♣ 19 ♧

26 5 0
                                    

''Bu sizin için prenses,'' dedi ve bana hediye ettiği ata bakakaldım. Bu iyilik gösterisini yutmamıştım ama at çok güzeldi. İyi beslenmiş, kahverengi tüylerinin rengi capcanlı muhteşem bir hayvandı. Üzerindeki eyeri ile binilmeye hazır durumdaydı.

Atı biraz sevmeye başlayınca iyi anlaşacağımızı anlamıştım. Ona binmek için can atıyordum ama çok küçükken at binmiştim şimdi harikalar yaratacağımı sanmıyordum. Buradaki ziyaretimiz son bulduğunda at benimle birlikte saraya gelecekti. Sarayda ona uygun bir yer var mıydı haberim yok ama onu sevmiştim.

''Neden yarışmıyoruz?''

Hemdev'in yeni harika fikriydi bu.

''Yarışacak kadar iyi at sürmüyorum,'' dedim üzgünlükle. İçimde Hemdev'i alaşağı etme duygusu kabaran bir deniz gibiydi.

''Birçok tehlikesi de mevcut,'' diyerek ekledi Alex.

''Çok sıkıcısınız,'' dedi Leo ve şaşakaldım. Alex ona ters ters baksa da Leo geri adım atmadı. ''Buraya kadar gelmişken at sürme keyfinden geri kalmayacağım.''

''İşte mantıklı düşünen birisi,'' dedi Hemdev ve siyah atına bindi. Sık sık yapıyor gibiydi.

''Sürmek ayrı yarışmak ayrı,'' dedim kendi atıma binmek için Hemdev'in aksine merdiven kullanarak. ''At için teşekkürler,'' dedim ve canlı bir şeyin tepesinde olmanın tuhaflığını bir iki saniye hissettim. Altımda yaptığı her hareketi hissedebiliyordum.

Leo beyaz bir atın sırtına binerken Alex kendi benekli atıyla bakıştı.

''Daha önce hiç ata binmedin mi?''

''Sanal eğitim odamızdakiler sayılmaz herhalde,'' dedi ve tereddütle atına bindi.

Lina ise yardımcıların desteği ile atına bindi, gerginliğini yüzünden hissedebiliyordum.

Hemdev bir şimşek gibi yanımızdan ayrılırken Leo da ona eşlik etti. Ben yavaş yavaş gitmeyi tercih ettim. Lina ve Alex'e at bakıcıları yardım etti. Uzun bir süre at sürdük ve bu benim için bir terapi gibiydi. Yeni dostuma bir isim vermeliydim asil ve güzel bir hayvana uygun bir isim. Ne yazık ki aklıma hiçbir şey gelmiyordu.

Akşama doğru at binmekten yorulmuş onları derenin kenarındaki ağaçlara bağlamıştık. Tabi ki su içirip karınları da doyurduk. Hepimiz birer kurt kadar açtık Hemdev'in ne ikram edeceğini düşünürken onun eski krallıklardaki gibi bizi avlanmaya ikna ederken buldum. Alex bunu vahşice bulmuştu ve fikrini benden başkasıyla paylaşmamıştı.

Şöyle bir bakıyorum da Alex'in doğal bir yaşamda hayatta kalması imkansızdı. Fazla nazik ve düzgün birisiydi. Şu tırnaklara bakın bir ateş nasıl yakılır bile bilmezdi. Ona acıyordum ama bu saçmaydı. Asıl bizim gibi olmak tuhaftı. Doğal ve vahşi yaşamı özlemiştim ama amacımdan sapacak değildim.

Lina ve Alex ateş yakmak için odun toplamaya çıktılar. Lina yanında olacağı için Alex'in kaybolacağını düşünmüyordum. Leo ise balık avlayacaktı, o da vahşi yaşama pek uygun değildi. Avcı olabilirdi ama kolay kolay can almaya yaklaşmazdı. Hemdev ortalıkta yoktu, gösterişli bir şeyler avlayacağına eminim. Bense basit bir tavşan kapanı kurdum. Bunu yaparken içimi tanıdık bir his kapladı.

Çölümü özlemiştim.

Saatler sonra yeniden toplandık hava soğumuştu bu yüzden hemen ateşin etrafında bir daire oluşturduk. Hemdev daha gelmemişti. Leo balıklarını ayıklamaya çalışıyordu ama pek beceriyor gibi görünmüyordu.

''Onları temizlemeye çalışıyorsun, eziyet ederek boyun eğdirmeye değil.''

''Çok biliyorsan sen yap,'' dedi öfkeyle Leo.

MAHPERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin