1.

15.1K 484 193
                                    

Medya Toprak

Toprak'tan

Diyarbakır' a varmama bi saat kalmıştı ki benim Düldül yolda kaldı. Nerdeyse 14 saattir yoldaydım. Varmaya bu kadar az kalmışken bana bunu nasıl yaptı minik tosbaam yaa.

" Senle yola çıkma diyenleri haklı mı çıkarcan Düldülüm be. Bak saat çok geç oldu. Yolda kimse yok. Aradığım yol yardımı da bi türlü gelmiyor. Hadi nolur len kaldır kıçını, bak satarım seni. Yok ya satmam ki ben seni. Hayalimdin ulen sen benim, senle daha çoook yolları aşcaz hadi lütfen çalış."

Denemelerim boşa çıktı. Ağaçsız ışıksız ıssız yolda kalakalmıştım. Gelip geçen araba da yoktu. Saat gecenin ikisi olmuştu. Bavuldan montumu çıkardım. Eylül olmasına rağmen ayaz vardı resmen. İzmir bebesi olarak kısa kollu penye ve şort ile yola çıkan ben gün sonunda alakasız bi görüntüyle aracıma yaslanmış yol yardımının gelmesini bekliyordum. Hızla yanımdan geçen siyah bi jip biraz ileride durdu ve geri geri gelmeye başladı. Hafiften tırsmadım desem yeridir. Gece vakti ben gibi birinin başına her iş gelebilirdi bu dağ başında. Ayıptır söylemesi yakışıklıyım yani, erkeklerin bile  dikkatini çekecek kadar.

Önümde duran arabadan uzun boylu bi adam indi. Kaslı bi vücudu olduğu giydiği bol kıyafetlerden bile anlaşılıyordu. Endişeli duramazdım. Gülümsedim hemen.

" Yardıma ihtiyacınız var gibi."

" Evet ya Düldül beni yolda bıraktı."

" Arabanın adı Düldül?"

" Hı hı:) su kaynattı sıpa kaldım buralarda, yardım çağırdım neredeyse gelir" bok gelir kaç saat oldu.

" Bu saatte gelen olmaz buraya seni gideceğin yere götüreyim" tereddütle adamın yüzüne baktım kıçım donuyordu, yorgundum ve bu adama güvenmek istiyordum. Sesi çok nazikti ve öyle kötü bakışını da hissetmedim.

" Ya zahmet vermeyeyim size"

" Ne zahmeti olacak sıkıntı yok alacaklarını al da Düldülden götüreyim seni:)" Eşyalarımı aldım, aracına bindim. Zevzek biri olduğumu düşündü kesin arabasına isim koyan biri anca ben gibi biri olurdu. Araca binince donmuş elimi uzattım adama

" Bu arada ben Toprak, çok sağ olun yardım ettiniz. "

" Ben de Emir. Memnun oldum. Ne demek ya bizde yolda kalana yardım edilir. " kahverengi gözlerine bakıp kaldım elimi çekmeyi unuttum. Çok yakışıklıydı. Karanlıkta net görememişim meğer aracın ışığıyla yakın mesafeden görünce bi an dondum kaldım.

" Klimayı açayım üşümüşsün, nerden geliyorsun böyle buralı olmadığın belli" elimi utanarak çektim. Anlamamıştır umarım.

" İzmirliyim ben. Yazlık kıyafetlerle yola çıkınca bu hale geldim işte:)"
Kemikli zarif parmaklarıyla klimayı açtı. Belli belirsiz gülümsedi.

" İzmir' den buraya niye geldin "

" Buraya yeni atandım öğretmenim ben"

" Hayırlı olsun Hocam, hangi okula atandın."

" Kınalı Ortaokuluna atandım."

" Bizim minikler de o okulda bilirim iyi okuldur."

" Öyle mi çocuklarınızın dersine gireceğim demek ki"

" Yok yeğenlerim, ben evli değilim."

Muhabbete devam edecektim ki araç anayoldan ayrıldı.

" Pardon ama iç yola niye döndünüz Emir Bey?"

" Bu gece bizim evde dinlen yabancı  sayılmazsın artık"

Ne kadar itiraz etsem de dinlemedi. Kaçırıldığıma emin olacaktım ki büyük demir bahçe kapısı biz gelince iki yana açıldı. Omzunda tüfek olan iki ada koşturarak geldi. Tereddütle aşağı indiğimde

" Ağam hoş gelmişiniz" dedi ikisi de. Töre dizisine mi ışınlandım nedir

" Hoş buldum yardım edin eşyaları taşıyın misafirimiz var" demesiyle bana döndüler
"Beyim hoş gelmişiniz" dediler. Ben de gülümsedim, sanırım endişe edilecek bi durum yoktu. Doğunun misafirperverliğini çokça duymuşluğum vardı ama bu ağa işleri tüfek falan gerilmeme neden oluyordu. Kocaman bahçesi olan üç katlı bi villa karşımdaydı. Bana gösterdikleri odaya geçtim. Saatin geç olması yorgunluk derken yabancı bi yerde bile olsam hemen uyumuşum. Telefonumun alarm sesiyle uyandım. Bi an nerde olduğumu anlayamamış gibi etrafıma bakındım. Yattığım çift kişilik yataktan kalktım valizimi açıp kıyafet çıkartıp yatağa bıraktım. Odada bulunan banyoya geçip kısa bi duş aldım. Açık mavi kot pantolonumu giymiştim ki kapı çaldı. Tanıdık ses
" Toprak uyandın mı?" diyince atletli olmamı umursamadım kapıyı açtım.

Beni görünce bakışlarını kaçıran Emir Ağa oldukça farklı göründü gözüme.

" Günaydın Emir Bey kusura bakmayın bekletmek istemedim hemen hazırlanıyorum" diyip yatakta duran bol kapşonlu sweeti geçirdim üstüme.

"  Sana da günaydın Toprak, kahvaltıya bekliyoruz "

" Yeterince zahmet verdim ben gitsem iyi ol..."

" Ne zahmeti Toprak, hadi gidelim" bu adamın kırk yıllık dost gibi konuşması bi tuhaf geliyordu. Dünden beri ben siz diye konuşsam da adam gayet rahattı. O önde ben arkada ilerledik.

Medya Emir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya Emir

( Mrb. Değerli okurlarım yeni bi kurguyla merhaba. Hikaye nereye doğru gider beğenir misiniz bilmem ama yazmak istedim işte.
Bu arada gay aşkı normal karşılanan bi Türkiye hayal edin. Ağa ve öğretmenin zıtlığı var hikayemde. Homofobi yok.
Destek bekliyorum. İyi okumalar:))

Öğretmen-Ağa (B×B)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin