Eren lanetten kurtulduğundan beri Levi'ye daha nazik davranmaya başlamıştı. Gerçekten eğer Eren'in ilk halinden eser kalmamıştı.
Eren'in de Levi ile ilgilenmesi onun hoşuna gitmişti. Kendisini lanetten kurtulunca kapı dışarı atıcağını ya da başka biriyle beraber olucağı gibi saçma sapan düşünceler yer almıştı zihninde.
Kapının arkasındaki bornozu vücuduna sardı ve banyo kapısını açarak odasına doğru yol aldı. Havlu ile ıslak saçlarını kabaca kuruladı. Odasının önüne geldiğinde kapıyı yavaşça açtı ve yatağının ucuna oturdu.
Eren insana döneli yaklaşık bir hafta olmuştu ve şuan aşağıda arkadaşlarıyla birlijte sohbet ediyorlardı. Levi de onların arasına girmek istiyordu fakat kendisini aralarında yabancı hissediyordu.
O zamandan bu yana Mikasa da sık sık bu eve uğrar olmuştu. Hemen emen her gün Levi'yi ziyarete geliyordu.
Bornozu yavaşça kollarının arasından kaydırdı ve çekmeceden birkaç kıyafet seçip üstüne giydi. Daha sonra kendini yumuşak küçük koltuğa bıraktı ve tavandaki desenleri inceledi.
Yaklaşık aradan 1 saat geçmişti ama Levi daha fazla içeride kalamamıştı. Yatakta debelenmiş, temizlik yapmış ve pencereden bahçeyi incelemişti. Fakat aklında sürekli Eren vardı. Onunla daha fazla vakit geçirmek istiyordu.
Yavaşça odasının kapısını araladı ve merdivenlerin başından içeriye baktı. İçeride Eren tek başına oturuyordu. Kucağında ise bahçeden bulduğu küçük köpek yavrusu vardı. Saçlarının yarısını arkadan topuz yapmıştı.
Levi onu tek görünce hızlı adımlarla içeriye gitti."Herkes nereye gitti?"
Eren yüzünü Levi'ye çevirdi ve yüzüne samimi bir gülüş takındı. Levi de onun karşısına geçmiş ve kanepede oturmuştu.
"Canları sıkılınca kasabaya gezmeye çıktılar."
Levi usulca başını salladı. Bakışlarını Eren'den alamıyordu. Neye dönmüştü böyle? Gerçekten de bu o çirkin canavar mıydı?
Eren Levi'ye otuz iki diş sırıttı ve yan tarafına elini koyup 'pat pat' vurdu. Levi'nin yanına gelmesi için işaret yapıyordu. Levi de ne demek istediğini anlamış ve yüzünü saklamaya çalışarak yanına oturdu.
O yanına oturunca Eren elini omuzuna atıp kendine daha çok çekti. Levi halinden memnunmuşçasına kollarını hafiften sardı ona.
"Peki... Sen neden kasabaya gitmedin onlarla?"
Eren bu sözüne kıkırdadı ve ani bir hamleyle Levi'yi altına aldı. Levi bu ani hareket karşısında tamamen kızarmış yüzünü iki eliyle kapatmış ve yüzünü yana çevirmişti. Eren yavaşça boynuna eğildi ve sıcak dudaklarını boynuna sürttü. Bu hareketi Levi'nin titremesine neden oluyordu.
"Çünkü bugünümü seninle geçirmek istiyorum."
Levi yüzünü kapatan ellerini yüzüne daha çok bastırdı. İyice yana döndü ve kendini Eren'e göstermemek için direndi. Eren nazik bir biçimde kulağına fısıldadı.
"Seni çok özledim Levi~ Yüzünü görmeme izin ver."
Levi sanki teslim olmuşçasına ellerini iki yana ayırdı ve alev içinde yanan yüzü ile ona bakmıştı. Eren onun bu itaatkar tavrını sevmişti. Ellerini Levi'nin minik ellerine kenetledi.
Yüzünü biraz daha yaklaştırdı ve dudaklarını birleştirdi. Nazikçe başlayan bu minik öpücük git gide derinleşmişti. Eren'in öpüşleri gittikçe sertleşiyordu. Levi de kabaca ona ayak uydurmaya çalışıyordu.
Dilleri ahenkle dans ederken Eren yavaşça ondan ayrıldı. Fakat tek bir öpücük ile kalmadı. Yavaşça boynuna doğru yaklaştı. Levi ne yapacağını az çok anlamış ve kafasını diğer tarafa doğru çevirmişti.
Eren Levi'nin boynunu sertçe öpüyor ve arada öpücüklerinin yerini ısırıklar alıyor, boynunun belli yerlerini işaretliyordu. Eren her ısırdığında Levi ağızından garip bir ses çıkmaması için dudaklarını bir birine bastırıyordu.
"Kendini tutma Levi. Sesini duymak istiyorum."
Eren biraz daha Levi'nın boynuyla uğraştıktan sonra öpücükleri daha aşağıyı hedef aldı. Yavaştan göğüslerine doğru ilerlerken yaramaz elleri de yerinde durmayıp Levi'nin tişörtünün bir kenarından içeri girmişti.
"Ah- E-Eren dur."
Eren sanki ona inat yaparmışçasına boynunu bir kez daha ısırdı. Bununla birlikte Levi ağızından ufak bir inleme çıkmıştı.
"Ha-h Eren d-daha fazla devam edemem!"
Eren onu durmuyormuşçasına devam etti. Yaramaz elleri göğsüne geldiğinde yavaşça göğüsleriyle oynamaya başlamıştı. Levi da kısık kısık nefes alıyor ve kendini tam anlamıyla ona teslim etmiş bulunuyordu. Bazen ise ağızından ufak tefek inlemeler çıkıyordu.
Eren Levi'nin tişörtünün kenarından çıkartmak için tutmuştu ki çalınan kapı ile durmuştu. Levi de aynı zamanda kapının zilini duyduğunda hızla Eren'i kendinden ayırmış ve üstünü düzeltmişti. Ateş gibi yanan yüzünü yastığa bastırdı.
Eren kıkırdayarak yanına gitti ve kulağına fısıldadı.
"İstersen sonra devam edebiliriz~"
Eren bunun söyledikten sonra kapıya doğru yönelmişti ki kafasına aldığı sert yastık darbesiyle sarsılmıştı. Arkasından gelen yastıklara aldırmadı ve kapıyı açtı.
Telefonumu tamire vericem o yüzden bir kaç gün bölüm yazamayabilirim :(
Ama alır almaz finale kadar durmadan yazıcamm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
「Beauty and the Titan」
RomanceEren, varlıklı bir ailenin oğludur. Fakat kendisi ailesi kadar kibar ve saygılı değildir. O ailesinin aksine bir katildir. Geçmişte sayısız kişi öldürmüştür. Böylesine bir çirkinlik ise sadece ona verilen küçük bir cezadır. 13 yıl gibi uzun bir za...