Levi yatağında sırtüstü uzanmış tavanı izliyordu. Evdeki temizlik işleri bitmişti ve şuan boştu. Tavana bakarak kardeşinin be yaptığını düşünüyordu. Kendisini nasıl idare ettiğini ve nasıl geçindiğini.
Bu düşünceler kafasını kurcalıyordu. Özellikle Erwin meselesi...
Hiç bir yakınlıkları yoktu ama o kendisine takıntılı biriydi. Kendisini bulamayınca Mikasaya bir şeyler yapmış olabilirdi.Düşüncelerine dalmışken kapının tıklanma sesiyle kendine geldi. Yatağında doğruldu ve 'gir' komutunu verdi. Komutla birlikte içeriye Eren girdi.
Levi'nin yanına oturdu. Tüm gün boyunca durgundu o yüzden bir şeylerin yolunda gitmediğine emindi. Sormaya karar verdi.
"Levi dalgınsın bugün. Noldu anlatacak mısın?"
Levi bakışlarını yerden Eren'e çevirmiş fakat sonra tekrar yere aynı yere çevirmişti. Derin bir nefes alıp sözüne başladı.
"Düşünüyordum da acaba Mikasa ne yapıyor?"
"Her gün yaptığı rutin şeyleri yapıyordur. Yemek, eğlenmek, avlanmak, yatmak gibi..."
Levi tereddütle birbirine kenetlediği ellerini biraz daha sıktı.
"Umarım başına kötü bir şey gelmemiştir..."
Eren bu söze karşın kahkahalara boğulmuştu. Uzun kahkahası bittikten sonra Levi'ye döndü.
"Merak etme o kız benden daha güçlü. Hiç bir şey olmaz ona."
"Anlamıyorsun Eren..."
Eren yüzündeki mutluluğu söndürdü ve yerine merak dolu ifadeyle kendisine baktı.
"Anlatmak ister misin?"
Levi olumlu anlamda kafasını salladı. Yatakta geriye yaslandı. Boşta olan belini yatağın kenarına dayamıştı.
"Kasabada bana çok takıntılı biri var. Sürekli beni rahatsız eder, parasıyla beni tehdit ederdi. Kısacası beni eşi yapmak için birkaç tehdit kullanırdı."
Eren Levi konuşurken kızgınlığını gizleyemiyordu. Sinirden elini çıkıyor ve horlama misali sesler çıkarıyordu. Levi başını yana çevirdiğinde kızgın bir Eren görmeyi beklemiyordu. Onu sakinleştirmek amacıyla elini elinin üstüne koydu. Eren onun sıcacık elini hissedince ona doğru döndü ve samimice gülümsedi.
"Anlıyorum."
Eren diğer elini de Levi'nin elinin üstüne koymuştu. Bir kaç dakika sonra en üstteki elini arka cebine attı ve klasik ahşap desenli bir ayna çıkardı. Levi'nin elini yavaşça açtı ve elindeki aynayı onun elinin içine koydu.
"Bu nedir Eren?"
"Bu sihirli bir ayna. Daha önce bir büyücüden almıştım. Düşündüğün kişiyi an itibariyle bu aynada görebiliyorsun."
(Sakın neden arka cebinde sihirli bir ayna var diye sorgulamayın.)
Levi'nin sevinçle gözleri parladı. Eren'in elindeki aynayı sıkıca tuttu ve aynayı kabaca inceledi. Bir anda kollarını Eren'e sardı. Eren de ona karşılık verdi.
"Teşekkür ederim Eren!"
Eren'in beklemediği bir anda Levi, Eren'i kendine çekti ve yanağına küçük bir buse kondurdu. Daha sonra koşar adımlarla odadan çıktı. Eren ise şaşkınlıkla elini yanağına götürmüş ve hafiften kıkırdamıştı.
—•—
Levi sevinçle içeri girdi ve kendini zıplatarak kanepeye oturdu. Aynayı daha fazla inceledi. Her ayrıntısına kadar. Ahşaptan koyu kahve bir aynaydı. Sapı aynı bir yılanı andırıyordu.
Dikkatini toplamaya çalıştı ve Mikasa'yı hayal etmeye çalıştı. Kömür siyahı saçlarını, gözlerini ve kar beyazı tenini. Bir süre sonra yumduğu gözlerini yavaşça açtı ve önündeki aynaya baktı.
Bir anda gördüğü şeyle beyninden vurulmuşa döndü. Çünkü Mikasa Erwin tarafından tutsak ediliyordu. O yakalanmıştı ve tahtadan bir hapisin içinde tutuluyordu. Birkaç yeri muhtemelen kaçmaya çalışırken sıyrılmış ve yaralanmıştı.
Tahtadan demirlikleri tutmuş ve kendini ileri geri atarak kendisini çıkarması için yalvarıyordu. Aynı zamanda kendi adını sayıklayıp duruyor, umutsuzca ondan yardım istiyordu.
Levi olanları gözleri dolmuş bir biçimde izliyordu. Şuan orada olamadığı ve ona yardım edemediği için kendine lanet okuyordu.
Eren bir süre sonra aşağıya inmiş ve ağlamamak için kendini zor tutan Levi'nin yanına gitti. Kollarını ona sardı ve kendisine çekti. Kafasını göğsüne bastırdı. Bu hareketi Levi'nin ağlamasına neden olmuştu.
"Ağlama artık Levi. Ağlamak sana yakışmıyor."
Levi'nin gözyaşlarına hıçkırıkları da eşlik etmeye başlamıştı.
"(Hıçkırarak) B-Ben onu koruyamadım. Beceriksizin tekiyim! İşe yaramayan koca bir beceriksiz!"
Ellerini nazikçe yanaklarına koydu ve yüzünü yaklaştırdı. Bu Levi'nin kızarmasına neden olmuştu. Ama Eren bu haline hayrandı.
"(Fısıldayarak) O zaman git Levi. Git ve onu kurtar. Aynı şeyin tekrar yaşanmasına izin verme."
Levi Eren'i burada tek başına bırakmak istemiyordu. Fakat Mikasa'yı düşündükçe abilik iç güdüsüne yenik düştü ve yavaşça Eren'den ayrıldı.Hızlı adımlarla kasabaya doğru yola koyuldu.
Son 10 mb kaldı :D Bir iki gün bölüm yükleyemeyebilirim kusuruma bakmayın:((
Ama bunu telafi edicem tabi ki
Seviliyorsunuz ♥️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
「Beauty and the Titan」
RomanceEren, varlıklı bir ailenin oğludur. Fakat kendisi ailesi kadar kibar ve saygılı değildir. O ailesinin aksine bir katildir. Geçmişte sayısız kişi öldürmüştür. Böylesine bir çirkinlik ise sadece ona verilen küçük bir cezadır. 13 yıl gibi uzun bir za...