"Sadece bir markete gideceğim birşey olmaz."
Babam burun kemerini sıkıp "Anlamıyorsun beni." dedi.
Asıl o beni anlamıyordu. Normal bir hayat yaşayacağım diye sevinirken peşime koruma takmaya çalışıyordu.
Yanıma geldi. Boyuma göre eğilip ellerini omzuma koydu. "Seni bir kere kaybettim. Ne olursa olsun ikincisine izin vermem."
Yenilmişlik hissiyle başımı eğdim. "Anlıyorum seni."
Kollarından kurtulup odama çıkmaya başladım. Anlıyordum onu ama o niye beni anlamıyordu.
Zaten telefonum vardı yanımda. Şöyle bir parantez açmak isterim ki telefonumda ve boynumdaki kolyede takip cihazı var. Yani en fazla ne olabilirdi ki?Yatağıma yatıp offladım. Acaba üzülmüş müydü ki? Hemen ayağa kalkıp kapıya ilerledim. Kapıyı açtığım an bir bedene çarptım. Kafamı kaldırdığımda babamı gördüm. Kollarımı hızla ona doladım.
"Seni anlıyorum baba. Sadece biraz normal bir hayat istiyorum."
"Bende seni anlıyorum kızım. Ama içimdeki kaybetme korkusu elimi kolumu bağlıyor."
Aklıma gelen fikirle babamdan ayrıldım. "Abilerimden biriyle markete gitsem olur mu?"
"Olmaz kızım."
Kaşlarım çatıldı. Ne demek olmazdı?
"Çünkü seninle markete ben geleceğim."
Hızla başımla onayladım. "Çok isterim seninle markete gitmeyi."
Elini tutup aşağı indik. Evde olanlara çıktığımızı haber verip dışarı çıktık. Arabaya doğru yürüyen babamı durdurdum.
"Yürüyerek gitsek olur mu?"
"Olur güzelim. Sen nasıl istersen."
Markete doğru yürümeye başladık. Markete girdiğimizde babam bana döndü.
"Geldik bakalım markete. Canın ne istiyor?"
"Çilekli süt ve beyaz çikolata."
Reyonlardan istediklerizi alıp marketten çıktık.
"Küçükken seni sürekli şu parka getirirdim."
İlerdeki eski parka baktım.
"Şeyy biraz eskimiş sanki."
"Evet uzun yıllar oldu. O günden sonra hiçbir aile çocuğunu bu parka göndermedi."
O gün. Kaçırıldığım gün.
" Aklıma bir fikir geldi. Bu akşam sana birşey göstereceğim anlaştık mı?"
"Anlaştık baba. Çocukluğumu biraz anlatır mısın?"
"Tabi ki ama bence eve gidelim orada fotoğraflarla birlikte anlatırım. Ama ondan önce yapmam gereken bir işim var."
"Sorun değil yarında bakabiliriz. Hem abimlerde olur."
Eve gelince babam işini halletmeye gitmişti. Bende oturma odasına geçip mucize uğurböceği ve kara kedinin 3. sezonunu izlemeye başladım.
Bir kaç bölüm izledikten sonra arka bahçeye ilerledim. Armut koltuklarda ikizler ve Emir oturmuş telefonla ilgileniyorlardı.
Araf'ın (ki nedense onlara hiç abi diyesim yoktu) yanına oturdum.
"Ne yapıyorsunuz?"
Araf beni kolunun altına alıp tekrar iki eliyle telefondaki oyunu oynamaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavanta Esintisi
Teen FictionAlya sarsılmaz... Hayatına kukla gibi devam eden bir kızın aslında tüm bu yaşadıklarının sebebi hiç görmediği annesi olursa ne mi olur? Oynat bakalım...