3. Your Little One ¬

624 26 235
                                    


İyi okumalar asklar <3

Yüce İsa bu ilahi güzelliğin bana fazla olduğunu bilmiyor muydu?

Gözlerine bakamıyordum, bakışlarımı gözlerin hariç yüzünün her yerinde gezdirirken "Şey... Ben sana hoş geldin demek için gelmiştim, bilirsin annemin klasik zorlamaları. Kabalık etmemi istemedi." diyebildim.

Bunlar heyecanım yüzünden ağzımdan bir çırpıda çıkınca beni anlamış olman için içimden tanrıya yalvarmak üzereydim ki söze girdin "Oh, evet iyi düşünmüş. Eğer selam vermeseydin sana çok kırılırdım küçüğüm." dedin alaycı ama aynı zamanda yumuşak olan bir tavırla.

Küçüğüm dedin, bana küçüğüm dedin ve ben kızardığıma emindim.
Alnım karıncalanmış hatta uyuşmuş gibi hissetmeye başlamıştım.

"Öylece dikilip bana mı bakacaksın?" dediğinde hızla düşüncelerimden sıyrılıp "Ah, sadece içeri girebilir miyim diye soracaktım." dedim.

Bana ne oluyordu böyle? Daha fazla belli edemezdim herhalde.

Sen ise sadece "Bu oda bana ait değil, sanırım soruyu da bana değil Lou'ya yöneltmen gerek" dedin ve izin isteyerek odadan çıktın.

Tuvalete doğru gittiğini gördüm çünkü evet, yol boyu oda kapısının önünde dikilip senin gidişini izledim.

Louis'nin seslenmesi ile kendime geldim.
"Demek umurunda değil ha?" dedi sırıtarak.

Ona bakamayacak kadar utanmış hissediyordum ama sonuçta bunu ben seçmiştim değil mi?

Louis'nin benimle dalga geçeceğini göze almıştım bir kere.

Söylediği şeye cevap vermeden ona az önce ki sorumu yönelttim "Odanda sizinle kalabilir miyim?" bilirsin, ona şu yavru köpek bakışlarından attım.

Bu bakışları pek umursamadı ve "Neden bizi bölmene izin vereyim?" diye soruma soru ile cevap verdi.

İçimden "Çünkü son derece ateşli arkadaşından fena halde etkileniyorum" diye geçirsem de dışarıya yansıtabildiğim kelimeler sadece şunlar olmuştu: "Yemin ederim Lou, asla sizi bölmem sadece bir köşede oturup sizi izleyeceğim. Odamda kalmaktan sıkıldım ve biraz farklı bir ortamda bulunmak istiyorum."

Louis "Harry'nin evimize bir sonraki gelişinde bizi tamamen yalnız bırakacak olman şartı ile yanımızda beş dakika oturabilirsin." dedi.

Seninle yalnız kalmaya kafayı takmıştı. Neden bilmiyordum ama ne zaman sen bize gelsen Lou beni odaya almak istemiyordu. Tabii, artık biliyorum.

Bu sözümü tutamayacağıma emindim ama şimdilik kabul etmekten başka şansım yoktu bu yüzden onun lafını ikiletmeden "Teşekkür ederim abiciğim" diyerek koltukta oturan abimin üzerine atlayıp yanaklarına birkaç öpücük bıraktım.

O ise sadece ellerini hafifçe belime sardı ve "Sadece beş dakika." diye yeniledi kesin bir ses ile.

Ona kafamı sallamakla yetindim. İyice kucağına yerleşip bir şeyler geveleyecektim ki kapı açıldı ve sen içeriye girdin.

Seni gördüğüm sırada Lou'ya söyleyeceklerim aklımdan uçup gitti.
Sorun değil, zaten önemli değillerdi.
Senin tapılası yüzünden daha önemli hiç bir şey bilmezdimki ben.

Bize birkaç saniye baktıktan sonra iç geçirdin ama bozuntuya vermeden "Ee Lou, oyuna geçecek miyiz yoksa kardeşini kucaklamaya devam mı edeceksin?" diye sordun.

Lou hafifçe bir eli ile popoma vurup kalkmamı istediğini belli edince hemen doğruldum ve yatağına oturdum.

Aklım senin bize bakarken bir anlığına iç geçirmene takıldı. Kendimi öylesine bir iç geçiriş olduğuna inandırdım.

Back To Us  //Harry StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin