♧ 6 ♣

66 11 0
                                    

Bağrış çağrış sesleri gemiye yaklaştıkça artırıyordu. İçimdeki korku büyürken elbisenin hızlı hareket etmeyi zorlaştırması da sinirimi bozan diğer unsurlardandı. Nasıl bir manzaranın beni beklediğini bilmezken içeri daldım. Ortalığı karıştıran bir Lina, Lina'nın arkasına saklanmış Gilly, her şeye hazırlıklı duran Jinny, Lina'yı sakinleştirmeye çalışan Aramis ve soğukkanlılıkla duran Cole'un gözleri içeri dalmamla bana döndü.

Tüm gözlerin üzerimde olmasından rahatsızlık duyan birisi değildim. Kendimi sürekli amfide tiyatro oynayan bir oyuncu olarak hayal eder ve sürekli sahneye benim için çiçek atıldığını düşlerdim fakat şu an ki durumumuz biraz farklıydı. Bu gözlerin bana bakması hayranlıktan değildi.

''Neredeydin?''

Bana doğru hızla bir adımla geldi. Gözlerini kocaman açmış ve oldukça endişeli gözüküyordu. Onu habersiz bıraktığım için kendime kızdım. Bu aptal elbisenin içinde bulunduğum için kendime kızdım. Mideme suçluluk duygusu oturmuştu ve içeride olan yiyecekleri sallıyordu.

''Neden bunu giyiyorsun?''

Kollarımı güçlü bir şekilde kavradı ve kulağıma fısıldadı. ''Seni bunu giymen için zorluyorlar mı?''

''Hayır,'' dedim çabucak. ''Düşündüğün gibi değil,'' dedim ve ses tonumu daha normale çekmeye çalıştım.

''Uzun bir gün oldu,'' dedi Cole. Sesinde bu durumdan rahatsız olduğunu sezebiliyordum. Lina'nın suçlamalarına bakarsak haksızda sayılmazdı.

İlk önce Jinny odasına çekildi. Cole, Leo'yu götürdü. Aramis her şeyin yolunda olduğuna emin olunca kayboldu. Bende Lina ve Gilly daha önce uyudukları odaya götürdüm. Odanın kapısını kapatır kapatmaz sırtım onlara dönükken derin bir nefes aldım. Şaşırmam, korkmam ve endişe etmem gereken konular o kadar çoktu ki artık yorulmaya başladığımı hissediyordum.

''Neler oluyor?''

Son bir derin nefes alıp önüme döndüm. Gilly korkmuş olmalıydı ki nefes aldığını bile zar zor duyuyordum. Saçlarımı kulağımın arkasına atıp kurumuş dudaklarımı yaladım.

''Bir şey olduğu yok,'' dedim.

Sinirliydim ve bunu Lina'dan çıkarmak istemiyordum.

''Uyandığımda gemide yoktun ve döndüğünde bu aptal elbiseyi giyiyordun. Ne düşünmemi bekliyorsun? Onlara güvenmiyorum. Organlarımızı satabilir, bizi köle olarak verebilir veya üstümüzden kolay para kazanabilirler,' 'dedi bir hışımda.

Haklı olduğunu biliyordum. Ona haksız olduğunu gösterebilecek somut bir delilim yoktu. Hislerimden bahsetmek ise aptallık olurdu. Bende kaçmayı tercih ettim.

''Gilly'i korkutuyorsun,'' dedim.

Lina da korkuyordu ama Gilly'e asla korktuğunu belli etmezdi. Lina, Gilly'i sakinleştirirken bende üzerimdeki elbiseyi eşofman takımıyla değiştirdim. Kendimi yorgun hissettiğimden Lina ile olan tartışmamızın sonuna gelmeden aynı yatağa sıkışarak uyuduk.

Gündüzde uyudukları için Lina ve Gilly benden erken kalkmış olmalıydılar çünkü onları  sabah yatakta bulamamıştım. Yatağımı ve üstümü hızla toparladıktan sonra dün ki gibi bir olay yaşanmasın diye hızla odadan dışarı fırladım ama beklediğim gibi bir manzara yoktu. Gilly Köpük ile oynuyordu. Jinny somurtuyor, Cole haberlere bakıyordu ve Aramis bir şeyler tamir ediyordu. Lina ve Leo'yu görememiştim bu yüzden hızlıca etrafı tarıyordum ve sakin kalmaya çalışıyordum.

Onları mutfakta kahvaltı hazırlarken bulmuştum. Başta rahatlasam da sonrasında içimde bir kıskançlık duygusu oluştu. Daha dün burada Leo ile makarna hazırlıyorduk ama şimdi Lina ile kahvaltı hazırlıyordu. İkisinin huzurlu görünmesi daha da yüzümün asılmasına sebep oldu. Leo beni fark edince yüzüne kocaman bir gülümseme yayıldı. Asık olan suratım yumuşasa da hayal kırıklığına uğradığım gerçeğini hiçbir şey değiştirmiyordu.

MAHPERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin