Ahuvah-22

10.1K 302 21
                                    

Sabah gözlerimi ilk açtığımda dünyanın en güzel manzarası karşımdaydı.  Yağız küçük bir bebek kadar masum bir şekilde yanımda uyuyordu.
Kolları belime  sımsıkı sarılıydı. Üzeri açılmış ve tüm vücudu gözler önündeydi. Uzunca bir süre güzel vücudunu  izledim. Daha sonra yaptığımla utansamda yinede Yağız'ın bana ait olması gururumu okşuyordu.
Yavaşça kollarından sıyrılıp burnuna küçücük bir öpücük kondurdum. Yağız'ın uyanmamasıyla daha da cesaretlendim ve  dudaklarına yaklaştım. Amacım küçük bir öpücükken bir anda kendimi onun altında buldum.
Ben şok olmuş şekilde yüzüne bakarken o dudağıma uzun bir öpücük bıraktı. Yüzündeki gülümseme utanmama neden oldu. Resmen sapık gibi gizli gizli öpmeye çalışmıştım onu.

" Yıllardır ilk defa bu kadar bu kadar güzel uyandırıldım güzelim. Zaten biliyordum seninle uyanmanın bu kadar güzel olacağını. "
Hala üstümde bana bakarak konuştu.
" Aslında ben öyle gizlice öpmek istemedim sadece seni öyle güzel görünce öpmek istedim. " dedim kendimi açıklamaya çalışarak.  Bu yaptığımın anlamsız olduğunu bilsem de yinede utanmaktan kendimi alamıyordum. 
" Sen her sabah beni böyle uyandır oldu mu kurban olduğum.  "
Sanki küçük bir çocukla konuşur gibi şefkat doluydu sesi. Ona olan sevgim hiç bitmeyecekti. Buna bir kez daha emin  oldum.  Yavaşça uzandı üzerime ve göğsüme koydu kafasını . Elim hemen saçlarını buldu.
Yavaşça okşadım yumuşacık saçlarını.
Elleri belimde sarılı yattı uzun süre.
Bu sessizliği bölense benim karnımın gurultusu oldu. Acıkmıştım evet  ama karnımın  bunu bu güzel ortamda resmen gürleyerek belli etmesi  beni utandırdı. Onun güzel kahkahasını duydum. Keşke yer yarılsaydı da içine girebilseydim.

Üzerimden kaktı ve karnımın üzerine bir öpücük kondurdu.
" Benim güzel karım acıktı demek. Hadi gelde karnını doyuralım. " Dedi ve elimden tutarak yataktan kaldırdı.
Hemen banyoya girdim ve kısa bir  duş aldım. Çantamdan bulduğum taytı ve tişörtü üzerime geçirdim. Saçlarımı da örüp banyodan çıktım.

Karşımda güzel bir kahvaltı beklemiyordum tabiki. Yağız ben banyodayken odaya kahvaltı istemişti.  Bu kadar ince düşünmesi beni kendine hayran bıraktı. Hemen yanına oturdum. Yemeye başladım. O kadar açtım ki resmen ne bulduysam yemiştim. Ve Yağız'ın yanımda olduğunu tabiki de unutmuştum. Kafamı kaldırıp ona baktığımda onunla göz göze geldik.

Tam o sırada yuttugum lokma boğazımda kaldı ve öksürmeye başladım.  Oda neye uğradığını şaşırmış olmalı ki eli ayağı birbirine dolandı.  En  sonunda  aklına gelmiş olmalı ki sırtıma vurdu ve elindeki bardaktan su içirdi.  Nihayet lokmayı yuttuğumda. Gözlerimdeki  yaşlar yavaşça yanaklarıma döküldü. 

Onun derin bir ohh çektiğini duydum. Beni göğsüne çekti ve sıkıca sarıldı.
" Napıyorsun yavrum az dikkatli olsana  ömrümden ömür gitti resmen. " dedi rahatlamış sesiyle.

Bende kısık sesimle kendimi savunmaya geçtim  " Bilerek olmadı ki yağız yinede özür dilerim "
Daha sonrasında nikah tarihi için benden kimliğimi istedi. Beni odada bırakarak nikah tarihi olmak için ayrıldı.

Birkaç saat sonra kapı çaldı.  Karşımda yağızı görmemle mutlu oldum ve boynuna atladım resmen  Tam bu sırada yanındaki neredeyse Yağız ' ın yaşlarında ki adamı görene kadar. Hemen ayrıldım  ve sorarcasına Yağıza baktım.
" Güzelim tanıştırayım bu arkadaşım Emre kendisi hoca ve nikahımızı kıymak için geldi.  "

Elindeki poşeti bana uzatarak devam etti.
"Burda ihtiyacın olabilecek şeyler var Biz salonda beklerken sende abdestini al hazırlan . Ha bide şahitlerimiz Yaman ve Burcu olacak onlarda birazdan gelir. Haberin olsun güzelim."

Onların içeri geçmesiyle  bende Yağız'ın elime verdiği poşeti açtım. İçinde beyaz uzun bir  elbise ve beyaz bir başörtü vardı.
Hemen abdestimi alıp kıyafetlerimi giydim.  Yağızında abdest almasıyla birlikte artık  hazırdık. 
Tek eksiğimiz şahitkerdi. Burcuyu görecek olmam beni mutlu ederken. Ondan başka kimsem olmayışı da beni üzdü.

Kapı sesini duymamla  birlikte hemen kapıya koştum.  Karşımda Burcuyu görmek beni mutlu etti. Burcu benden önce davranarak bana sarıldı.
Daha sonra herşey  çok  hızlı olmuştu nikâhımız kıyıldı  Emre abi işi olduğunu söyleyip mutluluk dileyerek ayrıldı.

Daha sonrasında oturup birşeyler içtik. Yaman abinin imalı sözlerini duymamla birlikte ne diyeceğimi şaşırdım.
" Burcu' m biz gidelim artık yeni evli insanlar sonuçta işleri güçleri vardır. "  dedi göz kırparak.  Burcu da kıkırdayarak yerinden kalktı. Benimle ve yağızla vedalaşıp odadan çıktılar.  İşte herşey şimdi başlıyordu.
Bana yaklaştı ve  konuşmaya başladı.
" Bu şekilde olduğu için üzgünüm güzelim. Üzerinde bu beyaz elbise değilde güzel bir gelinlik  olsun isterdim. Ama yemin ederim ömrüm yettikçe seni hep seveceğim. "

Eğilerek alnıma sıcacık dudaklarını  bastırdı. Onun yanı bana heryerden güzeldi.  Sıkıca sarıldım beline .
" Gelinlik bile istemem ben yeterki yanımda ol sen yağız. Bana hep böyle güzel bak olurmu. Benim tek ailem sensin artık. "

Omuzlarımdan tutup ayırdı kendinden . Gözlerimim içine bakarak konuştu.
" Kadınım olmaya hazırmısın güzel gözlüm. Hazır degilsende çekinme söyle bana sarılıp uyuruz sadece."
Gözlerinin içine bakamadım . Ama onun kadını olmak istiyordum.  Yüzüne bakmadan konuştum.
" Kalbim zaten senin . Bedenim de senin olsun istiyorum. " Dedim bir  cesaretle

Oda bunu bekliyor olmalı ki dudaklarıma küçük  bir öpücük kondurup ayrıldı ve kocaman elleriyle ellerimi kavrayarak beni yatak odasına çekiştirdi.

Yatağın yanına geldiğimizde cebinden küçük bir kutu çıkardı.  Kutuyu açtığında hayranlıkla baktım. Elindeki kocaman taşı olan yüzüğü kutudan çıkarıp parmağıma taktı.

"Benim olduğun belli olsun ki kimsenin gözü bile sana değmesin güzelim. "

Mutlulukla parmağıma baktım. Artık onun karısıydım.  Sevdiğim adam kocam olmuştu.  Benden mutlu kim olabilirdi ki şu hayatta.
" Çok güzel bu Yağız teşekkür " derken sözümü kesti
" Kocaya öyle teşekkür edilmez. Şöyle güzel bir öpücük verilir mesela."  Onun bu dedikleri kahkaha atmama neden oldu.  Parmak uçlarımda yükselip dudaklarını öptüm. Tam çekilecekken belimden tutup kendine yasladı.  Öpücüklerimiz dahada derinleşirken kendimş kocaman yatakta buldum.  Nefessiz kaldığımızda nefes nefese ayrıldık. Ellerini üzerindeki beyaz gömleğe götürerek üzerinden çıkatıp. Odanın bir köşesine fırlattı. Sıra benim elbiseme gelmişti sanırım. Elbisemde yeri boyladığında karşısında iç çamaşırlarımla kalmanın utancını yaşıyordum.

Üzerindeki pantolonu da hızlıca çıkarıp üzerime uzandı. Aramızdaki ince kumaşlara rağmen tüm vücudunu hissediyordum. Boynuma öpücükler  bırakarak göğüslerime indi. Elini sütyenimin kopçasına attı ve benden izin istercesine yüzüme baktı.
Kendimi konuşabilecek gibi hissetmediğimden  kafamı evet anlamında salladım.

Uzanıp alnıma bir öpücük bıraktı.
" Ahum o kadar güzelsin ki kendimi zor tutuyorum. O güzel gözlerinden seninde beni  istediğini gördükçe delirecek gibi oluyorum. "
Bir yandan konuşurken bir  yandan da  iç çamaşırımı çıkardı.  Ellerim refleks olarak çıplak göğüslerimin üstüne giderken beni engelledi.  Ellerini göğüslerime götürerek okşadı. Hemen ardından dudaklarını sağ göğsümün üstünde hissettim. Sanki küçük bir bebek gibi emiyordu beni. Bense anlamadığım bir  şekilde  yerimde duramıyordum.  Resmen o emdikçe altında kıvranıyordum. İstemsizce ellerimi saçlarına geçirdim zevkten saçlarını çektim. Erkeksi bir ses çıkararak daha çok yapıştı.  Diğerinide emdikten sonra  kafasını kaldırıp bana baktı.
" Bu kadar lezzetli birşey görmedim ben daha önce kurban olduğum. Beni ne hale getirdin bir bilsen "
Dediği anda kendini tamamen üzerime bıraktı. Alt tarafını bana sürttü. Hissettigim koca sertlikle birlikte şaşkınca ona baktım.

" Hem beni bu hale getir hemde öyle nasum masum bak yüzüme.  Olur mu be güzelim. İnsaf et azıcık bana."

Üzerimizdeki son kumaş parçalarıda yeri boyladığında. Üzerime tırmandı .
" Hazırmısın Ahumm "
Kafamı sallamamla birlikte gözlerimin içine baktı uzunca. O anda hissettiğim ani sızı onun olduğumun kanıtıydı...

AHUVAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin