Arkamdan gelen köpek sesiyle o tarafa döndüm. Hiç birşey yoktu.
Tabi ki bu olmayacağı anlamına gelmiyordu. Hemen en yakınımdaki ağaça yöneldim elimdeki çikolataları cebime koyup tırmanmaya başladım. Ağaçın iri ve güçlü olduğunu düşündüğüm bir dalına oturdum.Buradan ayrılamazdım. Hem daha çok kaybolabilir hem de saldırgan bir canlıyla karşı karşıya kalabilirdim.
Köpek sesleri gittikçe yaklaşıyordu. İçimdeki korku gittikçe artıyordu. Ve ben aşırı duygu yüklemesi olduğu zaman yemeğe sarardım. Hoş bu zamana kadar içtiğim ilaçlardan dolayı pek hissedemesemde nadir anlar oluyordu.
Cebimdeki çikolataların bir kısmını çıkarıp yemeye başladım. Çikolatalar erimişti ve yerken elime yüzüme bulaştırıyordum.
Peki bu durumda kimin umrundaydı. Yediğim çikolataların kaplarını boş cebime koyuyordum.Çıktığım ağaçın gövdesine bir köpek gelmesiyle elimdeki çikolatadan tedirgince bir ısırık aldım. Umarım başını kaldırmazdı. Simsiyah ve çok büyüktü. Nasıl girmiştiki buraya. Boynunda bir tasma var gibiydi. Bu loş ışıkta pek iyi göremiyordum.
Elimdeki çikolatadan birisi kaydı ve köpeğin kafasına düştü.
"Hay şansıma."
Köpek kafasını kaldırıp bir süre bana baktı. Bende ona baktım. Bu bir süre devam etti. Kafamı hayırdır der gibi salladım.
"Ya ne bakıyorsun ya?"
Bir anda hırlayıp ağaça yaklaşmasıyla biraz geri çekildim. Umarım beni çabuk bulurlardı. Aksi takdirde köpek beni pek sevmişe benzemiyordu.
Aradan on onbeş dakika geçmesine rağmen köpek gitmemişti. Gözlerini üzerimden çekmemiş sanki en küçük bir hareketimde bana saldıracak gibiydi. En kötüsüde elimde dört tane çikolata kalmıştı. Gözlerim doldu.
"Neden gitmiyorsun ya?"
"Hav."
"Tamam anlıyorum seni ama benide anla."
"Hav hav."
"Off salak!"
Hırlayınca "Ayy tamam tamam. Akıllı cici köpek."
Biraz durdum. Eğer biraz daha bakışırsak aramızda görünmez bir bağ olacaktı.
"Cesur burada ne yapıyorsun?"
Ağaçın gövdesine gelip köpeğin yanına eğilen çocukla sevinç çığlığı atmamak için zor durdum.
"Sen nereye bakıyorsun?"
Kafasını kaldırıp bana baktı.
"Senin orada ne işin var?"
Gözlerimi devirdim. "Canım çok sıkıldı akşam akşam dedim buraya çıkayım."
Kaşları çatıldı.
Sinirle soludum."Yahu ne olacak bu köpek yüzünden çıktım buraya."
Alayla güldü. "Cesur' dan mı korktun?"
"Sana ne ya?"
"Bir dakika sen Toprak abinin kardeşi değil misin?"
"Sen nereden biliyorsun?"
"Ben Yalaz. Mert ve Emre'nin arkadaşlarıyım."
Bir süre öyle bakıştık.
"İnmeyi düşünüyor musun?"
Olduğum yere baktım sonra tekrar aşağı baktım.
"Şeyy ben inememki."
"Neden?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavanta Esintisi
Teen FictionAlya sarsılmaz... Hayatına kukla gibi devam eden bir kızın aslında tüm bu yaşadıklarının sebebi hiç görmediği annesi olursa ne mi olur? Oynat bakalım...