4.

2.6K 142 1
                                    

İlk üç bölüm 4 yıl öncesinde her şeyin nasıl başladığını anlatıyordu. Bu bölüm ve sonrası ünv bittikten 4 yıl sonrasını yani günümüzü anlatacak. Fakat Sık sık flashbackler olacak. Kafa karışıklığı olmasın diye açıklama yapmak istedim. her bölüm yazıyorum ama medyaya eklediğim şarkıları dinleyerek okumanızı tavsiye ederim.Ayrıca medyada ki gifi nil-selin olarak düşünebilirsiniz. İyi okumalar.

****

Üniversite bittikten sonra bir nebze olsa da rahatlayacağını düşünmüştü sarışın.İkisini birlikte daha az göreceğini bu sayede içinin daha az acıyacağını düşünmüştü. Ama işler hiç de onun istediği gibi ilerlememişti. Mesela en büyük sorun aynı ortamda  her gün-pazar hariç-birbirlerini görmeleriydi. Aynı hastane de çalışıyor olmaları onu fazlasıyla zorluyordu. Bazı günler iş çıkışı nil sevgilisiyle buluşunca selin'i de çağırıyordu. Sık sık birlikte takılıyorlardı. Bu durum aslında selin'in hiç hoşuna gitmiyordu. İkisinin yanında kendini fazlalık gibi hissediyor ve hüseyin'in kumrala olan sevgisine, sevgi dolu bakışlarına katlanamıyordu. Aslında nil'i sevmese ikisiyle arasının şu an nasıl olabileceğini düşünmüştü. Aynı kişiyi seviyor olmasalardı hüseyin ile iyi anlaşabileceğini düşünüyordu aslında. Uzun boyu, hafif uzun dalgalı siyah saçları ve beyaz teniyle gayet yakışıklıydı aslında. Kemikli yüzü ve kahve gözleriyle nil'i etkilemiş olması normal diye düşünüyordu sarışın. Bir kızın  isteyebileceği bütün özellikler mevcuttu onda çünkü. Nil'i önemsiyordu fazlasıyla değer veriyordu ona. Sevgilisine değer verdiği gibi arkadaşlarına da değer verirdi. Selin hüseyin'in kendisine değer vermesinden nefret ediyordu aslında. Vicdan azabı çekiyordu çünkü. Yıllardır bırakamadığı bu aşkın yanlışlığını hissediyordu her yan yana geldiklerinde.
Keşke benden nefret etseydi diye düşündü sarışın. Belki etseydi bu kadar zorlanmazdı. Ama nil için hiçbir şey yokmuş gibi davranıyordu. Onunla olan arkadaşlığına mesafe koyamıyordu selin. 4 yıllık dostluğuna zarar vermek istemiyordu ama yıllardır kimseye anlatamadığı duygularını içinde tutmaktan çok yorulmuştu. Yıprandığını hissediyordu. İçini dökebilecek, ağladığında kendisini teselli edecek kimsesi yoktu. Eve her gittiğinde ailesine mutlu rolü yapmak da zorlanıyordu artık. Eğer bir gün gerçeği saklamaktan yorulur da farkettirirse kendisine soracakları sorulardan korkuyordu selin. Mutsuz ve çaresiz olduğu fark edilirse sebebini soracaklardı. İşte buna cevap verebilecek gücü yoktu. Ailesi, arkadaşları.. Hayatta önemli olan tek şey buydu selin için. Kendisine sırt çevirmelerinden korkuyordu hep. Her zaman sarışına değer veren ve seven ailesi bilse bir şey değişir miydi? Hemcisinden hoşlanması nefret sebebi olabilir miydi? Biricik kızım diye sevdikleri gözünden sakındıkları çocuğundan iğrenirler miydi?. Anne ve baba çocuğundan nasıl nefret edebilirdi ki?. Selin için Aile birbirine her koşulda değer veren ve destek çıkan kusurlarıyla onu kabul eden demekti. Aile bu yüzden önemliydi selin için. Her çocuğun korktuğunda, sevindiğinde, üzüldüğünde sığınabileceği liman olmalı aile.

*******

O kadar yorulmuştu ki iş çıkışı ölü gibi gidiyordu arabasına selin. Şanslıydı ki işi evine 30-40 dk arası uzaklıktaydaydı. Arabasını çalıştırırken telefonu çalmaya başlamıştı. Çorba gibi olan çantasının içinden telefonunu güç bela bulduktan sonra ekrana baktığında azranın aradığını fark etmişti. Israrla süren aramayı cevapladığında azranın sesinin çok heyecanlı geldiğini fark eden sarışın gülerek "uzun zamandır sesini böyle heyecanlı duymuyordum hayırdır ne oldu''
" kızım ne oldu  bir bilsen bayılıcam heyecandan. Ama telefonda olmaz yüz yüze konuşmamız lazım. Leylayı alıp size geliyoruz itiraz yok". Heyecanlı sesinden dolayı o kadar hızlı konuşuyordu ki selin' in komuşmasına fırsat bile vermemişti.
O kadar yorgundu ki duşa girdikten sonra yatağa atmayı düşünüyordu kendisini. Fakat azra o kadar heyecanlıydı ki kırmak istemedi. Eliyle saçlarını karıştırıp derin nefes verdikten sonra " yarım saate evdeyim ona göre gelirsiniz artık kapatmam lazım yoksa kaza yapacağım"
"tamam tamam hadi görüşürüz" dedikten sonra azra telefonu kapattı.
Eve vardıktan sonra hızlıca duş alıp annesinin hazırladığı sofraya oturmuştu bile. Babası işten geç geldiği için annesi ve kardeşiyle yemeğe başladıktan sonra kapı çalmıştı. Annesinin kalkmasına izin vermeyen selin" büyük ihtimalle kızlar geldi size söylemeyi unuttum ben bakarım " diyerek hızlıca kapıya yöneldi. Üniversite'den sonra da araları açılmamıştı üçlünün. Artık öğrenci olmadıkları için eskisi kadar vakit geçiremeseler de boş vakit buldukları zamanı birlikte geçirirlerdi. Ailesi de tanıyordu  onlar da aileden gibi olmuşlardı artık.
Kızları içeri davet ettikten aç olup olmadıklarını sordu. araba da yemeği sormayı unutmuştu selin. Yorgunluktan aklından çıkmıştı.
Yemek lafını duyan leyla lafa atlayıp " çok aç değiliz ama yeriz yani sofra da hazır hem"
Bu lafına selin sesli gülmüştü. Leylanın yemeğe ne kadar aşık olduğunu bildiği için reddetmeyeceğini biliyordu. Yemekler yendikten sonra sofrayı toplayıp selin'in odasına geçmişlerdi. Selin'de çay demleyip odaya getirdikten sonra azra dayanamayıp konuyu açmıştı hemen. "İçimde daha fazla tutamıyorum bu yüzden hemen anlatmam lazım." azranın tavırlarına gülen leyla ayaklarını uzatmış keyifli bir şekilde çayını yudumlarken uzun zamandır azrayla uğraşmadığını fark etmişti. İnkar edemezdi özlemişti gerçekten. Acil bölümünde çalıştığı için pek zamanı olmuyordu diğerleriyle pek buluşamıyordu bu yüzden. " ee noldu bakalım kerim yıllar sonra gerçeği öğrenebildi mı artık  yoksa görünce heyecandan bayıldın mı" dedi dalga geçer ses tonuyla. Azranın sinirleneceğini bildiği için onunla uğraşmayı seviyordu. Azra çayını keyifle yudumladıktan sonra "bu sefer dalganı umursamıyorum bebeğim çünkü biz kerimle çıkmaya başladık yani artık uğraşacağın bir konu kalmadı" yarım ağız sırıtırken çay leylanın boğazında kalmıştı. Öksürürken "sen ciddi misin?" diye sordu defalarca. Niye bu kadar şaşırmıştı bilmiyordu. Üniversite'de ki azrayı hatırlayınca söylemesine imkan bile vermiyordu. Okul biteli yıllar olunca yeni birini bulur diye düşünüyordu. "Bize niye söylemedin mal madem sevgili oldunuz bizden mi sakladın" diye art ardına sorular soruyordu. Leyla kadar selin'de şaşırmıştı bu duruma. Üniversite de çok içine kapanıktı ve söylemesi için leyla ve selin  ne kadar cesaretlendirseler de bir türlü açılmamıştı çocuğa. Bir ben açılamadım diye geçirdi selin içinden. Aşktan yana hiç şansı olmayan bir ben kaldım diye düşünüyordu. Haksız da sayılmazdı aslında.
" dur sinirlenme hemen sen bizden daha yoğunsun o yüzden üçümüzün de boş zamanı olduğu bir vakitte yüz yüze söylemek istedim zaten 2 hafta geçti yani çok olmadı"
Selin ve leyla birbirine baktıktan sonra susup azranın anlatmasını bekledi. Azra çayları yeniledikten sonra her detayı anlatmaya başladı." İşte çalıştığım yerde danışmanlıkta bir erkek var biz onunla baya iyi anlaşıyoruz yani iyi çocuk  bir gün öğle arası yemeğe çıktıktan sonra telefonda biriyle konuşuyordu yanımda oturduğu için rahat bir şekilde duyabiliyordum. Kerim'in sesine benzettim konuştuğu kişiyi sonra şizofrene bağladım herhalde diye çok takılmadım. Sonrasında işte öyle muhabbet ederken instagram'da birinin fotoğrafına yorum yaptığını gördüm yani bilerek bakmadım tabi gözüm takıldı. O kişinin kerim olduğunu görünce şoka girdim tabi. Mal gibi sen kerimle arkadaş mısın diye sordum bir an. Pot kırdığımı fark edince ne diyeceğimi de bilemedim tabi. O da telefonunu bana göstererek onunla kuzen olduğunu söyledi. Onu nerden tanıdığımı sordu okuldan tanıdığımı pek yakın olmadığımızı söyledim işte.O an kekeledim batırdım her şeyi çocuk anladı ondan hoşlanıyor gibisin sanki dedi. Öyle söyleyince ben heyecandan her şeyi inkar etmeye çalışırken batırdım tabi herzaman ki gibi.Uzun lafın kısası çocuk anladıktan sonra bende anlatmaya karar verdim onun sayesinde kerimle yakınlaşmış oldum okul yıllarından tanıştığımız için daha kolay oldu yakınlaşmamız. Ve sonuç bana çıkma teklifi etti işte ve şu an sevgiliyiz" o kadar detaylı anlatmıştı ki boğazının kurduğunu hissetmişti azra. Azranın anlattıklarından sonra gülmeye başlayan leyla " bak bu sefer heyecanlanman bir işe yaramış en azından yıllar sonra kapabildin çocuğu helal olsun kardeşime geç olsun güç olmasın" leyla'nın sözlerine göz deviren azra " çay olmasaydı yemiştin suratına yastığı dua et. En azından ben sevgili yaptım siz ikiniz hala sapsınız"
"benim aşkla işim yok kardeşim benim kafam rahat böyle" selin de gülüp leylaya bakıp hak verir gibi kafasını sallamıştı.
"Sevgili lafı açılmışken nil'i de çağıracaktım ama hüseyinle birlikte hüseyin'in ailesinin yanına gitmişti. Artık ona da sonra söylerim."  Azranın hüseyin demesiyle morali bozulmuştu yine. Ne yaptıklarını bilmek bile istemiyordu işte.
" Ee geldik 26 yaşına ne zaman evlenmeyi düşünüyorlar 4 yıldır sevgililer neyi bekliyorlar" dedi leyla çayını yudumlamaya devam ederken. "Belki evliliğe hazır değillerdir zaten olsaydı hüseyin kesin söylerdi biliyosun sır tutamaz o" dedi gülerek azra. Azraya hak veren leyla da gülmüştü. Selin hariç. Evlilik lafını duyması bile sarışının içinin ürpermesine neden olmuştu. Evlenselerdi dayanabilir miydi diye düşündü. Nil'in en yakın arkadaşı olarak o düğüne gitmek bile çok zor olurdu selin için. Sevgili hallerine  zor katlanırken evli çocuklu hayal bile edemiyordu selin. Belki bencilce gelecekti ama her gün bir umut ayrılırlar diye beklemişti. Yıllar geçince o umudu da yitirmişti. Ne kadar zor olsa da birbirlerini sevdiklerini kabullenmişti. Onu unutmak yeni bir sayfa açmak istiyordu ama nil ona bu kadar yakınken mümkün değildi. Nil ile azra ve leyladan sonra tanışsa da yıllar içinde nil ile birbirlerinin en yakını olmuşlardı. Ondan uzak durmayı başaramamıştı sarışın. Uzak durmak isterken daha çok çekilmişti kumrala. Hüseyin ile tek farkı sevgili olmamalarıydı. Nil selini hüseyinden daha çok görüyor ve  birlikte  vakit geçiriyor, bazı günler birlikte kalıyorlar hatta yıl dönümü ve sevgililer günü hariç sürekli görüyorlardı birbirlerini. Ama kumral ona o gözle bakmıyordu işte. Bir sevgiliden daha çok vakit geçirirken onun için bir dosttan fazlası değildi. Selin bunum farkındayken nasıl devam edeceğini bilmiyordu. Yıllardır hala bir çözüm bulamamıştı. Umutsuzca imkansız sevgisinin bitmesini bekliyordu öylece.

Çaylar içilip muhabbet edilmiş kızlar evlere dağılmıştı bile. Selin yatmaya hazırlanırken bildirim sesini duyunca cebinden çıkarıp ekrana bakmıştı. Nil yazmıştı. 'Yarın tatil olduğunu biliyorum ama yanına geleceğim bu yüzden öğlene kadar uyumayı düşünme bile iyi geceler öptüm'. Yazmıştı kumral. Öptüm kelimesine takılmıştı selin. Kırgın bir şekilde ekrana bakarak gülümsemişti. "Keşke öpseydin" dedi. "Keşke öpüp sarılsaydın bana. her şey geçerdi. Hüznüm kaygılarım. Kalmazdı şimdi hiç biri."

Ne Zamandır Sendeyim✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin