♣ 5 ♧

121 19 1
                                    

Dışarıda bıraktığımız eşyaları hızla içeri taşıyorduk. Leo da köpeği tuvalet ihtiyacını karşılasın diye gezdiriyordu. Sıcakta hareket etmek çok zordu ve serin geminin içine girmek için can atıyordum. Aynı zamanda Lina Gilly'i yeniden görecektim. İçim kıpır kıpırdı ve mutluluk duygusunu bu kadar derinden tatmamıştım.

Leo ve Köpük de geldiğine göre artık hareket edebilirdik. Köpük, bir köpek için değişik bir isimdi. Gerçi bizler hayvan beslemek için yeterince zengin değildik ve evcil hayvanımıza isim vermek gibi bir derdimizde olmuyordu.

''Hadi, Köpük. Gidiyoruz,'' dedi Leo ama Köpük yerinden kıpırdamadı. Sanki birisi ona taş fırlatmış gibi garip inlemelerle karşılık veriyordu. Boynunda ki zımbırtı mı bozulmuştu acaba?

''Sorun nedir?''

''Köpüğü gemi tutuyor. Bu yüzden gelmekte inat ediyor,'' dediğinde kafam karıştı.

Son çare Leo köpeği kucağına aldı ve hiç indirmeden içeri girdi. Köpük için oldukça üzülmüştüm, çıkardığı sesler nasıl da korktuğunu gösteriyordu. Bende Leo'nun peşinden ilerlemeye devam ettim. Geminin ön tarafına geldiğimizde Cole hariç herkes oradaydı. Köpük sıkıca Leo'ya sarılmaya devam etti. Leo da sakinleşmesi için elinden geleni yapıyordu.

Gemi bir iki sarsıldı ve yükseldiğimizi anladım. Kalbimden büyük akımın bacaklarıma doğru ilerlediğini hissettim. Vücudumda oluşan dalgalanmalar sadece kalbimden kaynaklanmıyordu. Midem de dalgalanmalar mevcuttu.

''Gemi sadece Köpük'ü tutmuyor anlaşılan,'' dediğinde Cole tutunacak bir yer arıyordum.

''Herkes buradaysa bu gemiyi kim kullanıyor?'' Midemdeki kasılmalar eşliğinde sakinleşmeye çalışıyordum ama bu tecrübeden hiç hoşnut kalmamıştım.

''Gemiyi varış noktamıza sabitledim. Otomatik pilotta,'' dediğinde Aramis artık nasıl gideceğimiz umurumda değildi. Sadece kusmak ve midemdeki dalgalanmaların bitmesini istiyordum.

Jinny bana bir çöp kovası itekledi ve ben içine kustum. Yolculuk boyunca bu devam etti ve kusabilecek bir şeyim kalmadığında ağzımı yüzümü yıkayıp baygın bakışlarla bulduğum ilk koltuğa oturdum ve ileriye baktım. Bu şekilde bunaltım daha az oluyordu. Jinny bir dergi karıştırıyordu. Leo Köpük ile ilgileniyordu. Cole ortalıkta yoktu ve Aramis birkaç mekanikle takılıyordu. Kendimi yeterince verimsiz hissettiğimde Cole iniş için yanımıza geldi ve ben toprağı öpmek için ilk dışarı çıkan kişi oldum.

Ayaklarımın yere değmesi bile gözyaşlarımı akıtabilirdi. Dışarı çıkar çıkmaz kendimi daha iyi hissetim ama Lina ve Gilly ortalıkta yoktu. Aramis elindeki taşa benzer şeyi düz çevirdi ve bir harita hologramı belirdi.

''On beş dakika kadar uzağımızdalar,'' dedi.

Güneşin altında bile olsa yürüyeceğimiz için çok mutluydum. Uçmak hayatımda yaptığım en rahatsız edici tecrübelerden ilk sırayı hak edecek kadar kötüydü. Kendimi biraz halsiz hissediyordum ama Lina ve Gilly'den daha kötü durumda olamazdım.

''Aramis ve Leo siz Mahperi'ye eşlik edin. Jinny, Köpük ve ben burada gemiyle birlikte kalacağız. ''

Üçümüzde başımızı olumlu anlamda sallayarak ilerlemeye başladık. Aramis birkaç adım önde bize yolu gösteriyordu. Kıvırcık siyah saçları çöle uyumsuzdu ama Leo sanki bizden biriymiş gibiydi. Gözleri ve saçları ile bize uyum sağlıyordu.

''Nereye gideceksiniz Kupa Kızı?''

Leo'nun sorusuyla kendime geldim. Düşünmem gereken konu buydu, Leo değildi.

''Bilmiyorum,'' diye mırıldandım.

Bunu hiç düşünmemiştim. Tek amacım Lina ve Gilly'i bulmaktı. Bulmuştum da ama sonrasını hiç düşünmemiştim. Gidebileceğimiz bir yer yoktu. Biz yer bilmez iz bilmezdik. Belki yine bizi köye bırakmalarını isterdik. O zaman en azından hayatımıza nasıl devam edebileceğimizi bilirdik ama orası da artık güvenli değildi.

MAHPERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin