15. BÖLÜM

3K 166 16
                                    

Elimdeki kalemi sinirle masaya fırlattım. Bu kimya beni öldürmek için yeminliydi. Bir de sanki başımda hiç dert yokmuş gibi.

Yahu ne demek anneannemgil beni görmek istiyor?

Ne hakla?

Yani tamam biraz anlayış göstermeye çalışıyorum. Diyorum kızlarının yaptığı iğrençliği onların üzerine yıkmamam gerekir.

Ama kızlarının bu hastalıklı halini biliyorlarmış. Eğer gerçeklerden kaçmasalardı herşey daha farklı olabilirdi.

Diyen iç sesim beni onlara karşı geri itiyordu.

Neymiş özür dilemek amaçlıymış. Ha! Evet ya bir özür 14 yılımı geri verecek değil mi?

En kötüsüde.

Bak hatırladım yine tüylerim diken diken oldu.

Babannemgilde bu haberi almış -ki nereden aldılar hiçbir fikrim yok - yarın onlarda geliyordu.

Aslında en kötü yanı daha babannemgilin benden haberi olmayışı.

Evet! Biriside çıkıp dememişki 'biz Alya'yı bulduk" diye.

Ayıp valla yemin ederim gücendim.

Ama trip filan atamayacaktım çünkü yarın için birlik olmalıydık.

Evde kıyamet alarmları çalmaya başlamıştı.

Mecazi anlamda değil ha! Emir youtubedan bulduğu siren sesiyle evi turluyordu.

Tabi bu evdeki diğerlerini daha çok telaşlanmasına sebep olduğu için Atakan abi Emir'i büyük tehdit etmişti.

Sıkıntıyla ofladım.

En fazla ne olabilirdi ki?

Hiç! Sadece babannen ve anneannen saç başa girişirken dedelerin birbirine silah çeker.

Bence o kadar cazgır değillerdir.
Yani umarım.

Kapının çalınmasıyla irkildim.

"Gel!"

İçeri giren Mert abi ile gülümsedim. Kuzenler arasında en az sohbetim olan kişiydi.

"Kahvaltı hazır."

Ayağa kalkıp kapıya ilerledim. Birlikte merdivenlerden inerken aklıma gelen kimya testiyle Mert abiye baktım.

"Mert abi sen kimyadan anlar mısın?"

Yavaşladı ve bana döndü. "Evet anlarım. Tıp okuduğumu söylemiş miydim?"

"Doktor mu olacaksın? Bu çok havalı olmalı."

"Yani biraz havalı ama daha çok zor."

Yemek masasında herkes oturmuş dertli dertli düşünüyorlardı. Emir bile..

Bizde masaya oturunda Uras amca "Biliyorum yarın çok zor bir gün olacak. " dedi sıkıntıyla.

"Ama ailem unutmayın ki biz Sarsılmaz ailesiyiz. Bizim kanımızda var dik durmak."

Uğur amca gaza gelmiş bir şekilde ayağa kalktı. "Elbete yaralar alacağız. Çok kan kaybedeceğiz düşman karşımızda zafer sırıtması yapacak ama unutmayın ki en son biz kazanacağız."

Uras amca kardeşinin kafasına bir şaplak atıp bize döndü tekrar. Uğur amca kafasını ovup sandalyesine homurdanarak geri oturdu.

"Sadece moral vermek istedim şu gördüğüm muameleye bak."

"Şimdilik yarını düşünmeyelim güzel bir kahvaltı yapalım." Diyerek konuyu bir süreliğine kapattı.

Tabağımda bulunan tüm kahvaltılıkları bitirip masadan kalktım. Odama çıkıp uzun bir duşa girdim. Mağlum yarının stresi vardı. Ve üzerimden onu atmalıydım. Banyodan çıktıktan son üzerime rahat şeyler giyip test kitabımın karşısına oturdum.
Eski okulumuzda iki kimya hocası vardı ve ikiside notlarımdan şikayetçiydiler.

Lavanta EsintisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin