ilaykarsu 'a ithafen. Bu cici bölüm sana hediyem olsun ❣
~~
Yapayalnız dolaşıyor bu çağın insanı.
Çünkü birlikte yürüyecek kadar kimse güvenmiyor birbirine.Gözlerini açıp tavana dikti genç kız.
Beynini kemiren onca düşünce gece boyu uyutmamıştı onu.
Nihai karara varmıştı varmasına ama bu çok zor olmuştu.
Üzerini değiştirdi, ağzına tek lokma almadan çıktı evden.Sokakları dolaştı, kafasında ki sesten kulaklıkta ki müziği anlamaz olmuştu.
Başıboş saatlerce dolaştı, nereye gideceğini bilmeden, gidiş noktası belirlemeden.
Sadece yürüdü, gözleri dolu dolu.İnsanoğlu değil miydi, hep kendine acı çektiren?
Sahile vardığında bankın birine oturdu, gözleri parıldayan denize ulaştı.
Bir zamanlar huzur bulduğu denizin haşin dalgaları şimdi onu boğmak ister gibiydi.Öylece saatlerce oturdu orada.
En sonunda yanına oturan yaşlı bir amca ile bakışlarını denizden çekti.
Elinde ki bastonu yanına koyan yaşlı adamın gözleri genç kızın yanağında süzülen yaşa takıldı.Kız farkında bile değildi, ağladığının.
"Gözlerinden yaşlar akıtmana ne sebep oldu kızım?"
Adamın sorusu ile eli yanağına gitti genç kızın.
Elinin tersiyle gözyaşının izlediği yolu silerken ağladığını yeni fark etmişti."Bu dünyada ne kadar küçük şey varsa dert ediyoruz değil mi amca?
İnsanların zor hayatlarına bakmadan en ufak derdimize ağlıyoruz.
Çok bencil olduk."Adam, kızın kurduğu cümleler ile gülümsedi.
Gerçekten de öyleydi."Annen veya baban hayatta mı?"
Kız kafasını aşağı yukarı salladı.
Tek varlıkları onlardı."Eğer bir gün onları kaybedersen bu zamana kadar çektiğin tüm acıların ne kadar hafif olduğunu anlayacaksın.
Sevdiklerini kaybetmek çok zor, zamanın terazisi herkese bir değil kızım. Herkesin takvimi de aynı değil."Derin nefesler aldı adam, yaşına rağmen oldukça dinçti.
"Bu zamana kadar istediğim çoğu şey olmadı, olduramadım. Mutlu olmayı bile başaramadım. Neden bilmiyorum. Bazen dert ettiğim şeylerden öylesine utanıyorum ki."
"Bir şeyi gerçekten çok istersen,"
demişti yaşlı adam ona "onu gerçekleştirmen için tüm evren iş birliği yapar."Gülümseyerek baktı kız.
"Kitap gibi konuşuyorsunuz."
Yaşlı adam ufak bir kahkaha attı.
"12 kitabım var, çoğu insanın okuduğu. Kitap gibi mi konuşuyorum yoksa kitaplarda mı yaşıyorum bilinmez."
"12 kitap mı? Adınız neydi? Belki bende okumuşumdur kitaplarınızı?"
"Ahmet Arif."
Duyduğu isimle şok oldu genç kız.
"Siz, siz ciddisiniz. Ben sizin neredeyse tüm kitaplarınızı okudum.
Ağlaya ağlaya okudum. Çok güzellerdi.
Sizinle tanışacağımı düşünmezdim.""Kader bu kızım ne olacağı bilinmez.
Bak bende eşimin yanından geliyorum.
Çiçekler götürdüm ona, papatyalar götürdüm. Bu çağın insanının beceremediği sevgiyi götürdüm.
Huzurlu uyusun, çok özledim onu.
Zaman bize güzel davranmadı."
Gözyaşlarını öylece akıtırken göz pınarları ağlamaktan yırtılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B'A'L
Teen FictionB'elki A'lışman L'azım? Yırtılan ve parçalanan boğazlar bir ırkın katliamı kadar mutlu ederdi dünya devletlerini. Yırtılan boğazlardan arta kalan tükürük ses çıkarmaya yetmesede sana sustuklarımı duydun mu? Kitap kapağı için @scarletmarryy'e teşek...