Şimdiki zaman
Ağlama sesiyle birlikte gözlerimi açtım. Yatağımın hemen yanında bulunan beşikten ağlamaktan kıpkırmızı olan oğlumu aldım. Acıkmış olmalıydı . Yatağıma oturup karnını doyurdum. Minicik dudakları ne kadar acıktığını ispat edercesine hızlı hızlı emiyordu. Bu beni gülümsetti. Şimdiden obur olacaktı demekki oğlum. İlk zamanlara göre fazlasıyla büyümüş ve kilo almıştı. Anne olmak güzeldi gerçekten onun bu değişimlerini her anını görmek gurur vericiydi.
Oğluma baktığımda uyuduğunu gördüm. O kadar çok uyuyordu ki nerdeyse acıkmadığı ve altını kirletmediği sürece uyanmıyordu. Sevgi abla her ne kadar normal olduğunu söylese de bu beni endişelendiriyordu. Gözüm saate iliştiğinde 8.30 olduğunu gördüm. Bebeğimi beşiğine bıraktım yavaşça. Şimdi kahvaltı hazırlama vaktiydi. Burcu' ya güzel bir kahvaltı hazırlamalıydım. Oğlum ağladığında duyabileyim diye kapıyı açık bırakıp mutfağa girdim. İlk olarak çay yaparak başladım. Daha sonrasında patates kızartması yapmaya koyuldum. 45 dakikanın sonunda herşey hazırdı. Özenerek hazırladığım kahvaltı sofrası mükemmel görünüyordu. Son anda aklıma evde ekmek olmadığı geldi. Üstüme çeki düzen verip hemen alt katımızda bulunan fırından sıcacık ekmekler alıp hızlıca eve geldim.
Herşeyin hazır olduğundan emin okuduğumda Burcunun uyuduğu odaya doğru yürüdüm. Saçı başı dağılmış vşr şekilde yatan arkadaşımı görünce kahkaha attım.
Yanına yaklaştım ve zorda olsa onu uyandırdım.
" Hadi Burcu kahvaltı hazırladım. Çayları doldurana kadar mutfakta ol."
Diyerek yanından ayrıldım. Birkaç dakika sonra biraz toparlanmış şekilde geldi." Bu kadar şeye ne gerek vardı Allah aşkına hem uyandırsaydın beraber hazırlardık. "
Dedi bir yandan da yemek yerken. Telefonum çalmaya başladı. Telefonun yatak odasında olduğunu hatırlamamla beraber koşarak girdim odaya. Eymeni rahatsız edip uyandıracaktı . Yatağın üzerindeki telefonu nihayet elime aldığımda ekranda hiç tahmin edemeyeceğim bir isim vardı
AHMET
Bu saatte beni araması beni şaşırtırken. Önemli birşey olabileceğini düşünerek aramayı cevapladım." Günaydın Ahu"
Diyerek konuşmaya başladı.
" Günaydın " dedim bende uyarak" Şey kusura bakma lütfen rahatsız ediyorum. Geçen konuşmamızda boş olduğum gün seni hiç gitmedigin güzel yerlere götüreceğim demiştim ya . Bugünde izin aldım çalıştığım yerden . Müsaitsen Eymen ' le seni gezdirmek istiyorum. "
Heyecanlı olduğu sesinden bile belli oluyordu. Burcu burdayken nasıl gidebilirdim ki onunla. Sırf bana söz verdiği için izin alması vicdanımı rahatsız etti. Bizim için çok çabalıyordu. Oğlumu sevdiğini gözlerinden anlıyordum resmen. Ona gelemeyeceğimi nasıl söyleyebilirdim ki ama...
" Ahmet daha önce bahsetmiştim ya çocukluk arkadaşım gelecek diye işte o birkaç gündür burda. Bugünde onu yanlız bırakıp gelemem özür dilerim. Lütfen yanlış anlama olurmu seninle vakit geçirmeyi çok isterim. Ama bugün olmaz gerçekten çok üzgünüm. "
Dedim hüzünlüce
" Tamam o zaman Ahu başka zaman gideriz artık. Asıl sen kusura bakma rahatsız ettim senide "
Sesindeki hayal kırıklığı canımı sıktı. Beni bu kadar çok düşünen bir insanı üzmek istemiyordum.
" Ahmet sende bize gelsen kahve falan içeriz . Hem tek başına tüm gün evde ne yapacaksın ki "
Düşünmeden söylediğim sözlerdi bunlar.
Oda bunu beklermiş gibi hemen onayladı ve vedalaşarak telefonu kapattık.Beşiğe doğru yaklaştım . Oğlum çoktan uyanmıştı sanırım. Gözlerini kocaman açmış etrafa bakınıyordu. Kucağıma alıp yanaklarını öptüm. Mis gibiydi benim meleğim. Burcunun yanına gittim. Ahmetin geleceğini söylediğimde yüzünde arsız bir gülümseme belirdi.
" Çok merak ediyorum şu Ahmet' i . Tanışalım bakalım kimmiş neymiş , seninle neden bu kadar ilgileniyormuş bi öğrenelim bakalım."