26. We Have To Decide¬

214 19 95
                                    


İyi okumalar luvs <3

Oy vermeyi ve yorum
yapmayı unutmayın :*

Cümlem bittiğinde zümrüt yeşili gözlerinin parladığını gördüm.

Ben bakışlarımda endişenin en saf halini barındırırken senin gözlerin iyice açıldı ve kaşların şaşkınlıkla havaya kalktı.

"Hamile misin?!" sesin kulağa şaşkın ve hevesli geliyordu. Sanırım?

Sorunu "Evet, bugün bir süredir regl olmadığımı fark ettim ve birkaç hamilelik testi yaptım. Hepsi pozitif çıktılar." diye cevapladığımda ellerin belimi buldu ve beni sıkıca kavradı.

Kolların bedenimi sararken kafanı boynuma gömüp "Carmen, bir bebeğimiz olacak." dedin.

Seni hafifçe omuzlarından itip geriledim ve bedenimi kollarının arasından kurtardım. Ağlayarak "Hayır, bir bebeğimiz olmayacak Harry." diyebildim.

Şimdi daha şaşkın görünüyordun. "Az önce hamile olduğunu söyledi-" bir an neyi kast ettiğimi anlayıp sözünü yarıda kestin.

Yüzündeki heyecan dolu çocuksu ifade hızla silindi. Şimdi bana daha durgun bakıyordun. Duygularını saklamak istediğinde yaptığın gibi.

Aramızda birkaç saniyelik derin bir sessizlik oluştu. Nihayetinde bu sessizliği bozan sen oldun.

Ellerimi tutup konuşmaya başladın. "Ben, ben bir an heyecandan bunu düşünemedim. Seni anlıyorum Carmen. Eğer onu doğurmak istemezsen sana hak veririm."

"Harry, ben gerçekten çok üzgünüm. Ne yapmak istediğimden bile emin değilim. Ama Üniversiteye bir bebek ile gidemem."

Aramızdaki yaş farkını ilk kez o gün hissetmiştim. Sen bir bebek isteyebilecek konumdaydın. İyi bir işin, saygınlığın ve yaşanmış uzun yılların vardı. Ama ben henüz dünyayı öğrenmeye çalışan tecrübesiz bir genç kızdım.

"Doğru, bebek için de bizim için de en iyisi bunu şimdi yapmamak olur." dediğinde artık yüzüme bakmıyordun. Başını yere eğmiş, gözlerini birleşmiş ellerimize dikmiştin.

Ellerimi yanaklarına koyup yüzünü sevmeye başladım ve "Sakın bunu istemediğimi falan düşünme. Tamam bebek doğurma fikri hâlâ korkunç geliyor ama yine de bunu seninle yapmak çok güzel olurdu. Sadece, hiçbir şey yaşayamamaktan korkuyorum Harry." diye konuştum.

Yüzünü okşayan ellerimi tuttun ve iyice yüzüme yaklaştın. Burunlarımız birbirine hafifçe sürtünürken "Benimle birlikteyken istediğin her şeyi yaşayabilirsin. İsteğini söyle, ben de sana onu yaşatayım." dedin. Sesin bir fısıltı kadar alçak çıkmıştı.

"Bunu biliyorum sevgilim, sadece kendi kendime bir şeyler başarabilmeyi istiyorum. Sadece sana bağlı olarak yaşayamam. Kendi ayaklarımın üzerinde durmayı öğrenmek istiyorum."

Ellerin ellerimi terk etti. Yanımdan kalkıp karşımdaki yerine geri geçtin.

"Kollarımın arasındayken 'Sonsuza kadar burada kalmak istiyorum.' diyordun. Artık benimle yaşamak istemiyor musun?"

"Harry, ben öyle demek istemedim."

Aslında ne demek istediğimi ben de bilmiyordum.

Tam bu sırada siparişleriniz geldi. Garson gittikten sonra bir şey söylemeden yemeğini yemeye başladın.

Ben tabağıma dokunmayıp sadece seni izlerken duygusuz bir tavırla "Beni terk edecek misin?" diye sorduğunda söylediğin şey ile afallayıp birkaç saniye sadece suratına bakabilmiştim.

Back To Us  //Harry StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin