Bu herif de neydi lan?
Adam resmen mafya filmi setinden kaçmış da soluğu burada almış gibiydi.
Yanında durduğu adamların aksine gri, tam üstüne oturan bir takım elbise, içine ise kaslarını saran bembeyaz bir gömlek geçirmişti.
Arkadaşı olduğunu düşündüğüm, şişeyi düşüren adamın, omzuna koyduğu eli gömleğiyle tezat oluşturan bir esmerlikteydi.
Kemikli büyük elleri adamın omzunu sıkıyordu. Bileğindeki gümüş olduğunu düşündüğüm saat ise ben zenginim diye bangır bangır bağırıyordu.
Vay be.
Yan profilden gördüğüm kadarıyla, kasılmış köşeli çenesi, dolgun morumsu dudakları, dudaklarını çevreleyen yeni çıkmaya başlamış siyah sakalları ve dağılmış aynı renk saçlarıyla bir ilah gibi dikiliyordu.
Yani diyorum ki adam yakışıklılığın kitabını yazıp kapağına da altın harflerle imzasını atmıştı.
Film setinden kaçmış olduğuna emin olduğum adam sonunda konuşmayı bitirmiş olacak ki kasaya doğru, yani bana doğru, gelmeye başladı.
Hani filmlerde olur ya ilk görüşte aşık olursunuz ve karşınızdaki adam size doğru gelirken zaman yavaşlar, tüm ışıklar onda toplanır falan. Hah işte onu yaşıyorum.
Az önce galiba ağzımın suyu damladı kasaya.
Benim bir iki dakika önce kadına yaptığım el sallama hareketini karşımdaki yakışıklı yapıyordu şimdi.
Ah işte karma ağzımıza sıçmasan olmaz.
Başta hala şaşkın şaşkın esmer eli izlesem de son anda kendime gelip kafamı iki yana sallayarak doğruldum ve ağzımın suyunu silerek karşımdaki adama baktım.
Gözleri de renkliydi hem de mavi.
Kendime geldikten sonra hemen "B-buyrun e-efendim" diyebildim kekeleyerek.
O da umursamaz bir biçimde mavi gözlerini dikip konuşmaya başladı.
"Çalışanlarım yanlışlıkla bir şişeyi düşürmüşler, ödemesini yapalım hemen" diyince, senin o konuşan ağzını yerim dememek için derince bir yutkunup "Tabi efendim" dedim götümden çıkan cılız sesimle.
Yanındaki çalışanları olduğunu öğrendiğim adamlar gelip sıra sıra dizildiler.
Yıllarca kendimi uzun ve kaslı bir aslan sanardım ama şu an fark ediyordum ki ben bir kediymişim.
Hepsi sıra sıra dizilerek ellerinde kırdıkları şişe dahil bir kaç şişeyi daha alıp kasaya bıraktıktan sonra beklemeye başladılar.
Derince bir yutkunup titreyen ellerimle şişeleri sırayla kasadan geçirdim.
Ödüm kopuyordu ulan, sanki yanlışlıkla parmağımı oynatsam silahlarını çekip vuracaklardı beni.
Şu sıcakta şort ve tişörtle durmama rağmen yanıyor, ayrıca korkudan sırtımdan terler akıtıyordum ama bakın görün ki bu adamlar sanki hava buz gibiymiş gibi takım elbiseyle geziyorlardı.
Mafyalar takım elbisesiz dolaşmaz derlerdi de inanmazdım. Acaba uyurken de mi takım elbise giyiyorlardı?
"Uyurken daha rahat bir şeyler giymeyi tercih ederim" diyen sesle içimden küfür ederek korkuyla baktım.
Sesli konuşan kendimi seveyim ben.
"Ş-şey y-yani ben ö-öyle demek i-istememiştim" diye zar zor konuşmuştum.
Korkuyla hızlı hızlı nefesler alıyor ve elimdeki şişeyi sıkarak gözlerimi mavilerden kaçırmaya çalışıyordum. O ise benim aksime aşırı rahat bir şekilde mor dudaklarındaki gülümsemeyle beni izliyordu.
"Eminim öyledir" diyince yerin dibine girmek için küçükken öğrendiğim bir iki duayı sıralamaya başlamıştım.
Hala donmuş bir şekilde beklerken yine o seksi sesi duymamla kendime geldim.
"Hadi ufaklık acelemiz var" diyince korkuyla kalan şişeleri de hızla geçirip tutarı söyledim kekeleyerek.
Elime tutan fiyattan fazlasını verip yanındakilere iki parmağı ile işaret ederek paketlenmiş şişeleri almalarını emretti.
Para üstünü beklemeden gitmeye başlamıştı ki benim sesimle duraksadı.
"Ama efendim bu çok fazla" demiştim dememle de pişman olmuştum.
"O da sana bahşiş olsun ufaklık" diyip yan bir gülüş sergileyerek kapıdan çıktı ve dışarıdaki, varlığını yeni fark ettiğim son model arabaya doğru ilerledi.
Onlar gözden kaybolana kadar elimdeki parayı sıkarak gidişlerini izledim.
Ben az önce ne yaşamıştım?
Ben bunu yazarken çok eğlenecekmişim gibi hissediyorum sjdjacjskd.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KASİYER / GAY
Romance(TAMAMLANDI) Bir mafya ve kasiyerin aşkı. Eğlenceli bir kurgu olmasını umuyorum. *Küfür, cinsellik, şiddet ve argo içerir.