Hayat...

27 6 0
                                    

Uzuuuuunca düşündüm, hayatta ne istiyorum, hayat benden ne istiyor diye.
Ama bi cevap bulamadım. Ztn bulmayı umduğum şeyin bile ne olduğunu bilmeden düşündüm.

Sonuç hüsrandı tabiki.

Hayat bizden bişey beklemez, bizde hayattan çok şey bekleriz ama asıl yanlışta burda başlıyor çünkü hayat bize hiçbirşey vermez. Tıpkı bizden hiç birşey almadığı gibi.

Zor olan şeyse bunu bir türlü anlayamamak. Çünkü bunu anladığımız zmn bütün o beklentilerimiz sıfıra iniyor. Neden çünkü biz olmayacak şeyleri bekliyoruz, yada gerçekleşme ihtimali en az olana umut bağlıyoruz. Buda insanın gerçeklerden kaçmak için kullandığı bir yöntem.

İnsan asıl gerçek olanı çok geç anlıyor, yada bir nevi görmek istemiyor. Uzak ihtimalleri hep umut ediyor ama gözünün önünde duran gerçeği ise göz ardı ediyor.
Bence bu insanın kendine yapmış olduğu en büyük kötülük.

Ben insanları her zmn çok farklı düşünürdüm, her zmn en iyi yönlerini görmeye çalışır her daim sevmeye çabalardım. Haksız olsalarda asla kırmayıp üzmeyip onların gönüllerini hoş etmeye bakardım.

Peki şuan ne mi oldu?

Bana bu yaptıkalrımın sonuçları tabiki de misli ile güvensizlik ve sevgisizlik olarak geri döndü.
İnsanları ne kadar sevmeye çalışsam da sürekli bir kusur bulup hep bi şeylerin daha fazlasını istediler. Her zmn daha fazlasını. Ama ben buydum. Fazlası yoktu. Fazlası kendimden bişeyler vermekti. Ve ben onu anladığım gün insanları da anlamaya başladım.

Hala anlayamadığım bir sürü kişi var, ama şunu çok iyi biliyorum ki oda bu hayatta kim olursa olsun karşılılsız asla birini sevmiyor. Kim olursa olsun işine geldiği gibi anlayıp işine gelmediği gibi kaçabiliyor. Hayatın değişmez kuralı bu. İnsanların işine yararsanız sizi severler, ama aksini yaparsanız sizi tanımazlar bile ve evet en güvendiğiniz insanlar da bunu yapabilir.

Bence birine güvenmekte aşırı saçma bir hareket. Çünkü yeri geliyor anne baban bile sana kötülük edebiliyor böyle bir dünyada kimseye güvenemezsiniz. Sadece kendinize.

Sevgi, aşk, dostluk, şu bu yalan.

Karışınızdaki insanın bi kuyruğuna basın sizi değil sülalenizi bile siler.

Tabi öyle olsun diye demiyorum ama insanlar bu, bundan ibaretler. Kim olursa olsun.

He benim sevdiğim güvendiğim hiç mi biri yok, var. Herkesin vardır.

Var güvenirim ama herkesten de herşeyi bekleyerek güvenirim. Çok sevdiğim bi kaç kişi var onlar haricinde de gerisi pekte önemli değil. Sizde sevin ama bir gün herşeyi yapabileceğini umarak sevin iyi insanlar seçin hayatınıza sizi üzen insanlardan uzak durun.

Herkes herkesi seviyor sorsan ama kimse kimsenin umrunda değil. Öyle bi hayat.

Değerinizi bilen insanlara değer verinki yııpranmayın. Yoran insanlardan uzak durun hem kafanız rahat olur, hemde muhatap olmak zorunda kalmazsınız.

İnsanları anlamak güç, hayatı anlamak ise basit. Bizim hayatla alakamız yok gönlünce ye iç gez mutlu ol gül. Hayat sana karışmaz, sana karışan insanlardır. Onun çözümü ise uzak durmaktır.

Sizi üzen birini kendinizden uzak tutun, onu tutamıyorsanız da düşüncelerini konuşmalarını uzak tutun. Duymayın görmeyin o zmn herşey daha güzel olur.

Kendinize pozitif şeyleri çekin, negatif ve olumsuz şeyleri düşündükçe btüün olumsuz herşey sizi bulur ama güzel düşünürseniz de güzel şeyler sizi bulur.

Denendi ve onaylandı.

Hayat bir meyve ağacı gibi. Küçüklükten ekiliyoruz ve zamnla büyüyoruz. Hemen olgunlaşıp meyve vermiyoruz çünkü zman geçmesi lazım. Bi şeylere alışmak lazım. Bi şeyleri görmek lazım. O zmn içinde ise kaç bahar kaç kış görüyoruz. Bazen buz gibi oluyoruz, bazense sıcacık. Bazen sert bir rüzgar esiyor bir o tara bi bu tarafa savruluyoruz, yapraklarımızı döküyoruz, bazen yalnız kalıp üşüyoruz. Ama sonra bahar geliyor, yeniden canlanıyoruz, o sert rüzgar bir melteme dönüşüyor ve bizi serinletiyor. Çiçek açıyoruz rengarenk oluyoruz, cıvıl cıvıl. Dallarımıza kuşlar konuyor, tıpkı insnalar gibi sonra bir bakıyoruz kimse kalmamış. Tıpkı kuşların gittiği gibi herkes gidiyor. Sonra yine sonbaharı yaşıyoruz ama bişeyleri sürekli yaşadıkça sonunda ne olacağını biliyoruz.
Sonunda ise bahar geliyor, tekrar ve  tekrar bahar geliyor, güneş doğuyor. Biz umudumuzu yitirsekte bunlar olmaya devam ediyor.
Daha sonra büyüyoruz, meyve veriyoruz. Artık eskisi gibi olmuyoruz. Yaprağımızda dökülse, rüzgarda çıksa, kuşlar konsada artık büyüyoruz. Sapasağlam duruyoruz herşeyin karşısında. Ama dediğim gibi bir anda olmuyor. Olgunlaşmak için zman gerekiyor ve o zmnda dalımız kırılsada yalnızda kalsak, sonunda bir şekilde sabaha ulaşıyoruz.

Biz vazgeçsekte hayat bizden vazgeçmiyor taki ölene dek..

O yüzden bu hayatı yaşamak istemesekte yaşıyoruz, madem yaşıyorsak en güzel şekilde yaşayalım, bize sunulanı güzelleştirerek yaşayalım.

Dediğim gibi hayat geçiyor, zman geçiyor biz istesekte, istemesekte......

< D'oKuNmAyAn ŞİİR >Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin