Sıkıntıyla offladım. "Sıkıldım. Sıkıldım. Bir daha söyleyeyim sıkıldım. Bak bir de bu var çok sıkıldım."
"Meriç'i gören var mı?" diyerek içeri girdi Rüzgar abi.
"Kahvaltıdan beri görmüyoruz."
"Neyse birazdan gelir." Yüzü düşmüş bir şekilde odadan çıktı.
Ters durduğum koltukta oturur pozizyona geldim. Neler oluyordu burada?
Kahvaltıda ikisinin moduda düşüktü.
Belki kendi aralarında bir şey olmuştur.
Aynen bizi ilgilendirmez. Hadi dondurma yemeye gidelim.
Çilekli ve limonlu.
Ve vanilyalı.
Mutfağa girip bir kaseye dondurma kattım. Dışarı çıkıp dondurmamı yiyebilecek bir yer aradım. Yavaş yavaş evin arka tarfına doğru yürüdüm. Gördüğüm armut koltuklarla oraya doğru ilerledim. Sanırım burada oturabilirdim. Keyifle dondurmamı yerken aklımda sadece denize girmek vardı. Önceden denize girmem kısıtlıydı. Ama bu yıl denizin anasını ağlatacaktım.
Dondurmam bittikten sonra eve girdim. Bulaşık makinesine elimdekileri yerleştirip odama çıkmaya başladım. Bir an kararımı değiştirip Meriç'in odasına ilerledim. Kapıyı çaldım ve açtım. Odada yoktu. Hâlâ ondan bir haber yoktu anlaşılan. Aklıma gelen yerle çatı katına çıkmaya başladım. Pencereyi açıp aşağı atladım. Biraz zor olmuştu ama istediğim kişiyi bulmamla bunu dert etmedim.
Yavaşça gidip yanına oturdum.
"Bunu nasıl başarıyorsun?"
"Neyi?"
"O kadar kötülüğün içinde nasıl bu kadar dertsiz durabiliyorsun?"
Biraz durdu ve devam etti. "Seni dondurma yerken gördüm. O kadar sakince yedinki. Hiç endişen yoktu."
"Neden olsun?"
Bana baktı. Gözleri kızarmıştı. "Geçmiş desem?"
Gülümsedim. "Kendi ağzınla söylüyorsun. 'Geçmiş' işte bitti gitti."
"Nasıl bu kadar çabuk atladabildin."
"Atlatmadım. Kabullendim. Düşündüm ve doğru olanı yaptım. Ben ilk o bodruma kapatıldığımda hissizliğin tek güzel yönüyle karşılaştım. Bir tercih yapmalıydım. Ve ben kendim için doğru olanı seçtim. Hep bir umutla normal bir hayatımın olacağı o zamanı bekledim. Zaten hazırdım geçmişimi silmeye. 'Acaba' demeden yaşamak istiyordum."
Gözlerimi kapattım ve hayal kurmaya başladım. "Okula kendim gideyim. Beni bekleyen erkek arkadaşıma sıkıca sarılıyım. İstediğim bölümü seçip onun için gerçekten mücadele edeyim. Okul çıkışında arkadaşlarımla sözleştiğim yere gidiyim. Kısacası normal bir hayat yaşayayım."
Güldüm. "Ve şuan önümde bunu yapabileceğim koskocaman yıllar var. O yılları geçmişle kirletemem."
Yavaşça gözlerimi açtım. Ona baktım. Zaten o da bana bakıyordu.
"Ne olursa olsun kendin için doğru olanı seç. Geleceğini heba etme."
" Her gece kabuslar görsen bile mi?"
Yutkundum. Sanırım bunu onun için yapabilirdim. "Kabuslarını azaltırsam geçmişi kabullenir misin?"
"Nasıl olacakmış o?"
"Ama sende çok soru soruyorsun. Sen bana cevap ver."
"Kabullenirim."
"O zaman bana güven ama önce birşey yapmalıyım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavanta Esintisi
Teen FictionAlya sarsılmaz... Hayatına kukla gibi devam eden bir kızın aslında tüm bu yaşadıklarının sebebi hiç görmediği annesi olursa ne mi olur? Oynat bakalım...