21. Lovers Playing With Fire¬ 🚫

369 19 57
                                    


Uyarı: Yetişkin İçerik ⚠

İyi okumalar bebekler <3

Abim haklı mıydı? Seni o mu daha çok hak ediyordu?

Bu düşünceler ile kafayı yememe ramak kala telefonum çalmaya başladı.

Arayan Hazel'di. Uçağın kalkış saatine yaklaştığımızdan ve bir an önce çıkmamız gerektiğinden bahsedip telefonu kapattı.

Toparladığım birkaç bavulu otel görevlilerinin yardımları ile zemin kata indirdim.

Louis, onları kendi arabasına yerleştirdi.

Hazel ve ben Louis'nin arabasına binerken gözüm Jesse'e kaydı. Senin çalıştırmak üzere olduğun arabana atladı.

Fırsatçı sürtük.

Sürücü koltuğunun yanındaki yerini alırken bana bakmayı da ihmal etmedi. Göz göze geldiğimizde bakışlarında sinsiliğin en koyu tonunu gördüğüme yemin edebilirim.

...

Çok geçmeden havaalanına vardık.

Hepimiz uçağa bindiğimizde Hazel her zamanki gibi Louis'nin yanına kuruldu. Bu kız için ayrıca üzülüyordum çünkü Lou'ya gerçekten aşıktı. Gözlerinde bunu görebiliyordum. Ayrıca çok iyi kalpli ve saftı. Bu dünyanın onu fazlasıyla üzeceğinden en ufak bir şüphem bile yoktu.

Ben bu düşüncelere dalmışken Jesse senin yanında kalan boş koltuğu doldurdu. Aptal ben. Hazel için üzülmek yerine senin yanındaki yeri kapabilseydim- hey bir dakika? Orayı kapabilsem ne olacaktıki? Biz zaten artık bitmiştik. Hâlâ neyi zorluyordum ben? Neden senin yakandan düşmüyordum?

Sanırım sana ciddi anlamda aşık olmuştum. Harika, gerçekten de bir katil aşık olmak için çok uygun biri (!)

Oflayarak başka birinin yanına oturmak zorunda kaldım.

Wow! 'Sevgili abim' benim için çok yakışıklı birinin yanından bilet bulmuş.

Herneyse.

Görünümüne göre benden birkaç yaş büyük olduğunu tahmin ettiğim sarı saçlı çocuğun yanına oturdum.

Bana bakıp samimi bir gülümseme bahşetti. Ben de ona samimi olmasını umut ettiğim bir gülüş yolladım.

Nasıl oldu bilmiyorum ama birden bire kendimi çocuk ile sohbet ederken buldum. İsmi Adriele olan 'yeni arkadaşım' 19 yaşındaymış. Babası İngiliz, annesi İtalyanmış ve İtalya'da yaşasa da sık sık İngiltere'yi ziyaret edermiş.

Böyle gerekli gereksiz bilgiler içeren sohbetimiz iyice koyulaşmıştı. O yakışıklı olduğu kadar espritüel biriydi de.
Beni bu halde bile sıklıkla güldürebiliyordu.

Ona tüm hikayemi anlatıp hiçbir şey anlatmamak arasında gidip geliyordum.

Elbette hiçbir şey anlatmamayı seçtim.

Yolun ilk saatini geride bırakmıştık ve Adriele ile iyice yakınlaşmıştık. Bunu 'Arkadaşça' bir yakınlaşma olarak düşün çünkü kalbim hâlâ senin için atıyordu. Her zaman olduğu gibi.

Biz Adriele ile gülüşürken yan taraftan bir öksürük sesi geldi. Bu senin sesindi. Hani şu bir şeylerden rahatsız olduğunda o şeyin düzeltilmesi için uyarı olarak gönderdiğin öksürük var ya. Hah, işte bu oydu.

Sen ve Jesse'in oturduğunuz koltuklar yanımızdaydı, sadece aramızda koridor vardı. Yani birbirimizi kolaylıkla görebilirdik.

Bakışlarımı sana çevirdim. Tüm dikkatin ile bir bana bir de Adriele'in bacağımda duran eline bakıyordun. Belli ki epey rahatsız olmuştun. Ne yalan söyliyeyim bu hoşuma gitmişti.

Back To Us  //Harry StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin