Arkadaşları odadan çıktıktan sonra Juno dostça gülümseyerek Can'a yöneldi. "Evet dostum, anlatmaya devam et bakalım. Arkadaşların artık güvende. Endişelenecek bir durum yok, konuştuğun ve doğruları söylediğin sürece en azından. Seni dinliyorum."
Can, sakin kalmaya çalışarak konuşmaya başladı. Saçmaladığı ya da açık verdiği an herkesin hayatını tehlikeye atacağının farkındaydı, çok dikkatli olması gerekiyordu. Juno'yu örgütün varlığına inandırmalıydı: Yediler... Bu isim nerden gelmişti acaba aklına, hızlıca hafızasını yokladı, yedi uyurlardan mı acaba, her neyse ne, bunu düşünecek zamanı yoktu. Seri bir şekilde konuşmaya başladı.
"Bay Juno, Yediler kadim bir örgüttür, uzun zamandır medeniyetin beşiği olan Anadolu merkezli olarak çalışmalarını sürdürüyor, ülkeyi etkileyen krizlere çözüm üretmeyi hedefliyor. Ülkem, jeopolitik konumu nedeniyle çok hassas bir noktada, pek çok sorunla karşı karşıya kalması da kaçınılmaz. Bu sorunların çözülmesi için bir şeyler yapmak gerekiyor. Örgüt de bu nedenle kurulmuş zaten. Ben örgütün liderinin adını bilmiyorum, ondan bahsederken Şef diyorlardı, zaten örgüte girerken gizlilik ön şarttı, üstelik henüz yeni katılmıştım, takdir edersiniz ki bu oluşumda çok önemli bir yere sahip değildim, sanırım bana güvenmiyorlardı daha, baksanıza beni almaya bile gelmediler."
Ateşle oynadığının farkındaydı ama Juno'nun gözlerindeki merakı görünce biraz daha körüklemek, öyküsünü allayıp pullamak istedi. "Yediler, yedi uyurlardan almış adını, belki bilirsiniz, yedi yüz yıl boyunca uyuyup gözlerini açan evliyalardan, İslam anlatısında vardır bu. Neyse Yediler, kendi ifadeleriyle var olan çıkarcı düzene karşı bir hareketti, haklı bir isyandı. Ben de pandemi döneminde pek çok insan gibi gerçeklerin bize söylendiğinden farklı olduğunu düşündüğüm için katıldım onlara, savları o karamsarlık anında bana çok mantıklı gelmişti. 'Tüm dünyayı yöneten bazı küresel güçlerin laboratuvarda yarattığı bir virüs bu, üstelik aşı da hazır, ne var ki dünyaya açıklamıyorlar, kim bilir hangi sebepten?' Bana buna benzer şeyler söylediler, ben de inandım işte, belki de o umutsuz olduğum dönemde inanacak bir şeylere ihtiyacım vardı, arkalarına takıldım, bu yolculuk beni ta buralara dek sürükledi. Onlar, ya benimle bağlantılarını kaybettiler ya da beni savaş zayiatı saydılar, benim gibi onlarcası olmalı örgütte, önemsiz biriydim, belki de bana güvenmemişlerdi hiç, itiraf etmek onur kırıcı olsa da beni kullanmışlardı, bilemiyorum, haklı da olabilirler, size öttüğüme göre. Aslında ben sadece bir piyonum, evet bunu kabul ediyorum, gözden çıkarılabilir biriyim ama arkadaşlarım bunu hak etmiyor, zavallıların hiçbir şeyden haberleri yok. Açıkçası, şu an ne yapacağımı, kime inanacağımı bilemiyorum Bay Juno, kafam çok karışık." Soluklanmak için duraksadı, gözlerini umutsuzca Juno'ya dikti.
Juno, dayanamadı bu bakışlara. "Sana inanıyorum oğlum, suçun yok, niyetin iyi ama kandırılmışsın, kullanılmışsın. İnanmadığın değerler için savaşmaya mecbur bırakılmışsın. Aslında tüm insanların kafası karışık. Bilimsel açıklama yaptıklarını iddia eden pek çok kişi var, herkes bu konuda uzman kesilmiş, kulaktan dolma bilgilerle insanları etkilemeye çalışıyor, insanlar kime inanacaklarını şaşırıyorlar. Öyle bir bilgi kirliliği var ki kimin doğruyu söylediğini tespit etmek gerçekten zor, aklı başında insanlar için bile..."
Can başını salladı, ona katılıyordu. "Peki, siz kimsiniz?" diye sordu merakla. Juno gülümsedi. "Biz, yüzyıllardır varlığını sürdüren, güçlü bir örgütüz, dünyadaki pek çok önemli olayda oradaydık, Fransız İhtilalinde ön saflardaydık, Otuz Yıl Savaşlarında da, Dünya Savaşlarında da... Bilimsel ve teknolojik gelişmeler ışığında çalıştık, hep bir adım ileriye gitmek, insanlığı hak ettiği yaşama taşımak istedik. Böyle yüce idealler uğruna çabalayan bir örgüte hizmet etmek benim için her zaman onur olmuştur." Duraksadı, Can'ı kararsızca süzdü. "Bize katıl, senin gibi güçlü, dirayetli, inatçı bilim insanlarına ihtiyacımız var." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SALGIN (Devam Ediyor.)
Science Fictionİnsanlık tarihi boyunca pek çok salgın hastalık yaşandı. Ama hiçbiri 21. yüzyılda tüm dünyayı derinden etkileyen, insanların yaşamını sarsan, dengeleri alt üst eden salgın gibi bilim otoritelerini yıkmadı. Milyonlarca insan acı çekerek hayatını kay...