#7 beauty and the titan

1K 78 38
                                    

Şuan sırf kendini rahat hissetmediği için evdeki malzemelerle birşeyler hazırlamış ve Eren'in kapısına dayanmıştı. Ama bir türlü açmaya cesaret edemiyordu. Açsa ne diyecekti ya da ne yapacaktı? Hiçbir fikri yoktu.

"Kendin ol Levi. Doğal ol ve git adam akıllı özür dile!"

Bir anda kendine gelen özgüven ile kapıyı tıklatıp 'gir' komutunu alınca içeri girmişti.
Eren yatakta boylu boyunca uzanmış, boyunun gereğinden fazla olması yüzünden ayaklarının bir kısmı dışarıda kalmıştı.

Baygınca yüzünü Levi'ye çevirdi. Daha sonrasında ise hiçbir şey olmamış gibi tavanı izlemeye devam etmişti.

"Ow sen miydin? Petra'yı bekliyordum seni görünce şaşırdım. Buralara pek uğramazsın sen. Hangi rüzgar attı seni buraya?"

"Ş-şey senin için birşeyler hazırlamıştım."

"Ben aç değilim sen ye."

"H-hiç birşey yememişsin nasıl aç olmazsın! Tribini bir kenara bırak ve zıkkımlan şunları!"

Levi yanına yaklaşmış ve yatağının yanındaki  boş sifonyerin üstüne koymuştu.

"Çok iyi bir aşçı değilim ama elde olanlarla ancak bunları yapabildim."

"Woah bunları sen mi hazırladın? Petra'nın hazırladığını sanmıştım. Demek beni düşündün öyle mi~"

"H-hayır düşündüğüm falan y-yok!"

"Kekelemeyi kessen belki daha inandırıcı olur ha?"

Levi tekrardan kızaran yanaklarını yere bakarak gizledi. Neden bir canavardan bu denli etkileniyordu ki? Hem çirkin hem de kabaydı. Kendini ona çeken hiçbir özelliği yoktu ki.

Levi tam odasına gitmeye niyetlendi ki Eren Levi'nin kolundan kabaca kavradı ve dengesinin bozulup tekrardan yatağa oturmasını sağladı.

"Henüz yemediysem benimle yesene."

Levi bir süre düşünmüş ve sonra kaçamayacağını anlayarak mutfağa yönelip kendine de azıcık birşeyler hazırlamıştı. Her zamanki gibi çayını da eksik etmemişti tabi.

"O kadarcık şeyle nasıl doyabiliyorsun. Biraz daha yemezsen kırılacaksın."

"Çok aç değilim."

Levi yemekle oynamaya başlamıştı. Yerinde kımıldayıp duruyordu. Ağızını bir açıyor fakat sonra vazgeçiyormuş gibi tekrardan kapatıyordu. Eren de onun bu halini bir tuhaf bulmuş ve ona sormuştu.

"Ne oldu? Birşey söyleyecek gibisin."

"Ş-şey ben bu akşam yemeğine gelmediğim için özür dilerim. Dürüst olmak gerekirse sana hala pek ısınamadım."

"Anladım... Sorun değil nasıl iyi hissediyorsan öyle davran seni zorlamayacağım."

Levi sakince yemeğini yemeğe çalışıyordu fakat Eren'in çorbayı şapırdatarak içmesi onun sinirini bozuyordu. Kaşık kullanmak yerine kaseyi kafasına dikmiş ve bir dikişte çorbanın yarısını içivermişti.

"Şapırdatmasana şunu! Sana hiç sofra adabı nedir öğretmediler mi?"

"Bu koca ellerle nasıl kaşık çatal tutmamı bekliyorsun acaba!"

"Bana birdaha bağırırsan o dilini keserim senin."

"Senin de dilin boyundan uzun maşallah."

"Boyumla dalga geçme!"

"Pft. Tamam kızma kızma. Arada sana takılmak eğlenceli oluyor. Biriyle konuşmayalı uzun zaman olmuştu. Bana gerçekten iyi geldin."

Bunları söylerken Levi'nin gözlerinin içine bakıyordu. Gözleri birbirlerine kenetlenmiş adeta söz onlara kalmıştı. Sessizliği bozan kişi Levi oldu. Tabağını şifonyere koymuş ve tekrardan yatağa geçip oturmuştu.

"Eğer benim burda kaldığım için uymam gereken kurallar varsa benim de bazı şartlarım olucak."

"Çok da zor şeyler olmasa gerek. Neler peki?"

Çayından bir yudum aldı ve sözüne devam etti.

"1- O tırnaklar düzenli olarak kesilecek.
2-  Yemekler çatal kaşıkla yenecek. Yiyemiyorsan bile şapırdatılmayacak.
3- Tüylerin düzenli olarak kesilecek çünkü evin her yerinden senin tüylerin çıkıyor.
4- O saçların derhal kesilecek.
5- Her gün düzenli olarak dişler fırçalanacak. Hergün ağız kokunu çekmek zorunda kalıyorum.
6- O ses tonunu benle konuşurken indiriceksin.
7- Ve lama gibi etrafa tükürme de azcık titiz ol.

"Oldu canım başka?"

"Eğer sen kurallara uymazsan ben de uymam."

"Baya da açık sözlüymüşsün. Uzun zamandır içinde tutuyordun değil mi?...
İyi tamam ama hepsine uyabilir miyim bilmiyorum."

Levi olumlu bir cevap aldıktan sonra kirli tabakları tepsiye doldurdu ve merdivenlerden aşağı doğru inmeye başladı. Bulaşıkları tepsiden çıkardı ve musluğun yanındaki bezi alıp deterjanla köpürttü. Kirli tabakları tek tek yıkamaya başladı. Aynı zamanda kendi kendine konuşuyordu.

"(Fısıldayarak) Neyse ki burdan kaçınca bu saçma kurallara ihtiyacım olmayacak."

「Beauty and the Titan」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin