verdiği sinirle iki demlik çayı bitirmişti.
Gökçen'in iki askerin kollarında ayakları yerden kesilerek önüne getirilmesiyle daha da delirmişti. Çünkü bu kız çok güzeldi. O yakıcı gözleri ve fiziğiyle Alparslan'ın iç dünyasını fethederken Alparslan o saniyeden sonra Şırnağı yakacak derecede gözünü karatmıştı.
Velhasıl Gökçen bilmeden de olsa Alparslan'ı delirtmiş sonra da hiçbir şey olmamış gibi onunla arabaya binip tugay yoluna koyulmuştu. Tugaydan telefon gelip haberi aldığında yeni bir görev var diyerek sivil giyinmek zorunda kalmış üstüne üstlük bu deli kızı da götürmek için kendi içinde savaşa girmişti.
Kızı odasında gördüğünde bilerek üstüne yürümüş kızın dibine bilerek girmişti. Gökçen'in onun odasında, onun yatağında duruyor olduğunu görmek Alparslan'ın kanını kaynata dursun, kızın dayısı ; Alparslan'ın da devresi olan Savaş, yeğeni ortadan kayboldu diye karakolu dolaşmaya başlamıştı. Savaş yeğeninin devresinin odasında hatta yatağında olduğunu görse önce Alparslan'ı alnının çatından vurur daha sonra ibrete alem olsun diye Karlıdağ Karakolunun nizamiyesine kellesini asardı.
Nitekim bu düşünce bile Alparslan'ın kızın üstüne yürümesini ve onu yatakla kendi arasına sıkıştırmasına engel olamamıştı. Çünkü bu kızın hain olmadığını öğrendikten sonra delicesine pişman olmuş ve o masum yüzünün, ay gibi parlayan teninin nasıl koktuğunu çok merak etmişti.
Alparslan, sabah Savaş karakola ayak basıp kızı merak ettiğini söylediğinde o kızın yeğeni olduğunu anlamış ve onu hain zannederek diskoya soktuğunu devresine söylediğinde bir araba dolusu küfür yemişti. Bu da Alparslan'ı içten içe mutlu etmişti. O küfür yediğine değil kızın hain olmadığına hatta devresinin yeğeni olduğuna sevinmişti hatta öyle çok sevinmişti ki tam teçhizat 50 tur koşmaya razı gelebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vatan-ı Elzem
General FictionVATAN nedir ? -Vatan ; yiğitlere cennet kokusu, hainlere cehennem korkusudur. HUDUT nedir ? -Vatan'a namustur. BAYRAK nedir ? -Vatan'ın şerefi, hududun hilali, bir fedainin yüreğidir. Ben askerim ; yüreğim BAYRAK, namusum HUDUT, cenneti...