Bölüm 20

3K 102 36
                                    

(20)

(Oy ve Yorumlarınızı bekliyorum. Yazım yanlışları varsa kusura bakmayın, aceleyle attım.)

"Abi ne oldu az önce?"diye sordum biraz meraklı biraz çekingen. Hep birlikte eve girmiştik. Herkes sessizdi. Kimseden çıt çıkmıyordu. Şimdi konuşarak sessizliği bozan ben olmuştum."Saçmaladı kıl kuyruk." dedi sakin sakin. Fakat hareketleri sakinlikten fazla uzaktı. Resmen oda da volta atıyordu. Yerinde duramıyor desem yeriydi yani. Keremin neler dediğini zaten biliyordum. Bazen abim öğrense nolur öğrenmese nolur diyordum kendi kendime ama sonra öğrenirse olacakları düşünemiyor içimde bir korkuyu peydah ediyordum.

Konuyu kapatmak ister gibi, "Neyse." dedi. Etrafa bakındı. Aklına bir şey gelmiş gibi oldu.

"Annemler nerede? Bugün evde gün yok muydu?" diye sordu. "Raife teyzenin gösterecek dantelleri mi ne varmış. Tüm kadınlar oraya gitti. Bizimkiler de dahil."diyen Sanemle abim anladığına dair sesler çıkardı. Annemlerin evde olmaması iyi olmuştu tabi. Bir de onlar sorgularlardı şimdi kavganın nedeninin neden olduğunu.

"Annemin yaptıklarından kaldı mı? Karnım acıktı benim."

"Kalması lazımdı. Çay koyayım o zaman." diyerek Saneme bakış attım. Beraber mutfağa gittik. Mutfağın kapısını kapatmamla kolumu tutarak, "Ne oldu çabuk anlat? Zaten her şeyden yeni haberim oluyor!" dedi hafif sinirle.

"Bir şey olmadı?"

"Alnımda salak mı yazıyor benim? Besbelli beraber bir yere gitmişsiniz işte."dedi, belki haklıydı. Kendisi bu konularla ilgili bir şey anlatmasa da bende birazcık kırılabilirdim fakat az önce yaşadığım korku yüzünden bir şey anlatmak istemiyordum.

"Sonra konuşsak." dediğimde, "Aranızdakileri hemen anlatıyorsun! Ya abin bir şeyden şüphelenseydi. Hatta belki şüphelenmiştir de. Keremin o dediklerinden sonra şüphelenmemesi aptallık olur zaten!" dedi. Görünüşe göre abim aptaldı. Hatta görüşüne göre değil düpedüz salağın tekiydi. Şüphelenmişe benzemiyordu. Şimdi odada hiç bir şey olmamış gibi oturuyordu.

"Gittik..."diye mırıldandım. "Ama bu konuyla ilgili konuşmak istemiyorum. Abimin korkusu zaten yetti bana. Bugün geçirdiğim tüm güzel şeylerin hevesimi kursağında bıraktırdı."

Omuzumu sıvazladı, "Tamam özür dilerim." dedi yüzünü buruşturdu pişmanlıkla. "Çok üzerine geldim sanırım, sen ne zaman anlatmak istersen o zaman anlatırsın aranızdakileri."

"Teşekkür ederim, çok iyi bir dostsun." dedim, gülümsedim. Beni böyle sıkboğaz yapmaması gerçekten beni anladığının göstergesiydi. Diğer insanlar nasıldı bilmiyorum ama bir arkadaşım kötü bir şey yaşayıp bana anlattığında onu nasıl avutacağımı bilemezdim hiç bir zaman. Sanemle bu konuda benziyorduk. "Her neyse çay suyu koysam iyi olacak." Deyip tezgaha yaklaştım. Demliği dolaptan çıkarıp su doldurarak tipin üzerine koydum ve altını yaktım.

"Biliyorum..."dedi sırıtarak. "Mükemmelim."

...

"Kız çay doldur." Abimin sesiyle karşımda oturan Rüzgârla bakışmayı bırakıp abimin bardağını aldım. Abim hiç bir şey olmamış gibi maç izliyordu. Bardağını doldurup sehpanın üzerine koydum. Bunu yapmamla ince belli bardağı alıp başına dikti(!)

"Yuhh!"dedim. "Onu daha yeni doldurmuştum, ağzın yanmadı mı?"

Cıkladı. Gözlerini televizyondan ayırmıyordu.

"İpopotan."dedi Oğuz. Onun da gözleri televizyonda ki maçtaydı. Ağzına bir yandan mısır atıyor bir yandan da cips atıyordu.

"O ne lan?" diye sordu Eren abi. Pek maçta değildi dikkati. Durmadan yanımda ki Saneme bakıyordu.

Rüzgâr Ateşi Körüklerse (Mahalle) (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin