「Beauty and the Titan」

#26 beauty and the titan

Hepinizden özür diliyorum birkaç gün dedim ama birkaç haftayı buldu yazmam. Kesinlikle işim vardı diye bir bahane uydurmayacağım. Bu tamamen benim sorumsuzluğum. Hepinizden tekrardan özür diliyorum.

Hadi bölüme geçelim. ⭐️

Levi evi temizlemek adına küçük odaya yöneldi. Kapıyı açınca odadan kalkan toz burnuna dolmuş ve hapşırmasına neden olmuştu.

Odaya girdi ve içinden süpürgeyi aramaya başladı. Üstüne sürekli eşya yığılmıştı ve onca malzemenin altından süpürgeyi çıkarmak zor işti. En sonunda elinin süpürgeye değdiğini fark edip hızla çekmişti.

Düşen eşyalara aldırmadan süpürgeyi aldığı gibi odadan çıktı. Hava bugün olduğundan daha sıcaktı. Bu havada temizlik yapmak istemezdi ama ev uzun zamandır temizlenmiyordu.

Süpürgeyi aldı ve üst kattan başlayarak her yeri temizlemeye başladı. Ama sürekli ortaya çıkan Eren'in uzun saç telleri onun canını sıkmıştı. Fazla üstelemedi ve sırayla odaları süpürmeye başladı.

Fakat Eren'in odasına gelince artan kıl ve kirler onun sabrının taşmasına neden olmuştu. Evi inletebilecek bir seste bağırarak Eren'i yanına çağırdı. Anında merdivenden gelen ayak sesleri duyulabiliyordu.

"Hah N-noldu Levi?"

Sonunda odaya ulaşmış ve nefes nefese kalmış Eren'e bir göz attı. Kısık olan gözlerini daha çok kıstı ve ellerini çiçek misali topladı. Elimdeki saç yumağını ona doğru tuttu.

"Ahaha O-o mu? Ani mevsim değişikliklerinden olsa gerek bu sıralar çok dökülüyor."

Eren temizlik konusunda Levi'nin ne kadar titiz olduğunu biliyordu o yüzden bahane üreterek konuyu kapatmaya çalışıyordu.

Levi hızlı adımlarla Eren'in kolundan tuttu ve onu banyoya doğru sürükledi. Eren onun ne yapacağını merakla bekliyor ayrıca yüzündeki aptalca gülümsemeye engel olamıyordu.

Levi hızlı adımlarla Eren'i banyoya soktu. Suyun sıcaklığına baktı ve suyun sıcaklığından emin olduktan sonra küveti su ile doldurmaya başlamıştı.

Eren küveti doldururken yavaşça yanına yanaştı ve kafasını omuzuna koydu. Tahrik edici bir sesle kulağına doğru konuştu.

"Aklından ne geçiyor senin Levi?"

Kızaran yüzünü meydana çıkarmadan elindeki tası aldı ve arkaya, Eren'in olduğu yere tası salladı. Tas Eren'in kafasında isabet bulunca hafiften bağırmıştı.

"Kes sesini ve üstünü çıkar hemen."

Eren bıkkınlıkla nefesini verdi ve hızla üstünü çıkarmaya başladı. Üstünü tamamen çıkardıktan sonra bir tabureye oturdu ve küvetin dolmasını bekledi.

Bir süre sonra küvet dolunca Levi musluğu kapatmış ve eliyle 'gel' işareti yapmıştı. Aynı zamanda da gözlerini kapatıp kenara çekilmişti. Eren onun bu tatlılığına kıkırdadı ve küvete girdi.

"G-girdin mi?"

"Evet."

Levi yavaşça ellerini yüzünden çekti ve küvetin içindeki Eren'i görünce bir nebze olsun rahatladı. Yanında duran tas yardımıyla önce Eren'in saçlarını ıslatmış sonra da arkasındaki hindistan cevizli şampuan ile saplarını köpürtmüştü.

İyice köpürtüp taradıktan sonra saçlarını suyla duruladı. Sonra eline aldığı lifi sabunla köpürtüp nazikçe vücudunu lifledi. İşi bitince son bir kez su döktü ve yanına bir bornoz koyup banyodan çıktı.

Yatak odasının yatağında uzandı ve Eren'in çıkmasını bekledi. Çok geçmeden Eren banyodan çıkmıştı. Yanına oturdu ve sıkıntıyla nefesini verdi.

"Levi duştan nefret ettiğimi biliyorsun!"

Levi onun dediğine aldırmadı ve ayağa kalkıp yanındaki köpük ile jileti aldı. Bir eline köpüğü sıkarken bir eliyle de Eren'in çenesinden tutmuş kendisine bakmasını sağlamıştı.

Köpüğü yüzüne iyice sürdü ve elindeki jiletle narince hiç kıl kalmayacak şekilde temizlemeye başladı.

İşi bitince Eren ayağa kalkmış ve lavoboya gidip yüzüne serin bir suyu çarpmıştı. Korkak bir şekilde tekrardan Levi'nin yanına gitti. Levi yatakta oturmuş kendisini bekler gibi bir hali vardı. Yanına oturdu.

Oturması gibi Levi diz üstü arkasında yerini almış ve elindeki bant yardımıyla Eren'in saçını bağlamıştı. İşi bittiğinde Eren ayağa kalktı ve karşısındaki boy aynasında kendisine detaylıca bakmıştı.

Gerçekten de inanılmaz görünüyordu. Kendisi bile tanıyamamıştı kendisini. Yüzüne bir sırıtış takındı ve Levi'nin yanına giderek elleri yardımıyla pembemsi yanaklarını avuçlarına aldı.

"Bundan sonra senin şaheserinim Levi."

Ellerini yanaklarından çekmedi. Levi da hiç bir tepki vermiyordu. Yanına eğildi ve kulağına sıcak nefesini vererek fısıldadı.

"Akşam seni bahçenin arkasında bekliyor olucağım. Mutlaka gel."