*Barış'ın Ağzından*
Dudaklarımdaki sigaranın pamuğuna dayandığını fark edince yanımdaki küllüğe bastırarak söndürdüm. Yatakta yüzünün üstüne yatan bedeni incelerken düşüncelerimin içinde boğuluyordum.
Kaslı hafif esmer sırtı güneş ışığında parlarken, yüzünü yastığa gömdüğü için dolgun pembe dudakları büzüşmüştü. Gözleri ağlamaktan şişmesine rağmen yüzü yakışıklılığını koruyordu.
Yavaşça oturduğum koltuktan kalkarak yatağın kenarına kuruldum. Elimi dokunmaya doyamadığım siyah saçlara daldırıp uyandırmayacak şekilde okşamaya başladım. Bu hareketimle hafifçe kıpırdasa da uyanmamıştı.
Dudaklarını bir kaç kez bebek gibi şapırdatıp elini yanağının altına koyarak uykusuna devam etti. Bu hallerini yüzümdeki buruk gülümsemeyle izlerken ne yapacağımı düşünüyordum.
Bu ufaklık hakkında kurduğum hayallerimle şu an yaşadıklarımız asla uyuşmuyordu.
Ben onu mutlu etmek isterken tam tersini yapıyordum. Sevgimi ne kadar eksik etmemeye çalışsam da onu her seferinde daha çok kırıyordum. Bağlanmaması için çaba harcarken istemeden kendime daha çok çekiyordum.
Belki de yaptığım aptallıktı ama onu bu bataklığa çekemezdim. Bu saf kendi halinde yaşayan çocuğu benim karanlığıma çekerek kirletemezdim. Bu durum canımı sıksa da ne ondan kopabiliyordum ne de tam olarak yanıma alabiliyordum.
Yavaşça yanına kurulup bedenini hafifçe kaldırarak göğsüme yatmasını sağladım. Her zamanki gibi derin uykusundan dolayı bir şey hissetmezken hemen uyum sağlamıştı bu pozisyona.
Elini göğsümün tam ortasına koymuşken yüzünü kaldırarak boyun girintime konumlandırmıştı. Sessiz nefesleri boynuma vururken elimi tekrar yumuşak saçlarına atarak karıştırdım.
Benim gibi kokması hoşuma gidiyordu hep. O farklı düşünse de her seferinde özellikle banyo yapmasını sağlıyordum. Benim şampuanından kokunca sanki benimle birlikteymiş ya da evliymişiz gibi hissediyordum.
"M-mmh" diye mırıldanarak boynuma burnunu sürten bedenle ister istemez kocaman gülümsemiş ve yanağımı kafasına dayamıştım.
Bu ufaklık kollarımdayken her şeyden soyutlanmış gibi oluyordum. Sanki bütün karanlık işlerim son bulmuş, ben de yanımdaki bedenle birlikte sakin huzurlu bir hayat sürüyormuşum gibiydi.
Hani herkesin bir emeklilik hayali olurdu ya. Benimki de işte bu adamla sakin bir sahil kasabasındaki küçük evimizin bahçesinde mutlu mesut günler geçirmekti ve yanımda olduğunda bu hayalim gerçekleşmiş gibi hissediyordum kendimi.
Elimi uzatıp göğsümdeki kemikli parmakları tutarak kendiminkilere geçirdim. Onun uzun şekilli parmakları benim nasırlı ellerimin arasında çok narin ve kırılgan gözüküyordu.
Her bir parçası ayrı bir güzel olan çocuğun elini tutarak nazikçe öptüm ve tekrar göğsüme koydum ama bu sefer aklımda onu ilk gördüğüm anlar ve parmaklarına dolanmış parmaklarım vardı.
İki sene geriye dönüyoruz.
Ellerimi boynuma atarak beni boğmaya çalışan kravatımı gevşetip davetlilerin olduğu kısımda gözlerimi gezdirdim.
Şu geldiğim saçma sapan iş yemeklerinden itinayla nefret ediyordum. Yapmacık insanların gelip sanki kırk yıllık arkadaşlarıymışım gibi davranmalarından, bana yalakalık yapmalarından ya da saçma sapan kadınların ilgili hareketlerinden nefret ediyordum.
Derin bir soluk vererek ellerimi saçıma atıp karıştırdım. Acilen bir içkiye veya sigaraya ihtiyacım vardı.
Sigara ihtiyacımı karşılayamacağımı bildiğim için bir garson görme umuduyla gözlerimi etrafta gezdirmeye başladım.
Elinde yuvarlak tepsiyle gelen siyah saçlı çocuğu gözüme kestirdiğimde elimi hafifçe kaldırıp iki parmağımla gelmesi gerektiğini işaret ettim. Yavaşça bana doğru gelen bedeni süzerken içimde kıpırdanan şeyleri görmezden gelmeye çalışıyordum.
Kaslarını saran beyaz gömlek ve kumaş pantolonu ile gerçekten çok güzel bir görüntü sunuyordu ona bakanlara. Parlayan siyah gözleri ve aynı renk saçlarıyla çoğu insanı etkilediğine emin olmuştum.
Seri adımlarla yanıma yaklaşan bedenle izleme işimi bir kenara bırakarak elimi tekrar saçlarıma geçirdim.
"Ne istemiştiniz efendim?" Diyen çocuğa istediğimi söyleyerek getirmesini bekledim. Anlamsız bir biçimde sıcak bastığı için gömleğimin bir düğmesini açmıştım.
Simsiyah gözleri, şekilli çenesi ve güzel yüzüyle o kadar etkilemişti ki beni biraz daha görmek istiyordum bu çocuğu. Arkasını döndüğünde de kaslı sırtını izlerken de geldiğinde ne gibi bir bahaneyle yanımda tutsam diye düşünmeden edememiştim.
Bir kaç dakika sonra istediğimi getirince dilim tutulmuş gibi sadece kafamı sallayarak teşekkür etmiş ve onun gidişini izlemek zorunda kalmıştım.
İçimden bir ses bu çocuğu bırakmamam gerektiğini söylerken bu sese karşı gelmek gibi bir niyetim yoktu.
Normal zamana dönüyoruz.
Onun o ilk halinden bile deli gibi etkilenirken şu an kucağımda yatması içimin kıpır kıpır olmasına neden oluyordu.
Elini tekrar dudaklarıma götürüp öperek yerine koydum. Burnumu saçlarında gezdirerek kafamı eğip yüzüne bakmaya çalıştım.
Salyası hafif akmış, omzumda uzanırken bu şapşallığına küçük bir kahkaha atarak yandaki çekmemeden peçete alıp dudaklarını sildim nazikçe.
Yaptığımla biraz hareketlenip arkasını dönmüştü. Bu tatlı hallerini gülümseyerek izlerken bir karar vermiştim; ben bu çocuğu ne olursa olsun koruyup yanımda tutacaktım. Şimdi sevgili olmasak da ilerde emeklilik hayalimi gerçekleştirerek huzurlu bir hayat sunacaktım ikimize de.
Elimi karnının üstünden atarak kendime çekip burnumu ensesine gömdüm ve söylediğim saçma kuralı bu şekilde kırdım. Bugün ikimize de eziyet çektirmeden onunla birlikte uyuyacaktım.
Kokusunu derin derin içime çekerek uzun süredir tatmadığım tatlı huzura kendimi burakıp uykuya daldım.
Öncelikle merhabalar arkadaşlar.
Barış konusunu biraz açmak istedim bu bölümde. Şimdi Barış aslında Gündüz'ü gerçekten seviyor hatta çok da güzel seviyor ama kendince korumaya almış durumda. Yani şöyle diyeyim eğer onu yanına alırsa başına bir şey geleceğinden korkuyor bu yüzden onu uzaklaştırmaya çalışıyor tabi pek de beceremiyor.
Baştan beri vermeye çalıştım aslında hep nazik davranması, sarılması öpmesi, kıyamıyor anlayacağınız. Şimdi bir de ondan dinlemenizi istedim.
Neysem bugün çok konuştum çiçekler umarım beğenmişsinizdir. Hepinizi seviyor ve kucak dolusu sevgiler gönderiyorum.
Hatalarım varsa da affedin beni lütfen. İyi okumalar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASİYER / GAY
Romantizm(TAMAMLANDI) Bir mafya ve kasiyerin aşkı. Eğlenceli bir kurgu olmasını umuyorum. *Küfür, cinsellik, şiddet ve argo içerir.