#6 beauty and the titan

1.1K 91 34
                                    

Levi odanın içinde dönüp duruyordu. Birazdan Mikasa evden kıyafetlerini getiricekti. Heyecan içinde zilin sesini bekliyordu. Birkaç dakika sonra beklediği olmuş ve hızla aşağı inmişti kapıyı açmak için. Ama Petra kapıya ondan önce ulaşmış ve kapıyı o açmıştı. Petra ise Levi'nin geldiğini gördüğünde tekrardan mutfağa gitti ve onu kardeşi ile baş başa bıraktı.

Levi hızla elindeki bavulları almaya çalışınca Mikasa karşı çıktı ve bavulları çok kımıldatmamaya çalıştı.

"Ho! Abi dursana bir ya bu kadar mı bana tahammülün kalmamış da bavulları alıp beni kovmak gibi bir niyetin var."

"Öyle bir niyetim yok."

"Herneyse. Bu kıyafet bavulun. Küçük olanın içinde ise en sevdiğin fincan takımı var. Dikkatli ol kırma. Aynı zamanda annem ve babamdan bazı hatıralar. Bunda da en sevdiğin bezler ve deterjanlar var. Burası şimdi leş gibidir."

"Mikasa burada kalıcı değilim."

"Abi bu ayının seni bırakacağını mı düşünüyorsun?"

"Hayır Mikasa. (fısıldayarak) En kısa sürede buradan kaçmayı planlıyorum."

"Ooh gizli görev. Zaten kısasın çimlerin arasında kaybolman o kadar da zor olmasa gerek. (kahkaha atar)"

"Esprilerin bittiyse gidebilirsin."

"İyi gidiyorum. İstenmediğim yerde durmam ben."

Levi Mikasa gittikten sonra birkaç saniye bakmış ve ardından kapıyı kapatmıştı. Bavulların hepsini taşımak zor gelirdi. O yüzden teker teker aldı ve odasına taşımaya başladı. Bavullar yetmiyormuş gibi bir de merdiven derdi çıkmıştı. Bir an Eren'den yardım istemeyi düşündü fakat sonra vazgeçti.

"Sana benden yardım alabileceğini söylemiştim Levi."

"Bende yardımına ihtiyacım olmadığını söylemiştim sana Eren."

"Atarlıyız galiba bugün. İlk geldiğinde böyle değildin sanki."

Levi konuşmamayı tercih etti. Eren iç çekti. Daha doğrusu evi iç çekişiyle inletti. Çünkü bu şekilde çıkardığı ses çok gürültülü ve tok çıkıyordu.

"Eğer burada kalıcaksan birtakım kurallara uymak zorundasın. Akşam yemekleri için aşağı in."

"Hadi ordan neden dediğini yapacakmışım?"

"Levi çok abartmıyor musun? Mikasa'yı bıraktığıma pişman etme beni."

"Bana bu konudan bahsetme. Zaten neden burda birini tutmak zorunda olduğunu da anlamıyorum!"

"Sana kendimce sebeplerim olduğunu söyledim neden bu kadar ısrar ediyorsun!"

"Tch. Çünkü burda tutuluyorsam bilmeye hakkım var."

Eren hiç sesini çıkarmadı. Yüzünde en ufak bir duygu değişimi bile yoktu. Arkasını döndü ve odasına doğru çıkarken Levi'ye seslendi.

"O zaman akşam bekliyorum. Gecikeyim deme sakın. Bekletilmekten nefret ederim."

Levi tekrardan sözünü tamamlayamadan Eren odasına doğru ilerlemişti. Kendisinin bile ona tahammülü yokken Petra ona nasıl katlanabiliyordu? Aralarındaki ilişki neydi ki? Eğer Eren onun için önemli biri olmasa burda kalmazdı diye düşündü.

Odasına doğru yöneldi. Kapısını açtı ve içeri girdi. Dağınık olan yatağının üstüne sırtüstü uzandı ve tavanı izlemeye başladı. Kendisine neden bu kadar kaba davranıyordu ki. Bir iyi bir kötü davranıyordu. Onu bir türlü anlayamıyordu. Bazen kalbi var gücüyle çarparken bazen ise paramparça oluveriyordu.

—Yaklaşık 3 saat sonra—

Levi kendini odaya kilitlemiş ve çıkmamakta diretiyordu. Petra kapıda onu ikna etmeye çalışıyorken Eren aşağıdan var gücüyle bağırıp evi inletiyordu. Fakat Levi yün yorganının altında ter dökse dahi çıkmaya niyetli değildi. Bir süre sonra sesler kesildi.

Levi bir terslik olduğunu tahmin ediyordu ama gidip bakmak yerine beklemeyi tercih etti. Eren'in emri altında yaşamak istemiyordu.

—1 saat sonra—

Alt kattan gelen sesler kesilmişti. Levi çok ses çıkarmayacak bir biçimde yavaşça merdivenlerden aşağıya iniyordu. Odasından çıktığını bilmesini istemiyordu.

Yavaşça mutfağa geldi ve duvara yaslanıp göz ucuyla mutfağa baktı. Kimsecikler yoktu mutfakta. Tezgaha doğru ilerledi ve dolaptan bulduğu birkaç parça yiyeceği tabağa koymaya başladı.

Kendine bir tepsi hazırlamış odasına götürmeye niyetlenirken tekrardan arkasından Petra'nın sesi duyup ağzından  hafif bir çığlık kaçırmıştı.

"Petra bak bu iki oluyor. Yavaşça arkamdan gelip beni korkutmayı kes artık."

"Napıyorsunuz?"

"Görmüyor musun kendime akşam yemeği hazırlıyorum. O ayının yemeğini bitirmesini bekledim."

"Yanılıyorsunuz."

"Hangi konuda yanılıyorum?"

"Efendim siz sofraya gelmediğiniz için hiç bir şey yemeden odasına çıktı."

「Beauty and the Titan」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin