Yakın Takipte Can Savaşı

9.6K 478 195
                                    







Aha da geldim !!!

Çok özledim, özledim de geldim... Biraz da özürlerimi kabul etmeniz dileğiyle geldim canlarr....

Ama geldim !!

Beni bumerang gibi düşünün ; atın, fırlatın, gitti deyin ama döneceğimi de bilin. Vallahi çok uzun olsa da dönüşüm, geldim yine !

Sitemlerinizde çok haklısınız, çok ama çok beklettim. İki ayı geçmiş bölüm atmayalı. Ben böyle bölüm atmadığım halde bana attığınız mesajlar, panoma yazdığınız yazılar ve son bölüme attığınız o sıcacık yorumlar...

Her şey için özellikle de samimiyetiniz için minnettarım.

Vatan-ı Elzem'in bağımlısı olup da baştan okuyanlar ve bunu belirtenler iyi ki varsınız !

Her şeye rağmen sabırla beklediğiniz için minnettarım !!

Bu bölüm biraz kısa oldu ama daha da çok bekletmeyim diye paylaştım. Devamını diğer bölüme katıp paylaşacağım. Diğer bölüm ağızların açık kalacağı, yürekleri sıkışacağı bir bölüm olacak garanti ederim.

E buyrun o vakit bölüme ❣️



Hatalarım olduysa affola canlar...





--"''"--

"Aha da şu noktada ciğerimi ortaya bırakıyorum isteyen üstüne basıp çiğnesin gık demem !" dedi nefes nefese koşmaya devam ederken Baran.

Ne hikmetse Bekir iki arka sırasında olduğu halde Baran'ı duydu ve gülerek cevapladı.

"Tamam sen bırak ben geçerken basarım canım."

Baran gözlerin devirdi. Terden siyaha dönen tişörtünün eteğinden tutup kaldırdı ve yüzünde ki terleri silerek koşmaya devam etti.

Sabah sekizden beri arkalarından kovalayan varmış gibi deli danalar gibi karakolun etrafında tur atıyorlardı.

Fatih kırk ikinci turdan sonra saymayı bırakmış, ara sıra dinlenme bahanesiyle saklanmış olsa da, Savaş durumu fark ederek ona depar attırtmıştı.

Belli ki Baran'dan önce ciğerini ağzından çıkartacak olan Fatih'ti.

Savaş en önde, time komuta ederek koşuyor, ama gram terlememiş halde tüm karizmasıyla dağları inletiyordu. Aklında şimşekler çakıyor, o şimşekler beynine değil ayaklarına etki ediyormuş gibi süratine sürat katarak koşmaya devam ediyordu.

Karakolun nizamiyesine geldiklerinde Savaş adımlarını yavaşlattı ve yüzünü time dönerek olduğu yerde yaylana yaylana, bitap düşmüş askerlerine baktı.

"Noldu lan ? Pes ettiniz hemen ?"

Çavuş Cemil bile yorulduğu için söze o başladı.

"Komutanım... pes etmedik hamdolsun da... Yani eksi beş derecede, üzerimizde tişörtlerle, altmış üç turu soluksuz attık. Biraz yorulmak bizimde hakkımız bence."

Onbaşı Yasin nefeslerini düzenlerken başını ağır ağır salladı.

"Çavuşun laflarının altına imzamı atıyorum komutanım."

Savaş olduğu yerde durdu ve ikinci sırada duran Yasin'e doğru ağır ağır başını eğdi.

"Savunmanı yazarken imza atmayı unutma koçum."

Yasin yutkunurken Metehan soluk soluğa araya girdi.

"Komutanım, bitti mi eziyet ?"

"He bitti Metehan, mutlu oldun mu ?"

Vatan-ı ElzemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin