2. BÖLÜM

7.8K 306 21
                                    

Yazarın anlatımından;

"Lan Aras ver telefonumu!"

Yine hergün olduğu gibi Aras'ın canı sıkılmış ve Araf ile uğraşmaya başlamıştı.

İkiside merdivenlerden paldır küldür inerken önlerinde gördükleri kişi ile ayakları birbirine dolanmış ve yere kapaklanmışlardı.

"Benim sizi daha ne kadar uyarmam gerek? Yani illa bir günlüğüne sizide mi depoda misafir edeyim?"

İkiliden ses çıkmayınca Toprak bir kaç adım daha yaklaştı. Hâlâ yerde yatan ikiliye üsten bir bakış attı.

"Ha ne dersiniz?"

İkizler transtan çıkmış gibi titrediler ve hızla ayağa kalkıp bahçeye doğru koştular. Hoş uçtular desek daha doğru olur.

Toprak soğukça sırıttı. Normalde kardeşlerini sevsede bunu pek göstermezdi. Özelikle işe gideceği zaman. İşten kastım babasına holding te yardım etmek değildi.
Biraz daha kirli işler. O pek iyi biri değildi. Bu işlere kayıp kız kardeşi için bulaşmıştı. Pişman mıydı? Asla. Aksine içindeki sadist yanı keşfetmişti. Ve bu yanını düşmanlarına göstermekten asla çekinmiyordu.

Üzerindeki siyah gömleğin yakalarını bir kere daha düzeltti. Kardeşini bulmasına bir adım kalmıştı. Bunun hırsıyla yere sert adımlar ile basıyordu. Evin kapısını açtı. Tüm korumalar bugün için hazırlardı o adımı atmaya.

O sırada Rüzgar ve babası şirkette ki önemli bir ihaleye girmişlerdi. Bunu kazanmaları gerekiyordu. Ama akılları Toprak'tan gelecek telefonda kalmıştı. İkiside kayıp kızlarını istiyorlardı. Onca yıl zaten yeterince sabretmişlerdi.
Artık dahasına katlanamıyorlardı.
.
.
.

Dakiklar geçti hatta saatler. Toprak dışındaki tüm aile büyük salonda toplanmışlardı. Ufuk beyin abisi Uras ve kardeşi Uğur da aileleriyle buradaydılar.
Hepsi Sarsılmaz kanından olan tek kız çocuğunun bulunmasını istiyorlardı. Aslında tek nedeni bu da değil. Ondört yıl önceki evin neşe kaynağını istiyorlardı. Tekrar bir kız çocuğunun kahkahaları doldursun bu dört duvarı.

Salon kapısından gelen sesle tüm aile o tarafa döndü. Toprak istifini bozmadan elindeki kan damlaları akan dosyayı büyük bir zaferle orta sehpaya fırlattı. Uğur ve Uras'ın eşleri irkilirken diğerleri
dosyanın başına üşüşmüşlerdi.

Toprak çoktan dosyanın içine iyice bakmıştı. Hatta oradan kardeşinin bir fotoğrafını almış ve cüzdanına koymuştu. Bunun rahatlığıyla tekli koltuğa gidip yayılarak oturdu.

"Kardeşimin tüm bilgileri o dosyada."

Ufuk dosyanın içinde gördüğü isimle gözlerinden bir damla yaş akmış ama silmemişti. Sevinçten ağlıyordu. Diğerleri gibi...

"Oha kardeşim çok güzel." Araf'ın elindeki fotoğrafı Aras almış ve bu seferde o incelemeye başlamıştı.

"Aynı ben."

Araf sinirle fotoğrafı geri çekti. "Hayır. Bana daha çok benziyor."

Aras elindeki fotoğrafı sımsıkı tutmuş bir şekilde kahkaha attı.

"Nereden sana benziyor? Güldürme beni."

Bora daha fazla dayanamayarak ikizlerin elinden fotoğrafı sertçe çekip yerine geri oturdu.

Emir alayla "Yalnız ikiniz aynısınız. Yani birinize benziyorsa diğerinizede benziyor demektir."

"Ha doğru ya." Aras, Araf'ın kafasına bir şaplak atıp Atakan'ın yanına oturdu.

Lavanta EsintisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin