Ben seni görünce her şey tamam gibi hissediyorum.
Annem yanımda, babam başımdaymış gibi.
Ben seni görünce kalbim hiç kırılmamış gibi hissediyorum.
Ben seni görünce hala eskisi gibi masummuşum gibi hissediyorum.Toprak'tan:
Gözlerimi açtığımda henüz Güneş doğmamıştı.
Yatağımdan kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve üzerimi değiştirip balkona geçtim.Etraf karanlıktı ve sokaklar boştu.
Herkes uyuyordu büyük ihtimalle.Bu saatler günün en sevdiğim saatleriydi.
Kafamı topladığım, kimsenin benden bir beklentisi olmadığı saatler.Yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirmek zorunda olmadığım saatler.
Uyku ilacımın etkisi geçtiği için uyanmıştım.
4 saatlik uykuyla ayakta duruyordum.Odama girip çantamı aldım.
Güneş doğmak üzereydi.
Adım seslerimin yankılandığı
bu boş ruhsuz evden çıkmak istedim.Merdivenlerden inip sokak sokak dolaşmaya başladım.
Tanımadığım onca sokaktan geçtim,
bir sürü insan gördüm.En sonunda kendimi orada buldum.
Yağmur'un kapısının önünde..
Karşı kaldırımlarına geçip oturdum, odasının camına ilişti gözlerim.
10 dakikadan fazla bir süre baktım öylece oraya.
Perdesi çekildi, cam açıldı.
Kendimi duvar dibine çekip iyice göremeyeceği bir şekle soktum.
Gitti ve giyinmiş bir halde balkona çıktı. Saat 7 olmuştu.
Balkonda oturduğu sandalyede kitabını açtı, biraz okuduktan sonra kapatıp gözlerini yere odakladı.
Uzun uzun baktı, o yer taşlarına.
Dalıp gitti bir yerlere, insanlardan soyutladı kendini.
Herkesten uzaklaştı.Öylece izledim onu, onun güzelliğini.
Aklının gittiği yerlere gitmek istedim.
Daldığı yerde olmak.O balkonda yarım saatten fazla oturdu, ben kaldırımdan onu izledim.
Telefonumu çıkarıp, yakınlaştırıp birkaç fotoğrafını çektim.
En sonunda balkondan kalkıp içeri geçti.
10 dakika sonra kapının önüne inmişti.Duvar dibinden kalkıp yola doğru yürüdüm.
Beni görmesiyle şaşırması bir oldu."Toprak? Ne zaman geldin?"
Kahverengi gözlerimi gözlerine çıkardım. Yalan söyleyemeyecek kadar yorgundum.
"1 saat oldu. Erken uyandım da gezerken buraya geldim. Beraber okula gideriz diye."
Yüzüme baktı uzun uzun.
Bir şey demek ister gibi.
Ama sustu. Gülümsedi sadece ve yürümeye başladı.Yan yana yürüyüp okula gittiğimizde kantine geçtik.
Henüz ikimizde kahvaltı yapmamıştık.İki tost, çay ve iki bitter çikolata alıp yanına gittim.
Beraber kahvaltı yapıp sınıfa çıktık.Bugün kendimi ruhsuz hissediyordum.
Dışarıda çiselemeye başlamış yağmur içimde yağıyor gibiydi.Dersler ben farkına varmadan geçip gitti.
Son zil çaldı herkes dağıldı.Yerimden kalkıp sınıf kapısına ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B'A'L
Teen FictionB'elki A'lışman L'azım? Yırtılan ve parçalanan boğazlar bir ırkın katliamı kadar mutlu ederdi dünya devletlerini. Yırtılan boğazlardan arta kalan tükürük ses çıkarmaya yetmesede sana sustuklarımı duydun mu? Kitap kapağı için @scarletmarryy'e teşek...