16. BÖLÜM

2.6K 169 3
                                    

İki arabanın evin önünde durmasıyla ellerimi önümde birleştirdim. Herkes nefesini tutmuş arabadan inen kişileri gözlemliyordu.

"Eyvah ya! Nasıl aynı anda gelebilirler?"

"Ayarlasak bu kadar olmaz."

Arabalardan inen yaşlı çiftler birbirlerine ölümcül bakışlar atarak bize doğru ilerlediler.

Umarım birisinin tansiyonu düşmez..

Ağzını hayrı aç.

Yaşlı nenelere benzedin.

"Torunum nerede?"

"Torunum nerede?"

Yaşlı adamların sert sesleri ile irkildim ve biraz daha arkaya gittim. Allah aşkına sinirleri geçmeden onların karşısına geçemezdim.

Babam bu halime gülümseyip adamların yanına ilerledi. İkisinin elinden öptü.

"Baba yol yorgunusunuzdur. Önce bir içeri geçelim daha önümüzde konuşacak çok zaman var."

Adam babamın kafasına bir tane vurdu.

"Sen sus! Biz öğrenmesek bu kadar önemli bir haberi vermeyi düşünmüyordunuz demi?"

Uras amca ve Uğur abi hızla adama ilerlediler ve elinden öptüler.

"Valla baba ben sana herşeyi anlata-"

Adamın, ikisine birden vurmasıyla Uğur abinin lafı yarım kalmıştı.

"Sizle daha sonra görüşeceğim hergeleler. Önceliğim torunum."

Adam yaşlı olmasına rağmen dik duruşundan taviz vermeyip bize doğru ilerledi. Benim önümde Toprak ve Rüzgar abi olduğu için adam hâlâ beni görmemişti.

Adam tam karşımızda durunca abiler biranda yana kayıp önümü açtılar. İşte şimdi karşıkarşıya kalmıştık. Sert bakışlarıyla beni süzdü. Elini uzatıp sıkmamı bekledi. Bense onu şaşırtan birşey yaptım. Uzattığı elini öpüp başıma koydum. Soğuk bakışlarının yerini sımsıcak bakışlar alınca rahatladım. Elini başıma koyup okşadı.

"Alya Beren, hiç değişmemişsin."

"Nasıl?"

"İki yaşındaykende hep elimi öpmeye çalışırdın."

Ona içten bir şekilde gülümsedim.

"Ayy çekilin! Torunumu görmek istiyorum."

Yaşlı kadın heyecanla yanıma gelip sarıldı bana. Ellerim havada ne yapmam gerektiğini düşünürken beni bu durumdan Uras amca kurtardı.

"Baba hadi içeri geçelim."

Herkes içeri geçerken gözlerim uzaktan beni izleyen iki kişiye takıldı. Kadının gözleri dolmuştu. Onlarla konuşabilirim sanırım. İçimde onlara karşı hiçbir düşünce yoktu. Elini omzuma koyan babamla irkildim.

"Sen onlarla konuş ben babamgili oyalarım."

Gözlerimdeki kararsızlığı görmüş olacak ki gülümsedi ve omzumu güven vermek için sıktı. Babam içeri girip kapıyı kapatınca karşımdaki çifte ilerlemeye başladım. Önce kadının titreyen elini öptüm. Yüzünde buruk bir gülümseme oluşmuş adama ilerledim. Onunda elini öptükten sonra onları arka bahçeye yönlendirdim. Karşılıklı oturduktan sonra ilk onların konuşmasını bekledim.

"Özür dileriz." dedi kadın acı bir şekilde.

"Ne için?"

Adam sıkıntılı bir şekilde nefes verdi.
"Böyle bir anneye sahip olduğun için. 14 yılını kaybettiğin için çok özür dileriz."

Lavanta EsintisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin