Bir şeyleri açıklığa kavuşturmadan yeni bölüme geçmek istemiyorum.
Bir önce ki bölümde olan son cümle çoook yanlış yerlere çekilmiş, hiç aklımdan geçmeyen bir şeyi ortaya çıkardınız diyeyim size.
Derin bir nefes alın ve geri verin. Öyle bir niyetim yok.
Öhöm öhöm konuyu açıklığa kavuştur duğumuza göre yeni bölüme geçebiliriz.
🥀
"Anneciğim, yetiştirmem gereken son bir proje ödevim var. Okulların kapanmasına şunun şurasın da iki hafta kalmış. Neden anlamıyorsun?"
Annem sandalyemin arkasına koyduğu elini kaldırarak saçımın üzerine koydu. Elini bastırarak saçımı okşarken dişlerinin arasından konuştu," Yavrucuğum ben de sana diyorum ki daha geçen hafta da aynı bahane ile karşımdaydın. Peki, sen neden anlamıyorsun?"
Omuzlarım hüsran ile çökerken ellerimi masaya aniden koyduğum da yüksek bir sesin odada yankılanmasına sebep oldum, "Bu da mı gol değil be!"
Annem elini çekerek havaya doğru salladı, "Bu da gol değil be Jonny amca," sadece işaret ve orta parmağının havada kalacağı şekilde parmaklarını büktü ve bir kendi gözüne tuttu bir de benim, "Gözüm üzerinde küçük hanım. Hemen gidip restorantta babana yardım ediyorsun."
Sağ elimi yumruk yaparak tepemde dikilen annemin omzuna vurdum, "Nereden öğrendin kız sen bunları? Jonny amca falan?"
Annem gülümseyerek yeri işaret etti. Bakışlarım aşağı kaydığında terlik olan ayaklarını havaya kaldırıp indirdi, "Tanıştırayım, Jonny amca?"
"Üsamettin değil miydi o ya?"
"Hangisi istersen o alabilir kuzum. Sen ne almak istersin?"
Kafamı kaldırarak ona baktım, "Ben hiçbir şey almayayım anacım. Sen en iyisi odamdan çık da ben üstümü değiştirip babamın yanına gideyim."
"Hay hay efendim."
Sağ elini kaldırarak salladı ve odamın beyaz kapısını dışarı çıkarken ardından kapattı.
Dirseklerimi bükerek yanaklarımı ellerimin arasına aldım. Dudaklarım 'o' şeklini alırken karşımda ki ekranda açık olan ve bana göz kırpan kore dizimi yok saymaya çalıştım, macbooku sol elim yardımı ile kapattım. Tam da çocuk sonunda kıza hislerini söylüyordu, olacak işte değildi dizide ki ikinci erkeğin çok fazla yakışıklı olması. Kız kime gitse öbürüne üzülüyordum.
Hayır bir de en heyecanlı yerinde kalmıştım. En nefret ettiğim şey, gün boyu aklından çıkar çıkara bilirsen.
Ellerimi indirerek yanaklarımı serbest bıraktım ve tekerlekli sandalyemi, ellerimi masanın uçlarına koyarak kendimi geriye doğru ittim. Kalkabileceğim kadar bir boşluk oluştuktan sonra ayağı kalktım ve dolabımın karşına geçtim.
Beni yoran bir yere gitmek değildi, beni yoran şey kıyafet seçmekti. On dakikanın sonunda giyeceğim kıyafete karar kılmıştım. Koyu mor, yakası açık ve sıfır kollu olan ipek bluzumu kafamdan aşağı indirdim. Bluzun altında kalan koyu siyah saçlarımı elim yardımı ile dışarı çıkardıktan sonra gri, dar kotumu ayaklarıma geçirdim. Saçlarımı salık bırakıp bileğime bileklik taktım. Her iki kulağımda olan üç deliğe de takım olan küpelerimi taktım. Saçımı sağ kulağımın arkasına doğru atarak küpelerimin gözler önüne serilmesini sağladım. Dudaklarıma parlatıcı sürüp, beni biraz canlı göstersin diye de iki kat rimel sürdüm. Telefonumu ve ufak siyah çantamı alıp çıktım odamdan. Merdivenlerden inerken bugün beni hiç aramayan ve mesaj atmayan sevgilimin sohbetine girip geri çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİÇEK MAHALLESİ|✅
RandomGözleri benim mavi harelerime tutundu, "Neden, her cümlenin sonuna o kelimeyi getirmek zorundasın?" Kaşlarımı çatıp, "Neyi?" Tek nefeste, "Abiyi?"dedi. "Nasıl, anlamadım?" "Şöyle olsun Cem abi, böyle olur Cem abi, nasılsın Cem abi.Abi de abi. O k...