KASİYER / GAY

6

Sabahın köründe uyanmış esneye esneye elimdeki küçük valizle mavi mafyanın arabasını bekliyordum.

Hayır ne zoru vardı da bu saatte beni uyandırıp hiçbir şey söylemeden gelmemi istiyordu ki.

Tamam onunla tatil fikri muhteşemdi ama ne alaka sabahın körü. Öğlen de gidebilirdik değil mi?

Demek ki bu mafyalar gerçekten de planlı yaşıyorlardı bu hayatı. Zor iş mafya olmak, iyi ki mafya değilim ya ben.

Senden de çok mafya olurdu ya diyen iç sesime boş boş baktım. Tepki veremeyecek kadar uykuluydum çünkü.

Kapalı gözlerimle bekliyordum artık az daha gelmezse muhtemelen küt diye düşüp uyuyacaktım yerde.

Aniden önümde duran arabanın rüzgarıyla hafifçe yerimde sallanıp gözümü açtım. Geçen gördüğümün aksine gri olan geniş ve lüks araca hayranlıkla bakarken camının açılıp içinden mavi mafyanın görünmesiyle beş karış açık olan ağzımı kapatıp ona baktım bu sefer de.

"Atla" demesiyle gözlerimi devirdim. Ne yani bir 'Günaydın' ya da 'Nasılsın aşkım' diyemez miydi yani.

"Sana da günaydın" diyerek yan koltuğa geçip küçük valizimi de arkaya fırlattım.

Kaşlarını çatmış bana bakarken ben de ona baktım aynı şekilde. En sonunda yine patavatsız Gündüz yüzünü göstermişti.

"Çok bakma mavi mafya aşık olursun" diyip ardından ne dediğimi fark edince elimi kapının kulpuna atıp dışarı çıkmaya çalıştım. Bu yaptığım aptallıktan başka şekilde kurtulamazdım yoksa.

Kapının kilitlenmiş olmasıyla yutkunarak korkuyla gözlerimi mavilere çevirdim. Bu sefer kesin beni vuracaktı. Hayallerim vardı benim be yakışmazdı bana arabada ölmek.

"Merak etme bu sefer de vurmayacağım seni" diyen gülümseyen suratla zoraki bir gülümseme yerleştirdim yüzüme.

"Yine mi dışımdan konuştum?" Demiştim kabız olmuş gibi duran suratımla.

"Yok bu sefer ben tahmin ettim" diyerek gülümseyen yüzüyle arabayı çalıştırdı.

Ölmeyeceğime emin olunca rahat bir nefes verip arabayı süren adamı arsızca süzmeye başladım.

Üstüne sıradan siyah bir tişört geçirmiş altına ise aynı sıradanlıkta bir kot giyerek normal bir insana benzemişti. Normal dediysem muhteşem kasları artı yüzüklü parmaklar artı masmavi gözlerle normalin çok üstünde olsa da en azından takım elbiseli değildi.

"Çok bakma aşık olursun sonra" diye kendi silahımla vurulunca utançla kafamı çevirdim pencereye doğru.

"Ee nereye gidiyoruz" diye sordum konu değiştirmek amacıyla.

"Gidince görürsün"

Hödük.

Söylesen ne olur yani.

"Ne kadar sürer peki. Ha bir de hani beni aldıracaktın?"

"Bir iki saat sürer. Bir hayalin vardı onu gerçekleştirelim dedim o nedenle" diyince kaşlarımı çattım. Ne hayalim vardı lan benim.

"Ne hayali?" Dedim onun gibi kısa keserek.

"Onu da mı ben söyleyeyim?" Dedi bana şaşırmış gibi bakarak, ardından da tekrar önüne döndü. Bende omuz silkip kafamı lüks ve rahat olan koltuğa koyarak uyumaya çalıştım. Şu an ne olduğunu sorgulamayacaktım zamanı gelince görürdüm zaten.

Tahmini yarım saat kadar sonra ağaçlık bir alana giriş yaptık. Tamamen tenha olan bu yer ister istemez korkutmuştu beni. Biraz daha ilerleyip köşede durduk. Ben korkuyla koltuğa tutunmuş ne olacağını beklerken yanımdaki mafya sakince bana döndü.

Yutkunarak bakışlarımı ona çevirdim. Ne kadar korku dolu olduğumu anlayınca kahkaha atıp elini omzuma attı.

"Korkma ufaklık hala sana zarar vermek gibi bir niyetim yok" diyince tekrar yutkunup sordum.

"Peki neden durduk böyle bir yerde vurmayacaksan beni" diyince duran kahkahası tekrar başladı. Eğer korkudan altıma işeyecek kıvama gelmeseydim muhtemelen onu hayranlıkla izlerdim ama götüm tutuşmuştu bir kere.

"Hatırlıyor musun bana ölmeden önce yapmak istediğim bir hayalini söylemiştin" diyince gözlerimi kısarak ona bakmayı sürdürdüm. Elini omzumdan yukarıya doğru okşayarak çeneme getirip yüzümü yüzüne yaklaştırmasıyla anılar bir anda hücum etti beynime.

Ağzımdan fısıltıyla "Arabada seks" kelimeleri çıkmıştı. Ardından da hayal bile edemeyeceğim bir şey oldu.

Beni öptü.

Çok kötü bir yerde kestim biliyorum sjfjsifs.

Neyse diğer bölüm acaba ne olacak ya ben de merak ettim.

Hepinize iyi okumalarrr.