5. BÖLÜM

6.6K 261 34
                                    

"Annen o biraz fazla şeydi."

Gözlerini kaçırdı. Sabah kalkar kalkmaz Ufuk beyin yanına gelmiş ve herşeyi baştan anlatmasını istemiştim.

"İlgiye aç bir kadındı. Yanlış anlama ona hak ettiği değeri veriyorduk. Ama o her defasında ilgiyi biraz daha istiyordu. İşte Toprak, Rüzgar ve ikizler bu eve geldiğinde herşey onun için çok güzeldi. Çocuklar annelerini çok seviyordu. Ta ki s-sana hamile kalasıya kadar."

Beni kıskanmamıştır değil mi? Bir anne neden kızını kıskanır ki?

Haberler de neler neler görüyoruz. Buna şaşırmamak gerek..

"Sana hamile kaldığında Melis ile çok daha fazla ilgilenmeye başladık. Canı ne çekse alıyor, en küçük bir ağrısında tüm doktorları eve yığıyorduk. Hamileliğin son dönemine kadar sürdü bu sonra senin için oda hazırlamaya birşeyler almaya başladık. Melis'e göre artık onu sevmiyorduk. Bu yüzden sana nefret beslemeye başladı. Her ne kadar onunla bu konuyu konuşsakta olmadı. Anlamadı bizi. Bir çok kez düşük yapmaya çalıştı ama hamileliğin son dönemlerinde olduğu için başaramadı. Sonra sen doğdun. Tamam dedik Melis bundan sonra seni de sevecek. O kadar çok mutluyduk ki Melis'in gözlerindeki nefreti göremedim. Bir gün abilerinle birlikte parka gittik. Bir an arkamı döndüm. İşte herşey o an oldu. Sen bir adamın kucağında ağlarken zorla arabaya bindiriliyordun. O an ne hissettim anlayamazsın."

Gözümden bir damla yaş aktı. "Ben ben annemi hiç böyle hayal etmemiştim."

Artık kendimi tutamıyordum. Hıçkırarak ağlarken bir çift kol beni kendine çekti.

"Özür dilerim benim suçum kızım."

Başımı hızla iki yana salladım. Bu onun suçu değildi. Kollarımı sıkı sıkı ona sardım. Buna çok ihtiyaçım vardı.

"Bu senin suçun değil."

Bir süre öyle durduk. Geri çekilince göz yaşlarımı sildim.

Merakla ona döndüm. "Peki o şimdi nerede?"

Gergince ensesini kaşıdı. "Bak sana geçmişi anlattım çünkü aramızda en küçük bir şüphe bile olsun istemiyorum. Ama şimdi onu düşünmeyi bırak. En azından kısa bir süreliğine."

"Ama neden?"

"Senden bana baban olarak güvenmeni istiyorum. Zamanı gelince söyleyeceğim. Ama şimdi değil şimdi olmaz."

Neden söylemiyorduki acaba ölmüş müydü? Ama bu beni çok etkilemezdi. Yani sanırım..

"Hadi daha fazla bu konu hakkında konuşmayalım. Hem sen kahvaltıda yapmadın değil mi?"

"Yapmadım."

Gözleri büyüdü. "İnanamıyorum. Hemen kahvaltı yapmaya gidiyoruz."

Elimden tutup beni mutfağa götürmeye başladı. Amcalarda dahil herkes masada oturmuş ve bizi bekliyorlardı. İlk defa bu kadar kalabalıkla birşeyler yapacaktım. Günaydın faslından sonra Rüzgar abi ile seri katil tipli abinin ortasına oturdum.

Kahvaltı yapmayı severdim. Ama ba- üvey babam kilo almamam için yememi kısıtlamıştı. Tabağıma önümdeki şeylerden bir kaç birşey koyup yemeğe başladım. Asla benden uzaktaki tabaklardan birşeyler alamama gibi bir huyum vardı. Saçma bir utanç duyuyordum bu durumdan.

Tabağıma konulan su böreği ile istemsiz yutkundum. En sevdiğimdi ama masanın ucunda olduğu için alamamıştım. Koyan kişiye baktığımda seri katil nam-ı değer Toprak abiydi.

Kulağıma yakınlaştı. Derince bir nefes aldığını hissetiğimde yanaklarımın da eş zamanlı kızardığını hissettim.

"İstediğin birşey olduğunda çekinmeden al."

Lavanta EsintisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin