#19 beauty and the titan

799 60 16
                                    

Biri beni durdursun.

Ya da vazgeçtim tutmayın beniii

Levi Erwin'in söylerine öyle odaklanmıştı ki arkasından ona yaklaşan Mike'nin farkında bile değildi. Ona iyice yaklaşan Mike aniden ellerini arkaya alıp ellerini bir çırpıda iple sabitlemiş ve düğümlemişti.

Levi tam konuşacaktı ki diğer elindeki mendille ağızını sıkıca bağlamıştı. Erwin ise sadece sırıtarak olayları izliyordu. Levi ise onun yüzüne her baktığında sinir krizi geçiriyordu adeta.

Nasıl bu hale gelmişti? Onu nasıl bu hale getirebilmişlerdi? Mikasa'yı kurtaramadığı gibi bir de kendisi yakalanmıştı. Kendisine bile yardım edemeyen biri nasıl olur da başkasına yardım edebilirdi? Şuan için ağlamaktan, yalvarmaktan başka ne gelirdi elinden?

O sırada Mike'ye yardım eden Oluo at arabasının arkasındaki tahta kutunun kapısını açmıştı. Kapı açılınca içindeki Mikasa'yı gören Levi daha fazla göz yaşlarına hakim olamamıştı.

Bunca yıldır kendisinin güçlü biri olduğuna inanıyordu. Belki de o kadar da güçlü değildi. Sadece kendisini kandırıyordu.

Düşünceleri kafasını kurcalarken yakasından tutulup içeri atılması bir olmuştu. Yüzüstü düştüğünden kendini düzeltip dik oturdu ve kapıyı kapatırlarken sadece sulu gözlerle bakmakla yetinmişti.

Takta kutunun içinden Mikasa ile bakışırlarken aynı zamanda dışarıdaki seslere kulak veriyordu.

Sarsılmaz bir inancımız var.
İster canavar ister gece
İntikam ateşiyle yanan bu halkı
Hiç bir güç durduramaz
Hayatı pahasına
Ölmeyi göze alırız biz
Her ne kadar zor olsa da
O canavarı öldürürüz
İlerleyin!

Levi dışarıda Erwin'in söylediği saçma melodiyi dinlerken içinden kendi kendine küfrediyordu. Çünkü onu dışarı çıkarmaya zorlayan, görülmesini sağlayan ve aynadan onu tüm halka gösteren kendisiydi. Kaldıramayacağı bir yükün altına girmişti.

Peki ya şimdi ne olacaktı? Burda oturup Eren'in ölmesini mi bekleyecekti? Ona kellesini getirene kadar burada mal mal oturucak mıydı? Belki kendisi kaba saba biriydi ama mutlaka yaşamak için hayata tutunan biriydi. Bencil biri değildi. Olsaydı kendi çıkarı için ne Mikasa'yı ne de Levi'yi bırakırdı elinden.

İçindeki korku ve endişeyi bir kenara bıraktı ve Mikasa'ya arkasını döndü. Dili yardımıyla ağızını çok sıkmayan çarşafı gıdısının hizasına getirip kurtulmuştu. Nefes nefese Mikasa'ya dönüp konuştu.

"Mikasa şimdi beni dikkatli dinle ve ne yapıyorsam onu yap!"

Mikasa 'tamam' misali kafasını sallamış ve o da arkasını Levi'ye doğru dönmüştü. Levi, Mikasa'ya daha fazla yaklaşmış ve ellerini buluşturmuştu.

"Sakın kımıldama şimdi senin elini çözmeye çalışıcam. Sonra da sen beni çözeceksin."

Mikasa kafasıyla onayladı. Levi ellerini düğümlerle buluşturduğunda düğümü açmaya çalıştı. Baya sıkı bir düğümdü ama çözemeyeceği kadar güç bir düğüm değildi. Biraz zamanını almıştı ama sonunda çözmeyi başarabilmişti.

Mikasa bileklerini saran halatlardan kurtulur kurtulmaz bileklerini hafiften ovuşturdu ve ağızındaki çarşafı çıkardı. Ardından Levi'nin ellerimi çözmeye koyuldu. Levi bağlanırken hareket halinde olduğu için onun elleri daha gevşek bağlanmıştı. Bu da işini kolaylaştırıyordu.

İplerden kurtulmuşlardı fakat hala tahta kutunun içindelerdi. Levi kutunun diğer ucuna yaklaştı ve delik yerden dışarıyı yokladı. Dışarıda kimse yoktu. Erwin'in aptallığına bir kere daha sevindi ve geri geri gitmeye başladı. Daha sonra var gücüyle çürük tahtaya omuzunu hızla vurdu ve tahtayı parçalarına ayırdı.

İlk önce o sonra Mikasa indi. Levi hemen ahıra doğru koştu. Binecek bir at arıyordu kendine ama tüm atlar alınmıştı ve ahır boştu.
Koşar adımlarla tekrar eski yerine döndü. Tahta parçasına bağlı atı çözmek için Mikasa'dan yardım istedi.

Atı tahta kutudan kurtardıktan sonra Mikasa'nın da yardımıyla -anlarsınız ya boyu kısa olduğu için-atına bindi ve oraya giden en kestirme yolu kullanarak atı sürmeye başladı. Halkın bir çoğu yürüyerek gidiyordu. Bu yüzden rahatlıkla onların önüne geçti. Fakat yüzündeki korku be telaş çok rahat okunabiliyordu.

"Umarım iyisindir Eren..."

「Beauty and the Titan」Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin