Sahil kenarı maceramızın üstünden tam bir hafta geçmişti ve ben yine bir kutlamaya gitmek için hazırlanıyordum.
Son kez saçlarımı karıştırıp kendime çeki düzen vererek hızla evin dışına doğru adımlamaya başladım.
Bu sefer tek umudum Mavi Mafya ile aynı yerde olmamak ve o sarı kadını görmemekti. Eğer o kadını tekrar görürsem muhtemelen tepsiyi ben kafasına geçirecektim çünkü. Eh ama kocaman şehirde de iki defa denk gelmezdik herhalde.
Aklıma gelen düşüncelere yüzümü buruşturup Bahadır'ı beklemeye başladım. Bugün beni alacağını söylemişti. Nedenini anlamasam da sesi fazlasıyla endişeli gelmişti kulağıma.
Sokağın başında gözüken siyah arabayla düşüncelerimden sıyrılıp kendime gelerek kıyafetimi düzelttim ve önüme kadar gelmesini bekledim. Eh olsundu değil mi o kadar da?
Hemen dibimde duran arabayla gülümseyerek kapıyı açıp içeri girmiştim.
"Ee yok mu bir kapı açma? Bu ne biçim şoförlük arkadaşım?" Diyerek alay kokan sesimle sataştım yanımdaki adama.
Dediklerime gülerek kafasını sallamış ve önüne dönmüştü.
"Sana da merhaba Gündüz"
"Merhabalar efendim merhabalar"
Emniyet kemerimi bağlarken yüzündeki o sıkıntılı ifadeyi görmek beni germişti açıkçası.
"Bahadır?"
"Hmm?"
Aha kesin bir şey vardı yoksa bu çocuk böyle salak salak süzülmezdi.
"Bahadır hamileyim"
"Hayırlı olsun. Kaç aylık?" Diyen dalgın sesle şaşkınca bakmıştım. Araba bir ara sokağa girip yavaşladığında ise çaktırmadan yanağına küçük bir tokat geçirip kendine gelmesini sağladım. Aniden duran arabayla ikimiz de sarsılsak da hemen toparlanıp birbirimize bakmıştık.
"Ne yapıyorsun dangalak kaza yapacaktık"
"Kaza yapacaksak senden dolayı yapacaktık dingil. Ne bu dalgın haller?" Diyerek elimi savurmuştum ona doğru.
"Hamileyim dedim hayırlı olsun dedin oğlum manyak mısın?" Dememle elini kahverengi kısa saçlarına atıp karıştırmıştı.
"Şey-"
"Ney lan ney söyle artık" diye patlamıştım sonunda. Bu çocuğun böyle olması normal değildi ve ben onun başına bir şey gelmesinden ölesiye korkuyordum. Şu an hayatımda değerli olan iki kişi vardı; biri Mavi Mafya diğeri de Bahadır. Geri kalanları sadece hayatıma girip çıkacak olan basit insanlardan başkası değildi.
"Ben, b-ben de senin gibi olabilir miyim sence?" Diye kısık sesle konuştuğunda başta ne demek istediğini anlamamıştım.
"Ne?"
"Yani senin gibi erkekleri seviyor olabilir miyim?" Demesiyle gözlerim kocaman açılmış ve savurduğum ellerim yavaşça kenarlardan sarkmaya başlamıştı.
"S-sen nasıl?" Dememle nemlenmiş gözlerini bana çevirerek hüzünlü bir ifadeyle yüzümü turladı.
"Ben galiba bir erkeğe aşık oldum" demesiyle sevinmek ve üzülmek arasında gidip gelmiş en sonunda da yüzüme güzel bir gülümseme kondurarak kocaman sarılmıştım arkadaşıma.
"Bunun için miydi bu dalgınlığın salak herif ben de bir şey sandım" dememle ağlamakla gülmek arası bir ses çıkarmış ardından da aynı şekilde bana sarılmıştı. Omzuma gömülmesiyle ağlamaya başlaması bir olmuştu. İçim sıkıntıyla dolarken kollarımı daha sıkı sarmıştım karşımdaki bedene.
Bir müddet bu şekilde ağlamasını dinledikten sonra sakinleşince geriye çekilip gözyaşlarını gömleğinin koluna silerek tekrar direksiyona döndü ve derin bir nefes aldı.
"Teşekkür ederim" demesiyle küçük bir kahkaha bırakmıştım arabanın içine.
"Ben sana teşekkür ederim asıl gardaşım ilk yanımda olan sendin hatırlatırım" dediğimde yüzünde küçük bir gülümseme oluşmuş ve bana bakmıştı yan gözle. Arabayı sürmeye başlayınca dayanamayıp yan dönerek sormuştum asıl soruyu.
"Eee kim bu senin gönlünü çalan yakışıklı?"
Küçük bir yutkunma seansı yaşamıştı dediğim şeyle. Parmakları direksiyonu sıkarken eklem yerleri hafiften beyazlamaya başlamıştı bile. Bu hareketi beni korkutsa da sakince bakmayı sürdürmüştüm.
"Hatırlıyor musun tepsiyi firlattığın gün sana bir kaç kişi göstermiştim" dediğinde yan gözle bana bakmıştı onaylandığını görmek için. Aklımda bir kaç kişi canlansa da Mavi Mafya hariç diğerlerini çok çıkaramamıştım. Ha pardon bir de sarı yılan vardı.
"Evet"
"Orada sana sarı saçlı birini göstermiştim, sen de sarışın sevmiyorum demiştin hatta" dediğinde ağzımdan bir 'hee' sesi çıkmıştı.
"Evet evet" diyerek elimi sallamıştım aptal aptal.
"Ee o mu yani?" Dediğimde kafasını sallamıştı onaylar biçimde.
"Hassiktir oğlum ne ara gördün de aşık oldun elin zengin mafya adamına?" Diyene bakar mısınız?
Kafasını sağa sola sallamıştı hüzünle.
"Ne bileyim oldu işte bir anda bir şeyler" dediğinde şok olmuştum.
"Ne oldu mesela?" Dememle yutkundu.
Aha tümden sıçmıştık şimdi biz.
"Aklına gelen şeyler"
"Sıçtık"
İkimiz de aynı anda susmuş ve sakince ön camı izlemeye başlamıştık. Hayat gerçekten de sandığımızdan daha fazla sürpriz çıkarıyordu karşımıza.
"Umarım o da seni seviyordur?" diyerek korkuyla sormuştum cevabını bildiğim soruyu.
"Malesef" diyen kırgın sesle yutkunmuştum acıyla. İlk defa aşık olduğumuz kişilerin bizi sevmemesi de kaderin güzel bir oyunu olmuştu galiba.
Daha fazla canını sıkmamak adına sesimi çıkarmamıştım, zaten konuşmamız bittikten bir kaç dakika sonra da geleceğimiz yere varmıştık. Sessiz sedasız arabadan çıkarken ikimizin de yüzü düşmüştü.
Geleceğimiz yer geçenki gibi büyük ama daha şık bir oteldi. Her zamanki gibi girişten girmek yerine arkadan dolanarak gideceğimiz yere vardık.
"Kimlerin olduğunu biliyor musun bugün?" Dediğimde kafasını iki yana sallamıştı Bahadır.
"Hiç haberim yok. Kafam bozuk olduğundan bir arkadaş yardım etti sağ olsun"
Derin bir iç çekerek onayladım onu ve hemen işe koyulmak adına kenarda duran tepsilerden birini alıp içkileri yerleştirdim. Bahadır da benimle aynı işlemi yaparken kafa dağıtmak istediğini anlamıştım. Bu işleri ayarlayan kişi olduğundan fazla bulaşmazdı bize, sadece sorunları olursa yardım ediyordu, şu an olduğu gibi.
İkimiz de yüzümüze sahte bir gülümseme kondurarak kapıdan çıkmıştık içkileri dağıtmak adına.
Tabi başımıza gelecekleri bilseydik bugün buraya adımımızı atar mıydık orası bilemiyordum işte.
Bir sey soracağım size çiçeklerim.
Şimdi bu Bahadır hikayesi aklımda zaten vardı ama tam olarak biçimlenmedi kafamda. Sizce bunları da ara ara hikayenin içinde yazayım mı? Yani onların ağzından bir kaç bölüm gelsin mi? Yoksa hiç bulaşmayıp sonlarını arada derede bir yerde geçireyim mi? Daha belli değil onlara ne olduğu ama hoşuma gittiler ne dersiniz?
Cevaplarınızı bekliyor ve hepinizi kucaklıyorum çiçeklerim. Hatalarım varsa affola. Görüşürüz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASİYER / GAY
Romance(TAMAMLANDI) Bir mafya ve kasiyerin aşkı. Eğlenceli bir kurgu olmasını umuyorum. *Küfür, cinsellik, şiddet ve argo içerir.