Medya: Eylül'ün gün içinde giydiği kıyafet. (Eteği biraz daha uzun hayal edebilirsiniz.)
Selamünaleyküm gençlik.
100 bin için çok teşekkürler 🖤
🥀
"Anne ben çıktım."
"Tamam kızım dikkat et."
"Tamam."
Uzun beyaz, kadife botlarımı ayaklarıma geçirip demir kapıyı sertçe kapattım. Kapının arkasından hemen annemin homurdanmaları başladı.
Ona gülümseyip merdivenlerden aşağı indim. Bizim bir alt kata geldiğimde kapısı açıktı. Kaşlarımı havaya kaldırıp kapıya yaklaştım. İçeri girdiğimde direkt seslerin yükseldiği salona geçtim.
Abim ve üzerinde turuncu tulumların olduğu iki tane adam salonun ortasında konuşuyorlardı.
Ben onlara bakarken abim beni fark etti. Adamlara birkaç şey söyledikten sonra yanıma geldi.
"Eylül?"
"Efendim abi?"
"Ne arıyorsun burda?"
"Kapıyı açık görünce gireyim dedim. Ne yapıyorsunuz?"
Kafasını salladı, "Bugün pazar benim boş günüm biliyorsun ki. Düğünde yaklaşıyor. Evin artık bir ucundan tutup başlayalım dedik."
"Anladım." derken bakışlarım salonun köşesinde duran iki büyük kovaya kaydı. "Boya mı yapıcaklar?"
"Evet." dedi ve beni başlatan aşağı süzdü. "Sen nereye?"
"Nişantaşı'nda bir defile varmış. Beste ile oraya gidiceğiz."
"İyi. Dikkat edin kendinize."
"Tamam. Görüşürüz o zaman abi."
"Görüşürüz."
Arkamı dönmüş gidiyorken abim seslendi, "Eylül?"
Omzumun üstünden ona baktım, "Efendim abi?"
"Sen cuma günü okuldan ne ile geldin?"
Nereden çıktı bu şimdi?
Yutkunup, "Her zaman ki gibi abi. Taksiyle."
Gözlerini kısıp yüzümü inceledi,"Tamam."
Ona gülümseyip önüme döndüm. Döner dönmez kaşlarım çatılı ve toprak tonlarının hakim olduğu dudağımı ısırdım. Kesin o gün yanlış görmemiştim. Oydu. Bmw'yi nasıl tanımazdım ben Allah aşkına. Biliyordu ve sıçmıştım.
Ben bunları düşünürken çoktan zemin kata gelmiştim. Toparlanıp önüme gelen siyah saç tutamlarını kulağımın arkasına sıkıştırdım.
Kapıyı açıp dışarı çıktım. Çıkar çıkmaz soğuk ten rengi çorapla sarmalanan bacaklarımı ısırdı. Kesinlikle bu havada üzerimde ki kıyafetle hasta olucaktım.
Yürüyüp bahçe kapısını da açtım. Yürürken beyaz renginde ki koldan asmalı çantamdan telefonumu çıkarıp açtım. Besteyi arayıp telefonu kulağıma götürdüm. İlk çalışta hemen açıldı.
"Nerede kaldın Eylül?"
"Geliyorum, geliyorum. Ben de seni dışarı çık diye aradım." derken onların binası ve kapının önünde duran Beste görüş açıma girdi. Telefonu kulağımdan indirip kapattım. Yanına gittiğimde birbirimize sarıldık. Ayrılıp taksi durağına doğru yürüdük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇİÇEK MAHALLESİ|✅
De TodoGözleri benim mavi harelerime tutundu, "Neden, her cümlenin sonuna o kelimeyi getirmek zorundasın?" Kaşlarımı çatıp, "Neyi?" Tek nefeste, "Abiyi?"dedi. "Nasıl, anlamadım?" "Şöyle olsun Cem abi, böyle olur Cem abi, nasılsın Cem abi.Abi de abi. O k...