Evet, söze şöyle başlamak istiyorum geçmiş ama bir türlü geçememiş.
Ne diyor bu yazar derseniz şöle ki ; yaşadığımız ne varsa geçmişte kalıyor ama acısı geçmiyor ya işte onu diyorum.Her insanın vardır bir can yarası, kalp ağrısı. Yaşadığı ağır acılar. Herkesi anlıyorum desem yalan olur çünki, anca yaşayan bilir bunu. Hiç kimse başka birinin acısını onu yaşamadan anlayamaz. Kaybettiklerimiz, güvendiklerimiz, dost sanıp düşman çıkan sevdiklerimiz...
Neler neler, her insanın vardır eminim. Ama biliyormusunuz geçmişe takılı kalmak hiçte doğru değil. Hayat akıp giderken, olup bitmiş şeyleri düşünmenin ne kendimize ne geleceğimize, ne şuan ki zamanımıza faydası yok. Hep insan bişeyleri değiştirmek istiyor, hep keşke diyor. Bir umut hayal kuruyor. Olmayan ama olmasını istediği her olayı değiştirmeye çalışıyor. Kendince.
Ama bilmiyor ki o bir kere olmuş artık, ne geçmişe dönebilir, ne yaşadığı şeyleri değiştirebilir. Bir kere kabullenmek lazım olan oldu, onu yaşaman gerekiyordu ve yaşadın. Acı çeksen de yaşadın. Yada o zmn mutlu ama şuan üzgün de olablirsin. Ama her şeyin başında kabullenmek gerekiyor. Yoksa çıkış yolu bulamaz insan. Sürekli geçmişi düşünerek bu gün yaşadığı ve yaşayacağı hiç bir olayı değiştiremez. Bugün geçmişi düşünürsün, bir bakmışsın 10 yıl geçmiş. 10 yıl sonra da kendini bugün'ü düşünürken buluverirsin.
Yani şunu demek istiyorum, evet herkesin yaşamak istemediği, değiştirmek istediği anıları, acıları var ama değişmiyor. İnanın değişmiyor. İnsan sadece kendi kendini mutsuz ediyor boş yere. Başka türlü düşünsede, olmuyor işte değişmiyor. Ne o zmn değişir, ne de bu zmn.
Hayatın tadını çıkarmak varken, bir şeye takılı kalmak bize ne kazandırıyor. Kendimize bir yol çizmeliyiz. Sonunda yapacağımız herşeye inandığımız bir yol. Uğruna çabalayıp mutluluğa giden bir yol. Keşkeler olmadan, bişeyleri değiştirme düşüncesi olmadan. Sadece gerçekler ve kabullendiğimiz benliğimiz ile. Yapabileceğinize inandığınız bir yol.
Zor gözükse de değil aslında. Zor olan vazgeçmek. Alışkanlıklarımızdan, acılarımızdan. Aslında ne kadar kabul etmesekte, acılarımıza bağlanıyoruz. Bu yüzden geçmişten bir türlü kurtulamıyoruz. Bizi biz yapan yaşadığımız acılar, mutluluklar olduğu için üzülsekte vazgeçemiyoruz. Çünkü eğer ondan vazgeçersek sanki tüm yaşadıklarımızdan vazgeçeceğiz gibi geliyor ama öyle değil inanın. Vazgeçin de demiyorum ama kabullenin. Vazgeçersek unuturuz, yaşananları aynı hatayı tekrar yaparız. Unutma ama kabullen. Acını benimseme o an üzül ve bir daha üzülmemek için aynı şeyleri tekrar tekrar yapma. Çok zor gibi görünsede insan karar verirse yapar.
Önemli olan kararlı olmak, güçlü olmak. Hiç bir zmn yenilgiyi kabul etmeyin. Ama kendiniz için. Çabalayın her zaman uğraşın. Mutlu olmak için, yeni bir sayfa açmak için. Bunları başkası için değil sadece kendiniz için yapın. Kendinizi sevin, değer verin. Sonra değişeceğinize inanıyorum ben. Sizde inanın.
Belki geçmişi değiştiremeyiz ama geleceğimizi değiştirebiliriz. Aynı şeyi yaparsanız bugün nasılsanız bundan 10 yıl 20 yıl sonra da aynı olursunuz. Ama çabalamaya bugün başlarsanız bundan çok daha mutlu ve özgüvenli bireyler olursunuz.
Benden size söylemesi. Yapıp yapmamak size kalmış. Sonuçta herkesin kendi hayatı mutlu olmak isteyen çabalar. Mutsuz olmak isteyen okuyup geçebilir. Ben bir psikolog değilim, sadece yaşadığım şeylerden yola çıkarak bunları yazıyorum. Ben başaracağıma inanıyorum o yolda yürüyorum, inşallah sizde inanıp bundan sonra ona göre devam edeblirsiniz....
Sizleri seviyorreeeee❤️❤️❤️❤️❤️❤️
Kendinizi üzmeyin, başka bir sen yok.... 💫(kuşlar bile mutlu, neden siz olmayasınız) 😉😇
ŞİMDİ OKUDUĞUN
< D'oKuNmAyAn ŞİİR >
ChickLitHayatı boyunca sevilmemiş, dışlanmış ama bir o kadar da güçlenmiş kaç kişi var? Belki sen, belki ben, belki hepimiz. Sürekli insanların göz ardı edip senin dışında herşeyi önemsediklerini düşünüyorsan kitabıma göz at. Bu bir gerçeklik kitabıdır...