Sonunda doğum günü gelmişti. Tüm Sarsılmaz ailesi mutlulukla kız çocuğunun doğmasını bekliyorlardı. Özellikle Ufuk ve çocuklar heyecandan her an bayılabilirlerdi. Bir süre sonra hemşire kucağındaki bebekle Ufuk'un yanına geldi. Bunu gören çocuklarda yanda bulunan sandalyelere çıkıp kardeşlerine bakmaya başladılar. Diğerleri ise onların heyecanlarını mutlulukla izliyorlardı.
Bebek çok güzeldi. En azından bu beş erkek için.
"Artık bebeği götürmem gerek."
Ufuk ve çocuklar bebeği tek bırakmamak için hemşire ile birlikte gitmişlerdi. Küvezin içine konulan bebeği camdan izlemeye başladılar.
"Baba onun adı ne olacak?"
Rüzgar'ın sorusuyla erkekler arasında küçük bir tartışma başlamıştı. Hepsi farklı isimler istiyorlardı. Bu tartışmayı bölen dedeleri oldu.
"Bebeğin adı Alya Beren olacak."
Hiç kimse Ali Sarsılmaz'a karşı gelemeyeceği için bebeğin adı Alya Beren Sarsılmaz olmuştu.
2 yıl sonra;
Alya bebek iki yaşına basmıştı. Evin mutluluk kaynağı olmuştu. Herkes onunla vakit geçirmek istiyordu. O her güldüğünde evin en somurtakını bile gülümsüyordu. Bu durumdan tek memnun olmayan Melis'ti. Artık o günün geldiğini hissediyordu.
Hergün olduğu gibi bugünde salonda bebeği seven herkes bebeğin yemek zamanı geldiği için onu annesine vermişlerdi. Ufuk eşiyle birlikte odalarına girmiş ve çocuğu emzirmeye başlamışlardı. Melis planını devreye sokmak için konuşmaya başladı.
"Ufuk bugün Alya ile parka gidelim mi?"
"Güzel fikir çocuklarla birlikte gideriz."
O gün Ufuk bu kararından pişman olacağını nereden bilebilirdiki?
Çocuklarla birlikte parka gelen çift çok mutluydu. Dışarıdan gören herkes bu aileye imreniyordu. Dakilar geçmiş ve zaman gelmişti.
Melis çevresinde larcivert şapkalı bir adam arıyordu. Ve onu bulmuştu hemen yan tarafta bulunan banklarda oturuyordu. Melis Alya'yı kucağına aldı.
"Nereye götürüyorsun?"
"Biraz salıncakta sallayacağım."
Ufuk pek güvenmesede Araf'ın onu çağırmasıyla kum havuzuna doğru yürüdü. Bunu fırsat bilen Melis banktaki adama el hareketiyle yanına çağırdı. Adam zamanın geldiğini anlayarak ona doğru yürüdü. İşte o an olanlar oldu.
Ufuk içindeki hisle bir an arkasını döndü. Bir adamın kızını arabaya zorla bindirirken Melis'in gülerek bunu izledigini gördü. İlk ne yapacağını bilememişti. Melis'in, kızını asla kabullenmeyeceğini bilmesi gerekirdi.
O gün Ufuk her yerde kızını aramıştı. Ailenin geri kalanı bunu duyduğunda çıldımıştı. Melis'in değiştini düşünmüşlerdi. Ona çok öfkelilerdi.
Önlerindeki 14 yıl boyunca Sarsılmaz ailesini zor günler bekliyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavanta Esintisi
Teen FictionAlya sarsılmaz... Hayatına kukla gibi devam eden bir kızın aslında tüm bu yaşadıklarının sebebi hiç görmediği annesi olursa ne mi olur? Oynat bakalım...