Levi hızla çadırdan çıkmış ve ödünç aldığı atını alıp hızla ormanın yolunu tutmuştu. Fırtına vardı ve bu da işini zorlaştırıyordu. Aynı Hanji'nin dediği gibi normalde gitmesi gereken yolun tam zıttına sapmıştı. Çok dikenli ve hiç insan yüzü görmemiş bir yerdi.
Levi böylesine ıssız bir yerde olabiliceğinden şüpheliydi. Belki fala inanmazdı ama Hanji şu ana kadar baktığı falların hiçbirinde yanılmamıştı. O yüzden şimdilik tek çaresi ona güvenmekti.
Uzun bir yolun ardından bir eve varmıştı. Çok büyük bir evdi. Aynen görkemli bir şatoyu hatırlatıyordu. Ama diğerlerine kıyasla çok daha eski ve kirliydi. Büyük dikenli otları olan bir bahçesi vardı. İçeride birinin yaşadığından bile şüpheliydi.
Atının ipini kaçmaması için bahçe demirliklerine bağlamış ve kendi boyunu aşan dikenli otların arasından geçerek eve ulaşmayı başarmıştı.
Evin kapısının önüne geldiğinde kapının kilitli olduğunu anladı. Çünkü bir hışımla kapıyı denemiş ve açamamıştı. Kapı tahtadandı ve o kadar da sağlam değildi. İstese kırabilirdi ama kendisi nezaketen kapıyı tıkladı ve umutsuzca birinin kapıyı açmasını bekledi.
Kapıyı bir kadın açmıştı. Kısa turuncu saçlı, kısa boylu, bal rengi gözleri ve açık renk teni olan bir kadındı. Üstündeki kıyafetle bu evin hizmetçisi olduğunu gayet belli ediyordu.
"Levi Ackerman. Geliceğinizi biliyordum. İçeri buyrun lütfen."
"Bunu sorduğumda içine bir korku düşücekmiş gibi hissediyorum ama adımı nerden biliyorsunuz."
Levi adının böylesine sanki bekleniyormuşçasına söylenmesi onu rahatsız etmişti. Kadın ise hafif bir gülümsemeyle ona karşılık verdi.
"Kardeşinizden öğrendim efendim."
"Mikasa'ya ne yaptın? Nerede o hemen söyle!" Emin ol ona zarar verirseniz sizi yaşatmam!"
Kadın soğukkanlılıkla derin bir iç çekip karşılık verdi.
"Merak etmeyin kardeşinize birşey yapmadık."
"Yapmadık derken? Senden başka kim var bu evde?"
"Efendim sizi aşağı katta bekliyor. Kardeşiniz de aşağıda dilerseniz sizi yanına götürebilirim.
Levi bu teklifi kabul etmişti. Kadın onun önünden yürürken o da arkasına takılmış peşinden gidiyordu. Merdivenlerden indikçe aşağıdan gelen bağrışmaların güçlendiğini duydu. Sesler tam net değildi belki ama bazı sözler çok belli ediyordu kendini.
"Bırak beni be hayvan herif! Canavar! Pislik sen benim kim olduğumu biliyor musun? Beni burda tutamazsın. Abimin kim olduğunu biliyor musun peki sen? Buraya gelirse seni pis döver. Noldu da sustun birden? Ben sana o koca dilini yuttururum demiştim!"
Aniden gelen kükreme sesi ile (ne yazsam bilemedim:D) irkilmişti. Hızlı adımlarla Kadının önüne geçmiş ve merdivenlerden koşarak inmeye başlamıştı.
Gördüğü manzara karşısında hayretlere düşmüştü. Muhtemelen böyle birşeyi beklemiyordu kendisi de. Hayır, kesinlikle beklemiyordu. Odada olduğunca büyük bir yaratık ile kardeşi duruyordu. Kardeşinin kolları kelepçeli ve odadaki eski bir yatağın başlığına bağlanmıştı.
Levi her ne kadar o canavardan korkmasa bile şuan Mikasa elinde olduğundan ona bişey yapabileceğini düşündü. O yüzden şimdilik ona karşı kibar olmalıydı. Neyse ki Mikasa bu kuralı çiğniyordu.
"Oh! Abim geldi. Şimdi seni fena benzeticek kendini kollasan iyi olur maymun suratlı."
Levi anlamamış bir biçimde ona bakıyor ve saçmalamaması için kaş göz hareketi yapıyordu.
"Sizi rahatsız ettiğim için özür dilerim. Belli ki rahatsız edilmekten hoşlanmıyorsunuz. Ben kendisini tutsak ettiğiniz kızın abisiyim. Kendisini almak için geldim buraya."
"Bunun için geldiysen gidebilirsin. Çünkü onu bırakmayı düşünmüyorum."
"Nedenini sorabilir miyim peki?"
"Bu yerde 11 yıl boyunca tek başıma yaşadım. Artık sıkıldım. O yüzden benimle kalıcak birine ihtiyacım var. Üzgünüm ama kendimce sebeplerim yüzünden kardeşini bırakamam."
Levi biraz kızmıştı. Mikasa onun bir eşyası değildi. O olmayınca ona neler yapacağını da bilmiyordu. Onu burda tek bırakmasının imkanı yoktu. Başını hafifçe öne eğdi ve ellerini üst üste birleştirdi.
"O zaman lütfen onun yerine benim kalmama izin verin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
「Beauty and the Titan」
RomansaEren, varlıklı bir ailenin oğludur. Fakat kendisi ailesi kadar kibar ve saygılı değildir. O ailesinin aksine bir katildir. Geçmişte sayısız kişi öldürmüştür. Böylesine bir çirkinlik ise sadece ona verilen küçük bir cezadır. 13 yıl gibi uzun bir za...