Bölüm 3

5.2K 185 88
                                    

(3)

Medya: Eren ile Sanem

Keyifli Okumalar Dilerim.

Oy ve Yorumlarınızı bekliyorum.

"Rüzgâr abi!"

Korku ile ona baktım. Az önce Keremin beni öptüğünü görmüştü. Abime Kerem ile aramda bir şey olduğunu söylerse işte o zaman biterdik. Abim bu konular da her ne kadar daha geniş mezhepli görünse de babamdan daha da katıydı. Bunu,daha önceki erkek arkadaşlarımı öldürmekten beter ettiğin de anlamıştım. Gerçi o zamanlar ergendim. Hepsi ergenlik de olan şeyler olduğu için fazla takmamıştım. Ama bu sefer farklı bir durumdaydık. Kerem benim için gelip geçici bir heves değildi.

Kerem ona sırıtarak bakarken,ben bu duruma bir türlü anlam veremiyordum. "Açıklayabil-"diyemeden Kerem kolumu tuttu. "Kimseye açıklama yapmak zorunda değiliz Nehir!" Rüzgâr abi ona boş gözler ile bakarken,bana bir kez olsun dönüp bakmamıştı.

Ona son bir bakış atıp cevap dahi vermeden arkasını dönüp mahalleye yürümeye başladı. Dudaklarımı ısırırken, korku ile Kereme baktım. "Abime bir şey söylerse..."deyip sustum.

Ellerini saçlarının arasından geçirdi. "Söylerse söylesin. Zaten böyle köşe bucak kaçmaktan yoruldum artık! Bu işin bir adını koyalım."dedi kesin ve net bir dilde, elimi alnıma götürdüm. "Bu işin bir adını koyalım derken?"diye sordum. Biliyordum ne demek istediğini aslında. Bu muhabbeti defalarca yapıyorduk çünkü.

"Evlilik mesela." İğneleyici tonu göz devirmeme neden olurken,"Biliyorsun ki şu an evlilik düşünmüyorum. Okuyorum ben. Zaten okulu bitirene dek babamların, biriyle evlenmeme müsade edeceklerini zannetmiyorum."dedim. Sıkıntı ile bir nefes verdi. O benden yaşça büyüktü ,yirmi altı yaşındaydı fakat ben daha on dokuz yaşındaydım ve mesleğimi elime alıp öyle yuvamı kurmak istiyordum. Evlilik şu an bana ters bir işti. Zaten annemlerin böyle bir şeye müsade etmeyeceklerini biliyordum.

"Bu daha ne kadar böyle gidecek?"diye sordu."Nehir gerçekten seninle köşe bucak buluşmaktan bıktım. İlişkimizi herkese açık bir şekilde rahat rahat yaşamak istiyorum."
Diyerek de devam etti. Hak veriyordum. Haklıydı çünkü.

"Bunu bende istiyorum ama..."dedim lâfı ağzımda geveleyerek.

Derin bir nefes verdi."Rüzgâr, Giraya söylemeden ben söyleyeceğim. En azından ailelerimiz bilsin."dediğinde onu durdurdum. "Kerem henüz erken. Kendimi ailemin tepkilerine karşı hazır hissetmiyorum. Sakın böyle bir şey yapma!"dedim ve kolunu tuttum.

"Tamam Nehir. Ama daha ne kadar böyle gidecek bu?"diye sordu.

Bilmiyordum. Bende onu seviyordum. Hem de çok...

"Okula gitmem gerek. Geç kaldım."dediğim de derin nefes verdi.

"Tamam kaçmaya devam et!"

***

Okuldan içeriye girdiğim de direk kantinin olduğu kata çıktım,bu sabah bizimkiler sayesinde doğru düzgün kahvaltı yapamadığım için karnım gurulduyordu. Sıra fazla yoktu,bir kaç kişi alacaklarını aldıklarında, Kemal abiden bir tost ve sıcak çikolata istemiştim. Parasını ödedikten sonra da masalardan birine oturdum. Aklım hâlâ olanlardaydı. Rüzgâr abi umarım kimseye bundan bahsezmezdi. Bizd bakarken o kadar hissiz gözüküyordu ki...

Daha beş dakika bile geçmemişti ki yanım da ki sandalye çekildi. Gördüğüm kişi ile tek kaşım kalktı.

"Ne istiyorsun Cansu?"diye sordum. Dip boyası gelmiş saçlarını arkaya attı. Cansu  dokuzuncu sınıftan beri hiçte iyi anlaşamadığım,kavgalı olduğum kişiydi. Tabi aynı sınıfta okumamız da ayrı bir ironiydi.

Rüzgâr Ateşi Körüklerse (Mahalle) (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin