Bugün Toprak abi, Rüzgar abi ve Bora abi ile şirkete gidecektim. Ama büyük bir sorunum vardı. Ben ne giyecektim? Ne çok rahat ne de çok klişe olmayacak birşeyler giymeliydim. Kıyafet dolabımın önüne geçip içini karıştırmaya başladım. Lacivert bir şort etek ve beyaz bir gömlek bence iş yeri için uygundu. Kıyafetleri üzerime geçirip makyaj masasının önüne geçtim. Rimel ve çilekli dudak nemlendiricisi sürüp 0.50 numaralı olan önce çerçeveli gözlüklerimi taktım.
Çantama gerekli eşyaları koyduktan sonra spor ayakkabısını da alıp aşağı indim.
Kahvaltı sofrasına daha çoğu kişi gelmemişti."Günaydın."
Emir abi alayla "Günaydın da Toprak abigil kesinlikle seni şirkete götürdüklerinden pişman olacaklar."
"O nedenmiş?"
"Giydiğin etekten haberin yok sanırım. Kıskançlık başa bela."
Araf ve Ara'sın ortasına oturdum.
"Sen bakma ona. Bugün çok eğleneceğine eminim." Araf'ın yanağını öptüm.
Aras iki kolunu bağlayıp "Ben görünmez miyim?" diye sordu.
Onun bu sitemine güldüm ve onun da yanağını öptüm.
"Ha şöyle be!"
Herkes gelince kahvaltıya başladık. Bugün Toprak abi için aklımda çok güzel planlar vardı.
Havadan sudan geçen sohbetlerimizle kahvaltıyı bitirip ayağa kalktık. Toprak abisinin arabasına binip şirkete doğru yol aldık.
"Abi sizin işiniz tam neydi?"
"Borsa ve inşaat."
"Borsa da ne?"
"Parayla ilgili."
"Kaç yıldır bu işi yapıyorsunuz?"
"35 yıldır."
"Sen ne okudun?"
"İşletme."
"Sevgilin var mı?"
"Yok."
"Sevdiğin?"
"Yok."
"Neden yok?"
"..."
"Ha?"
"Çok meraklısın."
"Merak kötü birşey mi?"
Yandan bir bakış atıp yola bakmaya devam etti. Tırsmadım değil.
"Bazı durumlar dışında hayır."
"Neden kısa cevaplar veriyorsun?"
"Konuşmayı sevmem."
"Ben severim."
"Çok şaşırdım."
"Benimle dalga mı geçiyorsun?"
"Ne münasebet."
Kollarımı bağlayıp önüme döndüm. Onu tanımaya çalışıyordum. Bunda kötü ne vardı ki? O ancak benimle dalga geçsin.
"Şşttt aslında futbol hakkında konuşmayı severim."
"Sana beşiktaşlı olduğumu söylemiş miydim?"
"Söylemiştin. İkimiz maçlarda iyi anlaşacağız desene?"
"Sabırsızlıkla maçların başlamasını bekleyeceğim."
Şirketin otoparkına arabayı park edip aşağı indik. Rüzgar abi ve Bora abide gelmişlerdi. Birlikte asansöre binip 24. kata çıkmaya başladık. Asansör durunca koridora girdik. Bir çok insan işlerin peşinde koşuşturuyordu. Rüzgar abi beni kendine döndürüp sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavanta Esintisi
Teen FictionAlya sarsılmaz... Hayatına kukla gibi devam eden bir kızın aslında tüm bu yaşadıklarının sebebi hiç görmediği annesi olursa ne mi olur? Oynat bakalım...