KASİYER / GAY

1

Bunaltıcı sıcak hava nedeniyle kasanın yanında duran dergilerden birini alıp yüzüme doğru hızlı hızlı sallamaya başladım.

Gerçekten şu an güneşe ateş etmemek için götümü sıkıyordum.

Utanmasam dilimi çıkarıp köpek gibi nefes ala ala yelleyecektim kendimi ama işte her an bir müşteri gelebilir diye tetikte bekliyordum.

Üniversite tatile girince işe girmek zorunda kalmıştım.

Yazın kesilen burslarım nedeniyle param suyunu çekmişti tabi ve şu an beni ters çevirip sallasanız bir kuruş çıkmazdı ceplerimden.

Herkes gibi ben de kendi lanetimi yaşıyordum. Çok zengin olmasa da geçimini sağlayacak düzeyde geliri olan bir ailem vardı. Mutluyduk hep birlikte, bir şekilde idare ediyorduk. Ne zaman ki abim benim eşcinsel olduğumu öğrendi o zaman bu mutluluk sona erdi.

Tahmin etmişsinizdir o zamanlar ne olduğunu bu yüzden oturup anlatmayacağım size olanları.

Şimdi ise tek başıma küçük bir evde burslarımın yardımıyla yuvarlanıp gidiyordum işte. Yaz gelince işler biraz ters gitse de bulmuştum bir yolunu para kazanmanın.

Bu nedenle de kendimi, yazın en sıcak günlerinde bu markete hapsetmiştim. Asla şikayetçi değildim bu durumuma, şükür diyip çalışıyor alnımın teriyle paramı kazanıyordum. Bazen bunalsam da buna ihtiyacım olduğu için sesimi çıkarmıyordum.

"Hoşgeldiniz efendim" dedim kasaya gelen sarışın kadına. Kadın elindeki market çantasını kasanın kenarına koyup yüzüme bakmasına rağmen cevap vermemişti. Umursamadan çantadaki malzemeleri teker teker geçirip tutarı söyleyerek ödeme yapmasını bekledim. Kadın ise ödeme için herhangi bir çaba göstermeden beni izliyordu.

Tamam yakışıklıyım anlıyorum ama şu an bunun sırası mıydı?

"Hanımefendi" diyerek seslendim kadına. Cevap vermeyince derin bir iç çekip ellerimi gözlerinin önüne getirerek salladım.

Bana bak kadın çarpıcam bu elleri suratına dememek için zor tutuyordum kendimi.

En sonunda kendine gelince "Kusura bakmayın dalmışım" diyerek ödemeyi yapacağı sırada yan tarafta kırılan  içki şişesinin sesiyle korkuyla o tarafa döndüm. 

Siyah takım elbise giymiş bir kaç tane zebellah, içkilerin olduğu kısıma bakıyorlardı. Muhtemelen bir tanesi iri cüssesi nedeniyle çarpıp kırmıştı şişeyi.

İçimdeki Allah'ım Neydi Günahım çalmaya başlayınca pes ederek kadının ödemesini alıp gözlerimi iri kıyım adamlara çevirdim. Nasıl olsa işleri bitince toplardım aceleye gerek yoktu.

Dirseklerimi kasaya dayayarak hafifçe eğdim bedenimi, yüzümü de elime yaslayıp eğik kafamla adamları incelemeye başladım.

Üç kişilerdi ve hepsinin ortak olarak siyah takım elbisesi ve siyah eldivenleri vardı aynı zamanda böyle bir yere ilk defa gelmiş gibi davranıyorlardı. Arkaları dönük olduğu için yüzlerini göremesem de birbirleriyle tartıştıklarını anlamak zor değildi.

Açıkçası böylesine ağırbaşlı adamların bu şekilde tartışması beni gülümsetmişti.

Düşünsenize koca koca adamlar içki şişesini düşürüp etrafa şaşkın bakışlar atarak birbirleriyle tartışıyor. Bu düşünce aklımdan tekrar tekrar geçip, karşımdaki adamlar da gittikçe saçmalayınca  gülümsemem kademeli bir şekilde genişlemişti.

Bu nasıl bir ortamdı be?

Onlara dalmış sırıta sırıta tartışmalarını izlerken arkalarından gelen bedenle gülümsemem yüzümde donmuş ve hayranlıkla izlemeye başlamıştım.

Bu herif de neydi lan?

Arkadaşlar biri beni durdursun sjdjsf.

Dayanamıyorum yine başladım bir şeylere umarım güzel olur ve seversiniz.

Hepinizi seviyor ve iyi okumalar diliyorum efenim.