Yazardan
Smut uyarısı!
İki aşık birbirine istekle baktı. Aralarında üstünlük savaşı yoktu. Birbirlerinin nefesleriyle soluk alırken gözleri aşkla kapandı. Toprak göğsüne yattığı kocasının artık kasıklarına oturmuş, elleriyle ensesinden ve yanağından tutmuş aşk şarabını güzel dudaklardan sakince içiyordu adeta. Emir' in dolgun dudaklarının tamamını kavradığında kucağında hareket etmeye başlamıştı. Kendisine hemen tepki verip altında sertleşen şişkinlikten memnun dudaklarını ayırdı, belinden tuttuğu siyah sporcu atletini bi çırpıda çıkarıp yere attı ve hiç vakit kaybetmeden Emir'in de üst tarafının çıplak kalmasını sağladıktan sonra ellerini kocasının taş gibi göğsünde ardından six packli karnında hafifçe dolandırdı.
Hayran bakışlarıyla kocasını izlerken Emir dayanamayarak
" Daha ne kadar izleyeceksin acaba sevgili kocacığım" derken çapkın ve sabırsız bakışıyla alt dudağını yalamıştı.
" Kırk yıllık tatlıcıyım böyle baklava görmedim" dedi şebek bi suratla Toprak.
Emir kocasının bu tatlı hallerine bayılıyordu. Kahkaha attı. Onunla gülmek, onunla ağlamak, onunla sevişmek, onunla bütün olmak, onunla yaşamak çok güzeldi. Onunla ölmek bile güzel gelirdi ona.
Gülüşmeleri bittiğinde yine dudakları buluştu. Altındaki beden belini kavrayıp sertliğin üzerinde hareket ettirmeye başlayınca ağzının içine inleyip dudaklarını ayırmıştı. Daha fazla dayanamazdı ikisi de arzuyla yanıyordu, birkaç saniye için birbirlerinden ayrılıp yan yana yattılar ve altlarındaki şort ve baksırdan kurtuldular.
Şimdi ise Toprak' un o güzel başını koluna yaslamış bacağını da beline atmış kendine çekmişti kocasını, kokusunu içine çekip saçlarından öpmüştü. Toprak ise adem elmasını yalarken bir yandan da Emir' in deliğinin etrafını okşuyordu. Öpüşmeleri derinleşmiş, ıslak şehvet dolu bi hal almıştı. Toprak durdu ve iki parmağını Emir'in ağzına soktu, ıslanan parmakların yerini dudakları alırken içinde git gel yapmaya başlamıştı. Kendisini Toprak'ın eline daha çok iteleyen Emir artık hazır olduğunu belli etmişti kocasına. Toprak belinden ve boynundan tutarak sırt üstü uzanmasını sağladı, bacaklarını dizinden kırdığında arasındaki yerini aldı. İçine girdiğinde birbirlerinin gözlerine bakmaya başladılar, Emir gözünü kapadığında Toprak yavaşça hareket etmeye başladı. İkisi de nefes nefeseyken öylesine haz doluydular ki dakikalar sonra ikisi de boşaldığında ter içinde kalmışlardı. Birlikte duş alıp yattılar.
Kokusunu içine çekti sevdiğinin. Dalgalı saçlarını sevdi. Her gece bu yüze bakarak uyumak ve her sabah bu yüze bakarak uyanmak onun için anlatılmaz bi mutluluktur ve bunu bozacak herkesle düşman olmaya hazırdı. Annesi geldi aklına yine. Günlerdir konuşmuyorlardı. Emir' in içine çöken acı günden güne büyüyordu, tek tesellisi Toprak' tı. Daha düşkün oldu ona, daha sıcak, daha konuşkandı.
Şimdi ikisinin de aklında Fatma anneyle aralarındaki sözsüz gerginlik vardı aslında. Emir aklına gelenle kızgın bi soluk aldı, Toprak' a sarılınca deliksiz bi uykuya dalabildi ama Toprak yorgun olsa da hemen uyuyamadı, küslük hiç ona göre değildi ve çare arıyordu. Aklına hiçbir şey gelmiyordu, ablalardan yardım istemeye karar vererek kocasını son bi kez öptü ve uykuya daldı.
Sabah erkenden uyandığında sırtındaki ağırlık yüzünden beli ağrımıştı Emir'in. Toprak çok deli yatıyordu acı içinde gülümsedi, buna da şükür dedi zira evliliklerinin ilk zamanlarında tekme yemişliği ya da yataktan düşmüşlüğü vardı hele en kötüsü de sabah sertliğine inen diz darbesiydi ki aklına geldikçe sızlıyordu sanki orası.
Toprak'ı uyandırmamaya gayret ederek yataktan kalktı, şöyle bi gerindi. Spor kıyafetlerini giyip dışarı çıktı. Toprak uykusuna düşkündü ve sabah spor yapabilen biri değildi. Kocasıyla koşmak isterdi halbuki ama ona kıyamıyordu da.
Dışarı çıktığında hava yeni yeni aydınlanıyordu. Evlerinin bulunduğu koca arazide koşmaya başladı, bu sefer yanına koruma istemedi. Aradan geçen yarım saatten sonra temposunu düşürüp yürümeye başladı. Kulağında kocasının şarkılarıyla ilerlerken vurulacağını fark edemedi.
