Bölüm 34

942 61 3
                                    

(34)

Üzerimde olan yükün bir kısmı Sanemden sonra kalkmıştı. Kendimi birazcıkta olsa rahatlamış gibi hissediyor, taşıdığım sırrımın ağırlığının bir kısmını üzerimden atmış gibi hissediyordum. Sanemle karşılıklı sessizce oturmuştuk öylece. İkimiz de sanki ne diyeceğimizi bilmiyorduk. Günlüğümü onun elinde gördüğüm an ki korkuyu tarif edemezdim sanırım. Asil ile ilgili olan yerleri okumamasını umut etmiş olsam da o ben gelene kadar okumaması gereken yerleri okumuştu.

Beni yargılar diye düşünmüştüm. Neden bunu yaptın diye beni suçlar diye düşünmüştüm. Fakat bunu düşünmem hataydı. Sanem beni bunun için yargılayacak bir insan değildi. Sevdiğim adamın hayata tutunması için yapmıştım her şeyi. Rüzgârı iki türlü de kaybedecektim zaten. En azından yaşamasını seçmiştim.

"Keşke bu olanları en baştan benimle paylaşsaydın Nehir." Dedi Sanem. Benim için duyduğu o vicdan azabını görebiliyordum. "Zor zamanında yanında olamadım. Biliyorum. Benim kötü bir arkadaş olduğumu düşünüyorsun."

"Saçmalama!" Dedim ellerini ellerimin arasına alırken. "Bunu sana anlatmamayı ben tercih ettim. Bilmediğin bir şey için kendini suçlamayı bırak. Rüzgârı sebepsiz bir şekilde bıraktığım için benden nefret dahi etmene bir şey diyemezdim."

"Olsun." Dedi. "O kadar kötü şeyler yaşamıssın ki..." iç geçirdi. "O pislikten iğreniyorum."

"Hem ondan hem kendimden tiksiniyorum." Diye mırıldandım. "Hatta daha çok kendimden. Kirlenmiş hissediyorum kendimi."
Hiç bir şey hatırlamıyordum o yaşananlara dair. Hiç bir şey hemde. İyi ki de hatırlamıyordum. Yoksa o görüntüleri hafızamdan silemezdim. Psikolojimin o kadarını kaldıracağını sanmıyordum.

"Kendini kirli hissetmesi gereken sen değilsin, o pislik." Dedi. "Senin zaaflarından yararlandı. Rüzgâr abi için herşeyi yapacağını biliyordu."

Sessiz kaldım.

"Bence Rüzgâr abinin herşeyi öğrenmesi gerek." Dediğin de gözlerimi fal taşı gibi açtım. "Sakın!" Dedim. "O bu olanları asla öğrenmemeli!" Derin bir nefes verdi. "Bak aranızda ki bu sırrın son bulması gerek. En iyisi her şeyi öğrenmesi. Eminim ki herşey şimdi olduğundan daha güzel olacak."
Kafamı olumsuz şekilde salladım.
"Asla." Dedim. "Böyle bir şey yaptığımı öğrenirse beni affetmez." Aklıma gelenle,"Ona söylemeyeceksin öyle değil mi?" Dedim. Onun öğrenmesini asla kaldıramazdım.

"Hayır." Dedi. "Bunu senin yapman gerek."

"Ne yapacağımı bilmiyorum Sanem. Onsuzluğa dayanamıyorum fakat ona dönemiyorum da. Canım çok acıyor."

Beni kendine çekip sıkıca sarıldı. "Geçecek Nehir." Dedi. "Emin ol ki bu kötü günler geçecek." Dertlerimi biriyle paylaşmak beni o kadar rahatlatmıştı ki...

Kaybettim sandığım dostum artık yanımdaydı. Bu bile birazcık olsun beni rahatlatmaya yetmişti.

"Rüzgâr." Dedim sormaya tereddüt etsem de. "O nasıl?"

İç geçirdi. "İçine atıyor her şeyi. Hastalık onu yıkmışken sen de giderek iyice yıktın onu. Bugün senin konun açıldığın da konunu hemen kapattı." Kalbimden sanki bir şeyler ayrılıyor, bir yerlere saçılıyordu.

Sessiz kaldım.

"Seni üzmek için söylemedim bunları."

"Biliyorum." Diye mırıldandım.

"Bugün dersin var mı?" Diye sordu. Kafamı olumsuz şekilde salladım. "Sabah vardı."

"Ben bir saat sonra derse gideceğim. Şimdi çıksam anca yetişirim. Dersten sonra kafeye gideceğim Eren için. Zaten Kuzey abiyle Şimal de gelecekmiş. Sende gel olur mu? Kafa dağıtmış olursun." Kuzey abiyle Şimalin geleceğini bile unutmuştum.

Rüzgâr Ateşi Körüklerse (Mahalle) (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin