Kapının çalınmasıyla kaşlarımı çatsam da kalkmak için bir hamle yapmamıştım.
Çalar çalar giderdi ne de olsa.
Bir kere daha çalınan kapıyla ev sahibi olabileceğini düşünerek ayaklanmak istemiştim ama götümü devirdiğim için kalkamamıştım tabi.
"Bebeğim kapıya baksana" diyerek koridora gelen bedene şirince bakıp konuşmaya başladım.
"Sevgilim sen açsan, bak yakınsın zaten" dememle tembelliğime gözlerini devirmiş ve arkasını dönerek iki adımda kapıya ulaşmıştı.
Yakınsın işte ne göz deviriyorsun dingil.
"Duyuyorum Gündüz!" diye bağırınca gülümsemiş ve yerime daha fazla yayılmıştım.
"Buyrun?"
Soru sorarak konuştuğunda kulaklarımı köpek gibi dikleştirerek söylenenleri dinlemeye çalıştım.
"Merhaba kardeş, Ben Gündüz'e bakmıştım ama?"
Duyduğum sesle yerimde donmuştum resmen. Kalbim kan pompalama işini biraz abartarak fazla fazla yapmaya başlayınca ellerim de aynı oranda titremeye başlamıştı.
Sakin ol Gündüz.
"Kimi oluyorsunuz?" Diyerek karşılık veren Mavi Mafya ile derince yutkunmuş ve ayağa kalkmaya çalışmıştım ama bu girişimim başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
Titreyen bacaklarım bana yardımcı olmazken gözlerim de kararmaya başladı bu sefer.
"Abisiyim, siz kimsiniz?" Diye sorduğunda Mavi Mafya'nın vereceği cevabı bildiğim için koşarak onu durdurmak istesem de yerime çivilenmiş gibi hareket edemiyordum.
"Sevgilisiyim, buyrun geçin içerde Gündüz"
Duyduğum kelimelerle korkuya kapılmış ve salonun kapısına dikmiştim gözlerimi.
Lütfen gelme lütfen.
Bir hışımla giren benim boyumdaki bedeni görünce korkuyla yutkunarak elimi kanepenin kenarına koyup son çabamla doğruldum.
"A-abi"
Bana benzeyen yüzü görmemle içime kocaman bir öküz oturmuştu. Yumruklarımı sıkarak gözlerimden yaşların akmasını engellemeye çalışırken bana doğru yaklaşıp yüzümü izlemeye başladı.
Gözlerine bakarken beklemediğim bir anda yediğim tokatla neye uğradığımı şaşırmış bir biçimde elimi yüzüme yerleştirmiştim.
"Şerefsiz herif! Neredesin sen ha nerde!? Bir kere arayıp sormadın, şimdi de burada kendini adamlara mı satıyorsun!?"
Söylenenlere Barış'ın bana yaklaştığını görsem de durdurmuştum onu.
Elim yüzümde, gözlerimden yaşlar akmaya başlamışken vücudumda sinire dair bir şey arasam da bulamamıştım şimdilik.
"Biz çocuğu merak edelim, zar zor adresini bulalım adam erkek arkadaşıyla oynaşsın! Lan benim ailem ne yapar ne eder diye hiç mi sormadın!?" Dediğinde az önce bulamadığım sinirim hücum etmeye başlamıştı şimdi.
"Kaç paraya sattın kendini bu adama söylesene!?" Diye bağırıp yakamdan silkelemişti beni.
Bu sözlerle Barış "Ne diyorsun lan sen şerefsiz!?" diyerek yaklaşsa da onu tekrar elimi kaldırarak engelleyip karşımdaki abim olacak adama döndüm.
"Arayıp sormadım mı?" Diyerek kocaman bir kahkaha atmıştım. Sinir krizi geçiriyordum muhtemelen ama umrumda bile değildi.
"Siz nerdeydiniz lan asıl!? Beni evden attığınızda sokaklarda sürünürken siz nerdeydiniz!? Şu göt kadar evi tutana kadar banklarda dona dona yattığımda siz neredeydiniz!?" Duraksamış ve yüzünde bir ifade gecişi olacak mı diye incelemiştim ama hiçbir hareket yoktu şerefsiz adamın suratında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASİYER / GAY
Romance(TAMAMLANDI) Bir mafya ve kasiyerin aşkı. Eğlenceli bir kurgu olmasını umuyorum. *Küfür, cinsellik, şiddet ve argo içerir.