Ukdemfalan 'a ithafen. Bu bölüm sana hediyem olsun ❣
Özlemek için Nazım var..
Mavi için Edip.. Rakı için Can Yücel..
Sevda için Ahmet Arif.
Bazen özledim diyemezsin.
Nazım okuyorum dersin.
"Ben Nazım okuyorum ya sen?"Elimde ki kitabı öylece yatağın üzerine bıraktım, gözlerimi pencereden parıldayan denize çevirdim.
Bu küçük sahil köyünde kafamı toparlamak için günler geçirecektim.Aşağıya inip pansiyondan çıktım, saat çok erkendi henüz kimse yoktu etrafta.
Kulaklığımı takıp şarkı dinlemeye başladım.
O sırada adımlarım beni deniz kenarına götürüyordu.Bazı şeyler kaybetmeden sevilmiyor,
Bedenim burda fakat ruhum kabul etmiyor.Bazı şeyler kaybetmeden sevilmiyor gerçekten.
İnsanoğlu çok bencil ve nankör.
Kıymet bilmiyoruz asla.Kendime yalan söyledim.
Yalnızım bunu ben istedim.Kendimi hangi gerçeğe inandırmaya çalışıyordum?
Ne olsun istiyordum?
Benim gerçeğim neydi? Neyden şüphe ediyordum?Hızla yerimden kalkıp pansiyona döndüm, içeri girmemle biri seslendi arkamdan.
"Kızım günaydın. Kahvaltı yaptın mı?"
Arkamı dönmemle her buraya geldiğimizde benimle ilgilenen Volkan abiyi gördüm.
"Günaydın. Henüz yapmadım."
Eliyle mutfağı işaret etti.
"Bizde Selma ile yapacaktık gelsene."
Kafamı sallayıp mutfağa geçtim.
Selma ablanın yanına oturup selam verdim.Bakışlarım karşımda ki duvarda duran aynaya kaydı.
Tam anlamıyla harabe gibi görünüyordum.
Saçlarım dağınık, göz altlarım şişikti.Aynaya bak, harabe gibisin. Oysa sen güzel bir kızdın.
"Nasılsın Yağmur?"
Selma abla elinde ki çayı önüme koyarken sandalyesine oturdu.
"İyiyim Selma abla sen nasılsın?"
"İyiyim. Herkes zor şeyler yaşar güzel kızım. Önemli olan güçlü durabilmek.
Bunu bil olur mu?"Kafamı sallayıp gülümsemeye çalıştım.
Zor şeyler yaşamayı isteyen ben değil miydim?Sessizce kahvaltımı yapıp kalktım masadan.
"Ben gidip ders çalışsam iyi olacak.
Teşekkür ederim."Arkamı dönüp mutfaktan çıktım.
Odama gittiğimde yorgundum, mental bir yorgunluktu bu.
Masaya geçip kitaplarımı önüme yığdım, kafamı toparlayıp konuya odaklanmaya çalıştım.4 saatlik bir ders çalışmanın ardından yerimden kalktığımda bacaklarım ağrıyordu.
Telefonu alıp annemi aradım, biraz konuştuktan sonra kapatıp yatağa uzandım.
Çalan telefonuma uzanınca İrem'in aradığını gördüm.
"Nasılsın Yağmur? Nasıl oralar?"
"İyiyim İrem sen nasılsın? Güzel, sessiz tam ders çalışmalık ortam."
"İyi ya ne güzel. Ben şimdiden özledim seni."
Gülümsedim.
"Bende seni özledim deli kız."
"Abi ben ders çalışacağım çalışacağım olmuyor. Matematik çalışmam lazım.
Ne yapacağım ben ya?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
B'A'L
Teen FictionB'elki A'lışman L'azım? Yırtılan ve parçalanan boğazlar bir ırkın katliamı kadar mutlu ederdi dünya devletlerini. Yırtılan boğazlardan arta kalan tükürük ses çıkarmaya yetmesede sana sustuklarımı duydun mu? Kitap kapağı için @scarletmarryy'e teşek...