Bölüm 8

4.1K 148 142
                                    

(8)

"Oğuz sınava az kaldı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Oğuz sınava az kaldı. Dayan işte biraz. Bir ay sonra özgürüz!"dedim bıkkınca. Bey efendi ile ders çalışıyorduk. Tabi kendisi abimin vesveselerine gelmiş,"Siktir et dersi."demişti. "Giray abimin gazına gelip dersi boşlarsan nah mimar olursun."diyerek de devam ettim. Omuz silkti. "Acayip hevesimi kaçırdı sayın abin bu yüzden ticarete atılıp bitcoin işine gireceğim."
dediğin de ona kınar bakışlar attım. "Paran bok yoluna gitmesinde..."Abim televizyondan gözünü ayırmayıp konuştu. "Bu Oğuzu çok seviyorum ha. Çünkü bende olan ticari zekayı onda görüyorum. Okumak da neymiş? İyi ki lisenin başında bıraktım okulu. Dört yılımı bir de oraya verecektim."dediğin de kaşlarımı çattım. "Geçenler de okumadığın için pişman olan sen değil miydin abi? Şimdi de okumadığın için şükür namazı kılacaksın neredeyse."

"Biliyorsun ben ikizler burcuyum üvey olmayan üvey kardeşim. Bir dediğim bir dediğimi tutmuyor."dedi. Ağzını yansıladım. Bunun üzerine elinde bulunan kumandayı gösterdi. "Galiba bunu kafana yemek istiyorsun. Çok saygısızlaşmışsın bakıyorum."

"Ne münasebet."dedim kınarcasına.
"Öyleyse çay koy."dedi mutfağı gösterip. Sinirle gözlerimi devirdim. Akşamın bu saatinde çay içmek de tam abimlikti."
Görüyorsun ki Oğuz ile ders çalışıyorum. Ellerin ve ayakların tutuyor öyle değil mi?"
dedim ayaklarını ve ellerini göz ucu ile göstererek. Tek kaşını alayla kaldırdı.
"Burada hizmetçim Nehir Erdem varken benim kalkmama ne gerek var?"
Söylendim."Ya sabır! Çok merak ediyorum evlenince bana yaptırdığın hizmetleri karın sana yapacak mı?"dedim alayla. Umarım tüm işleri abime yaptırdı ve kendisi de keyif çatardı. Eh ilahi adalet denen bir şey var öyle değil mi?"Üzgünüm küçük kardeşim fakat evlenmeyeceğim, ki sende evlenmeyeceksin. Ve hayatın boyunca beni göreceksin. Kız kardeşlerimle beraber yaşlanacağım."Bu düşüncesi ile gözlerimi büyüttüm. Kötü bir fikirdi. Oğuz sırıttı. "O yüzden mi Kerem kahpesiyle sözlenmesine bir şey diyemedin?" Kaşlarımı çattım, "Düzgün konuş Oğuz!" Onunla ilgili böyle konuşmaları sinirlerimi bozuyordu. Kerem sonuçta sevdiğim adamdı."Ee yalan mı değil mi?"dediğin de sehpanın üzerinde bulunan mavi silgimi kafasına fırlattım. Yüzünü buruşturdu. Abim de ters ters Oğuza baktı. "Zaten sözlenemediler,ki dört sene sonra evlenmeyi bırak, bir daha yan yana bile gelemeyecekler."dedi ve son cümlesini bana bakarak söyleyip sırıttı."Sen öyle sanmaya devam et. Düğünüm olunca beklerim."dedim meydan okurcasına. Abim bazen kendine aşırı güveniyordu. Hatta bu bazeni aşıyordu.

"Düğünün olunca bana haber vermezsen darılırım küçük kardeşim."Göz devirip ayağa kalktım. "Oğuz bu günlük bu kadar yeter. Ben uyumaya gidiyorum. Abim ile baş başa kalın ve biz neden bu kadar mal insanlarız diye düşünün. Tamam mı abi?"dedim son da abime bakıp. Abim Oğuza dönüp,"Bu şimdi bize laf mı çaktı?"diye sordu. Oğuz kafasını salladı. "Galiba."Ben kapıya yaklaşırken,"Ee çay ne olacak?"diye sordu. Omuz silktim. "Kendin yap abi! Hizmetçin değilim." Alayla sırıttı."Yoo bal gibi de hizmetçimsin. Şimdi git ve çay koy."

Rüzgâr Ateşi Körüklerse (Mahalle) (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin