Bölüm 24

1.9K 83 10
                                    

(24)

Halamla konuşurken çalan kapıyla ayağa kalktım."Ben açarım."

Kapıyı açmaya gittiğimde gördüğüm kadınla kaşlarımı çattım."Kime bakmıştınız?"Diye sordum."Dursun amcama."dedi gülümseyerek. Muhtemelen o da benim kim olduğumu sorguluyordu.

Benden büyük gösteren kız muhtemelen abimin yaşında falandı. Koyu siyah saçları çenesi hızzasında kesilmişti ve güzel yüzü daha ortaya çıkıyordu. Sarının en güzel tonu olan gözleri bal rengi olarak tabir edebilirdi sanırım.
"Kim gelmiş kuzum?" halam içeriden gelirken kızı gördü. Gözleri açıldı.
"Kız Öykü!"diyip sarıldı sıkıca. "Hani yarın geliyordun sen." Demek ki Öykü diye bahsettikleri kızdı bu. Oda halama sıkıca sarılırken Öykü güldü."Sürpriz yapmak istedim yengem. O yüzden."dedi.

Halam beni gösterdi.

"Buda benim abimin kızı."dedi. "Nehir."

"Memnun oldum."diyerek büyük bir yakınlıkla sarıldı. Başta afallasam da bende sarıldım sıcak kanlı bu kıza.
"Bu arada..."dedi Öykü benden ayrılırken. Bavullarının arkasından küçük bir köpek çıkardı. Biz o köpeği neden şimdi farkediyorduk? "Seyfiyi de getirdim yengem. Valla kızmadan söyleyeyim, uslu duracak."dedi ve köpeğine baktı. "Değil mi Seyfi?"

Köpeğe Seyfi ismini koymak? İyimiş.
"Oraya buraya pisletirse karışmam ama Öykü!"diyen halamla,Öykü sırıttı. "Benim köpeğim asıl bir ailenin soyundan gelir. Tabiki yapmaz." sonra mırıldandığını duydum. "Yani umarım."

"Öyle olsun bakalım."dedi halam. Eğer aksi olursa o köpeği kovarım demekti bu. "Kapıda kaldın böyle. Bavullarını alıp içeriye geçelim." Öykü bavulları ile içeri geçerken aynı zamanda söyleniyordu.
"Az önce davarın biriyle tartıştım. Ne değişik insanlar var!"dediğinde halam, "Ne oldu? Kimle tartıştın?"diye sordu.

Öykü göz devirdi."Valla yenge hatırladıkça sinirim bozuluyor. Resmen hayvan düşmanının tekiydi. Ben markette su almaya girmiştim. Seyfiyi de ağacın oraya bağlamıştım içeri almıyorlar diye. O dağdan inme ne yaptıysa Seyfi üzerine saldırmış. Bende sanırım sağlam bağlamamışım. Sesler yüzünden çıktığım da şu köpeği kısırlaştırın diye bağırdı."
Böyle ayılara gerçekten inanamıyordum. Bence onların kısırlaştırılması gerekiyordu da neyse. Ayrıca Seyfiye bir baktığım da küçücük köpeğin neden bu kadar sinirlendiğine anlam veremedim. Tatlış bir şeydi ya bu. Bembeyaz uzun tüyleri, minicik bir köpekti bu.

"Umarım bir daha karşılaşmam onunla."dedi yüzünü buruşturarak.
"Aman zaten koskoca Bursa. Karşılaşmazsın daha merak etme. Zaten kızım böyleleri her yer de. Ne yapacaksın? Kafanı çevirip gideceksin."

"Haklısın hala ama böyle böyle ürüyorlar bunlar."dedim. "Tepki vermeden geçersek ohoo..." Öykü bana hak verirken halam bu tatsız konuyu kapatmak istedi."Annenler ne yapıyorlar?"diye sordu."İyiler."dedi Öykü hoşnutsuzca. "Açıkçası buraya gelmem de ki sebep onların evlen baskısından kaçmaktı. Bana birini bulmuşlarmışta tanışın diyip duruyorlardı."

"Ayy kızım. Evlenmekte neymiş. Aklınız varsa evlenmezsiniz."dedi ikimize de öğüt vererek.

"Ben zaten düşünmüyorum."dedi Öykü.
"Olacaksa mantık evliliği olsun. Aşka inanmıyorum. Varsa da bir zamandan sonra bitiyor zaten."dedi. Belki haklı olabilirdi ama aşk olmazsa da bir heyecan olmazdı ki o evlilikte. Rüzgârla evlendiğimi düşündüm biran. Ne kadar güzel olurdu. Ben istemsizce sırıtırken,"Ne sırıtıyon kız?"dedi imayla.
"Sanırım benim dediğim bir kulağından girdi bir kulağından çıktı."

Rüzgâr Ateşi Körüklerse (Mahalle) (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin