( Mrb. Değerli okuyucularım. Hikayemde yeteri kadar detay vermediğimin farkındayım. Kişi isimleri bile belli değil. - ablaların adı, eniştelerin adı gb.-Kalabalık karakter sayılı hikâyelerde kim kimdi karıştırıyorum genelde. Okumaktan keyif aldığım şekilde yazmayı tercih ediyorum. Hikayelerim 600-700 kelime arası oluyor, uzun olduğundan bi sonraki bölümü geç atabiliyorum, kusura bakmayın. Romantik, komik, tutkulu, azıcık aksiyonlu hikayemi sevdiyseniz yorum atın da yazarcık da sevinsin. Bi de yazmak değil de medya bulmak zorluyor beni, idare ediniz. Keyifli okumalar:))
Emir'den
Dudaklarımız ayrıldığında Toprak'ın gözleri mutlulukla bana bakıyordu. Artık evliydik. Tüm kalabalık silinmişti o an için. İnsanların içinde sevgi göstermek onun da benim de çok tarzımız değildi, kaldı ki Toprak utanırdı böyle zamanlarda.Ama şu anda bakışlarında utanma yoktu kesinlikle. Şakacı memurun sesiyle transtan çıktık. Alkış seslerini duyabildik. Evlilik cüzdanını Toprak' a uzatıp sırayla elimizi sıktı.
Nikah sonrası aile büyüklerinin elini öptük, masa masa dolaşarak tebrikleri kabul ettik ve davetlilerle ufak sohbetler yaptık. Herkes Toprak' a hayranlıkla bakıyordu, öyle sempatik ve tatlıydı ki kimin yanına gitsek ' Ağam çok şanslısın Allah mesut etsin' diyolardı. Aklıma yazdım, anacığıma nazar duası okutayım, kocama bi şey olacak bunlar yüzünden Allah korusun. Yemek servisinin ardından masa masa gezmeyi yeni bitirmiştik ki sakin müzik yerini zeybek havasına bırakmıştı. Toprak ve arkadaşlarından sürpriz kareografiyi izledik. Ne ara böyle güzel hazırlandılar, doğuştan mı yetenekliler bilemiyorum. Kurban olduğum sevgilim ne de güzel oynuyor. Diyarbakır' da zeybek havasıyla imzasını attı düğüne resmen. Tam bana layık değil mi ama kocam benim:)
Düğünümüz oyun havaları, halaylar ile devam etti. Ben hiç bu kadar oynadığımı bilmem, yoo ben hiç oynamazdım ki:) Ama bugün benim günüm ikimizin günü ve herkes doyasıya eğlendi. Takı töreni yapmayacaktık Toprak'ın isteği üzerine hediye vermek isteyenler kimsesiz çocuklara için bağış olarak yollanacaktı. Düğünün bitmesine yakın yoğun istek üzerine Toprak sahnede mikrofonu eline aldı ve yine o güzel sesinden gönül telimiz titredi. Biz biliyorduk da sesinin güzelliğini davetliler hayran oldu, bi daha bi daha diye ısrar edilince
" Emir de söylerse neden olmasın dedi:)"
" Topraak kocana bunu yapmazsın sen dimi canım benim:)"
" Yaptım bile hadi gel yanıma"
" Senin için rezil de olurum sorun değil de davetliler kaçar sonra aşkım" bunu mikrofondan söylemiştim.
Tabi ki alkışı kaptım.Daha önce kimse ailem dahil şarkı söylediğimi duymamıştı.
" Kimse kaçmaz endişe etmesin Ağamız, değil mi değerli misafirlerimiz." milleti yanına çekmişti bile sevgili kocam. Bi alkış daha geldi. E mir A ğa, E mir A ğa.. diye bağırdılar. Çaresiz kabul ettim. Ama sesimi duymak asıl sürprizdi çünkü ben de güzel şarkı söylerdim:))
El ele, göz göze söylediğimiz şarkıdan sonra kimseyle ısmarlaşmadan kaçırdım Toprak'ı. Herkesle tokalaşmak öpüşmek kaç saatimizi alacaktı kim bilir ve benim artık dayanacak halim kalmamıştı, bi an önce kollarıma almalıydım
Toprak'ımı. Arabadaydık, yarım saatlik yolumuz vardı ve dağ evinde geçirecektik ilk gecemizi, ertesi gün bi haftalığına balayına çıkacaktık. Tabi bunların hiçbirini Toprak bilmiyordu, tüm hazırlıkları yapmıştım önceden.
" Ya ayıp oldu herkese Emir, ne diyecekler arkamızdan düşünsene ya"
" Ayıp yatakta olur, o da birazdan olacak hayatım:)"
" Deli adam ya senle evlenerek hata mı ettim acaba:)"
" Hmm hemen de pişman oldun, sana ceza vermek farz oldu."
" Kes cezamı razıyım kocacığım"
" Toprak arabayı durdurup üstüne atlarım şimdi bak, bu kadar tatlı olmasan mı şimdilik:)"
" Yok yok aşkım devam et sustum:) "
" Sustun da elin çalışıyor ama onu napacz:)" eli bacağımın üzerindeydi, benimkine çok yakın bi yeri okşuyordu.
" Kocamı da elleyemeyeceksem de ne bileyim yani:)"
" Kalmime zararsın yeminle:)"
" Sus, konuşma, elleme nedir canım, ağalık taslamayacağım diye söz verdin bikaç saat önce hani hatırlatırım"
" Sen de vardığımızda yorgunum, başım ağrıyor deme de, onu da ben hatırlatayım:)"
İkimiz de güldük, ne düğündü ama:))
