XVII ZEYTİN YEŞİLİ

15 3 0
                                    


          Ertesi sabah sabırsızca Can'ın kapısını tıklattı Aiko, yorgun gözlerinin altındaki mor halkalar geceyi uykusuz geçirdiğinin işaretiydi. Onu gördüğüne hiç şaşırmadı Can, aslında gece yemekten sonra onu beklemişti ama anlaşılan Aiko'nun yalnız kalıp düşünmeye ihtiyacı vardı. İçeri buyur etti onu, pencerenin önündeki koltuğa oturdular.

          Aiko, lafa nasıl başlayacağını bilemiyor gibi tedirgindi. Ellerini kenetledi, bir süre parmak uçlarına baktı. "Can, tüm gece düşündüm dün akşam yemeğinde konuştuklarımızı. Evet, kabul ediyorum, Juno'nun söylediklerinde haklılık payı var ama içime sinmeyen şeyler olduğunu da itiraf etmek zorundayım; her ne sebeple olursa olsun masum insanların ölmesi kabul edilir bir durum değil. Yüce idealler, insanlığın yaşam umudu, hayatta kalma çabası, ne dersen de; bu, insanlığa yakışan etik bir davranış olamaz. Başka bir yol tercih edilebilirdi, madem bunca güçlüler, her şey ellerinin altında; para, hükumetler, bilim, laboratuvarlar... Başka bir alternatif bulamamışlar mı, uzaya gitmek miymiş tek çözüm? Virüs yayalım, insanların bir kısmı ölsün, kalan sağlar bizimdir, haydi hep beraber yeni bir dünya inşa edelim mi demişler?"

          Can duraksadı, kızcağız haklıydı, ne diyeceğini bilemiyordu ama oyunu devam ettirmek, Aiko'ya açık vermemek zorundaydı. "Aiko, ben de aynı şeyleri düşündüm, hatta bunları Juno'yla uzun uzun tartıştık ama sonunda beni ikna etti, başka çıkar yol kalmamış gerçekten de. Beni tanırsın, ben de bilime gönül vermiş bir insanım, yalanlara kolay kolay kanmam ama Juno'nun fikirleri son derece mantıklı ve makul geldi bana." Bir sır verir gibi etrafına çabucak göz gezdirip sesini alçalttı. "Sanırım, tam hazır olmadıkları bir anda virüs sızmış Aiko, dün gece yemekte aşının güvenilir olmadığını itiraf etti ya, daha kendisi bile aşı olmamış. Muhtemelen birileri bu virüsü sızdırmış, dost ya da düşman, ne dersen de; belki içlerinde fanatik ya da ayrılıkçı gruplar vardır, o kadarını bilemiyorum ama bana daha önce de hazırlıksız yakalandıklarını söylemişti."

          Aiko gözleri fal taşı açılmış bir şekilde dinledi onu. "O halde, bu salgını onlar da kontrol edemiyor?" Can, çalıştığı yerden soru gelmiş bir öğrencinin kendinden emin tavrıyla "Tabii ki edemiyorlar, bunu daha önce de söyledi. Bilim insanları ihtimalleri hesaplamış ama her şey tam olarak hazır değil benim anladığım kadarıyla. Yani onlar da dünyanın geri kalanı kadar şaşkın, belki de panik içinde." dedi. Aiko duraksadı. "Peki, bu durumda insanlara ne olacak Can?" Can tuttuğu nefesi usulca bıraktı, Aiko anlattıklarına inanmaya hazır görünüyordu şimdi, uysal bir çocuk gibi boynunu bükmüş, ondan yanıtlar istiyordu, içi acıdı ama sağlam durmalıydı. "Benim varsayımıma göre bazıları hayatta kalacak, bazıları maalesef ölecek; bu, kaçınılmaz. Hayatta kalanlar bir tür bağışıklık kazanacak, aşı olsun ya da olmasın, hayatı yeniden idame ettirecekler. Bu durum, Juno'nun ya da örgütünün elinde değil. Yeni bir dünya düzeni kurulacak, çünkü pandemi çok uzun sürecek ve bu süreçte pek çok şey değişecek. Hatta şimdiden değişti bile, pek çok alışkanlığımız çoktan yok oldu. İnsanların büyük bir kısmı artık evden çalışıyor, sosyal mesafeyi korumayı öğrendiler, mecbur kalmadıkça evden çıkmıyorlar, her şeyi internetten hallediyorlar, dijital bir çağın başlangıcı oldu bu salgın."

          Aiko biraz düşündü. "Gerçekten onlara inanıyor musun?" Can duraksamadı, bir an bile beklese Aiko şüphelenecekti. "Evet, niyetleri iyi, bazı şeyleri düzene sokmak istemişler, olmuş ya da olmamış, bu tartışılır ama insanlığın ve dünyada yaşayan tüm canlıların daha iyisini hak ettiğini düşünüyorum. Ben daha ortaokulda okurken ozon tabakasında bir yırtık olduğundan bahsediliyordu, bilim teknik dergilerinden heyecanla takip ediyordum bu olayı; yıllar geçti, ülkeler bu konuda somut adımlar atmadı. Pek çok canlının soyu tükendi, bunun sorumlusu biz insanlarız. Çok bencil bir türüz Aiko, sadece kendimiz için yaşıyoruz. Oysa artık ayaklarımız yere basmalı, sırf insanlara değil, bilinçli varlıklar olarak dünyadaki tüm canlılara karşı sorumluyuz, bunu anlamamız gerek; bu açıdan Juno'ya katılıyorum. Adam sandığımız kadar kötü biri değil, onunla biraz zaman geçirdiğinde ne kadar düşünceli ve ince ruhlu biri olduğunu anlıyorsun." dedi.

SALGIN (Devam Ediyor.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin